“Josef, benim sorumdan kaçıyorsun yine. Sen hayatını yaşadın mı? Yoksa hayat mı seni yaşadı? Hayatını seçtin mi? Yoksa o mu seni seçti? Onu sevdin mi? Yoksa pişmanlık mı duydun? Hayatını tükettin mi diye sorduğumda bunu kastediyorum. Onu bitirip tükettin mi? (…) Hiç yaşamadığın bir hayat için üzülürken sen de çaresizce kenarda durmuyor musun?”