Başlangıç kısmında Victor Hugo'nun idam cezasına getirdiği eleştiri kısmını okumaya başladığımda - bu cezanın olmadığı dönemde yaşayan biri olarak - birilerinin işlediği canice suçlar herkes gibi canımı sıktığı için o kadar da katılmadığımı düşündüm. Şu anda kimse ve hiçbir şey suç işlemekten caydırmıyor gibi.
"İdam cezasına çarptırılma sebebi olacak şeyi yapmış kişilerin ne kadarı, içinde hala bunun ağırlığını hissedecek kadar insanlık barındırıyordur acaba?" dedim. O giyotine hiçbir suç işlememiş bir insanı götürseler onun hissettiği duygularla diğerininki aynı olur mu?
Sonradan bu düşüncelerim biraz karıştı tabii. Öncelikle hiçbir suçlunun hikayesini bilmiyordum. Bu sabit bir cezaydı, sadece cani ve sosyopat kişilere verilmiyordu. Ve bence kimse idama götürülme sürecindeki duyguları yaşamadan bu işten gerçekten ders çıkaramazdı.
Kitap, birazdan bu hayattan koparılacak olmanın zihinsel yükünü okuyucuya yoğun bir şekilde geçiriyor.