Dudu

Dudu
@Insan00
Matematik öğretmeni
Lisans
59 okur puanı
Aralık 2023 tarihinde katıldı
94 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Çok kısa sürede bitirebileceğiniz oldukça etkileyici bir kitapla karşınızdayım. * Tolstoy bu kitabında, hayatı boyunca yaşamış olduğu arayışın adeta bir portresini çizmiş. Bir dönem her türlü aşırılık, şehvet, cinayet gibi her türlü günahı işlediği 10 senelik yasamının ardından birden girdiği bunalımla "İnsan nedir? Neden yaşamaktadır? Yaşanılan herşey ölümle birlikte yok olacaksa neden yaşamaya devam ediyoruz?" sorularına cevap aramaya koyulmuştur. Öncelikle dindar insanları analiz etmiş, onların inandıkları hiçbir özelliği üzerlerinde taşımadıklarını görmüş ve Tanrı'dan yüz çevirmiştir. Daha sonra bu soruların cevabını bilimde aramış, matematik, fizik gibi bilim dallarının yanı sıra felsefeyi tamamıyla gözden geçirmiş, ancak sorularına hiçbirinden tatmin edici bir cevap alamamıştır. Bu sorularla mücadele eden insanların dört şekilde davrandıklarını görerek bunları tek tek irdelemiş, kendisini de bu insanlardan biri olarak nitelemiştir. En sonunda bir çıkar yol bulmuş ancak bu yolda da çeşitli hatalar olduğunu farketmiştir. *Kendimden çok şey bulduğum harika bir eserdi. Ayrıca yazarın herkesin cesaret edemeyeceği bir içtenlikle işlediği günahları itiraf etmesi ve varoluşunu sorgulamak üzere çıktığı yolculuğu muhteşem bir üslupla anlatması takdire şayandı.
İtiraflarım
İtiraflarımLev Tolstoy · Karbon Kitaplar · 201723,1bin okunma
Reklam
261 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Çok ilginç, bir o kadar da tartışmalara konu olan, içerisinde bir romandan çok daha fazlasını barındıran bir kitap hakkındaki fikirlerimi sizlerle paylaşacağım. Bu tarz kitapları gerçekten çok seviyorum. *Hikayemize geçmeden önce, kitabın ana temasından bahsedeceğim. Kitap, uygarlıkla ilkelliğin, akıl ve hoşgörü ile vahşiliğin ve yobazlığın
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,9bin okunma
102 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
* Hikayemiz, güney amerikalı kızılderili bir aile ile, onların asırlarca yaşayageldikleri yurtlarını 4 asır boyunca işgal eden ve köleleştirdikleri kızılderililere hayvanca muamele eden beyazların kısa bir öyküsüdür. Fakirlikten ezilen, gururu incinen Kino ve ailesinin bir gün denizden servet değerinde bir inci bulması ile hayatlarının alt üst olması ve malesef yine acıklı bir son... * John Steinbeck, Gazap Üzümleri ile Fareler ve İnsanlar kitaplarından da tanıdığım gibi, dili çok ustaca kullanan, adeta şiirsel anlatımı ile okuyucunun hayal dünyasına işleyen nobel ödüllü muhteşem bir yazar. O sadece hikayenin kahramanlarının değil, çevredeki komşuların, kasaba sakinlerinin, yani tüm bir sosyal yaşamın hikayesini anlatır. Ancak onun kitaplarını okumaya başlarken daima hüzne, acıya ve umutsuzluğa hazır olmalısınız
İnci
İnciJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 202338bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
1874 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
* 2 haftadan uzun süren bir maceranın daha sonuna geldim. Bu kitap hakkında duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım. * Kitabımız bundan önce okuduğum Sefiller romanına benzer bir şekilde hem bir hikaye anlatırken diğer taraftan bir tarihçi edasıyla yaşanan olayları tarihsel bir biçimde bizlere aktarıyor. Hatta Sefiller romanına ilaveten
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)Lev Tolstoy · Can Yayınları · 202321,2bin okunma
1757 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
* Bazı kitaplar hakkında yorum yapmakta çok zorlanıyorum, öyle hissediyorum ki ben ne kadar anlatsam da o kitabı okumadıkça, hiç kimse ne demek istediğimi anlayamayacak. Tam olarak bu, öyle bir kitaptı. 12 günlük 1757 sayfalık uzun bir rüyadan uyanmış gibiyim. * Düşünce kitapları okurken sıkılıp, roman okurken de ne kadar akıcı olsa da hayatıma hiçbir şey katmamasından bazen şikayet ediyordum. Sefiller, okuyucuya hem o dönemin tarihine her yönüyle harika bir şekilde aktarırken, diğer taraftan muhteşem bir hikaye sunuyor. Kendinizi hikayenin güzelliğine kaptırmış giderken, kendinizi Waterloo savaşının içerisinde, 18. Louis'in yanında ya da 1832 devriminde bulabiliyorsunuz. Jean Valjean nereye gitti ve ne olaylar yaşadıysa hepsi hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz. Fransa'nın krallıktan diktatörlüğe, oradan yarı krallığa ve sonra cumhuriyete ulaşırken ne badirelerden geçtiğini öğreniyorsunuz. * Hikayemize gelirsek, bu bir dirilişin, halkın en alt (hatta insandan da aşağı) tabakasında bulunan kürek mahkumu birinin, bir psikopos sayesinde belki de en yüksek mertebelerden birine erişmesinin öyküsüydü. Jean, hayatın her türlü zorluğunu ve güzelliğini bir çok kez yaşadı, ama ne umudunu yitirdi, ne de kendini yüceltti. Ve okuyan herkese, en sefil bir yaratıktan nasıl yüce bir ruha yükselebileceğini gösterdi. 1700 sayfayı bir kaç cümle ile özetlemek mümkün değil, bugüne kadar okumamış olamanın eksikliği için üzülmeden edemedim.
Sefiller (7 Cilt Takım Cep Boy)
Sefiller (7 Cilt Takım Cep Boy)Victor Hugo · Karbon Kitaplar · 202087,9bin okunma
Reklam
95 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Düşünceleriyle, yaşamıyla ve eserleriyle 19. Yüzyılın bana göre en önemli ve ilginç filozofu olan Nietzsche'nin bir kitabını daha bitirerek fikirlerimi sizlerle paylaşıyorum. * Kitabımız Nietzsche'nin en önemli savı olan kendini bulma, toplumsal ve kamusal sürülerden ayrılarak tek ve biricik olan kendin olma fikrine vurgu yaparak, çağın aykırı isimlerinden olan Schopenhauer'i neden kendine bir öğretmen olarak gördüğü ile ilgili fikirlerini genel bir açıdan değerlendirerek sunmuş. Özellikle ilk bölümde sözü geçen "kendine karşı dürüst olma" fikrini özellikle vurgulamış. Zira filozofumuz, insanların hiçbirinin salt "kendi düşünceleriyle ve kendi fikirleriyle" hareket etmediğini, toplum kültürünün ve Sokrates olayında olduğu gibi 'babaların' insanların hayatında ne denli etkin olduğunu güzel bir biçimde ifade etmiş. * Yine bir çok kitabında karşılaştığımız dönemin Alman eğitimi, düşünürleri ve milliyetçiliği hakkındaki eleştirilerini de eklemeden geçmemiş. * Kitabın özellikle " filozof ile bilgin" arasındaki farklar ve devletlerin neden sahte filozofları yakınında tutmak ve gerçek filozofları kendinden ve gözden uzaklaştırmak zorunda olduğunu harika bir şekilde ifade etmiş. *Her kitabında olduğu gibi Nietzsche bu kitabında da bana bir çok şey kattı. Elbette felsefeye ilgili olanların okumaları özellikle tavsiye edilir
Eğitimci Olarak Schopenhauer
Eğitimci Olarak SchopenhauerFriedrich Nietzsche · Say Yayınları · 2011965 okunma
296 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Servet-i Fünun yazarlarından Mehmet Rauf'un Eylül isimli romanı hakkında fikirlerimi sizlerle paylaşacağım. * Kitabımız 1896 yılında kaleme alınmış Türk edebiyatının bu konuda yazılmış ilk romanlarından birisi. Daha önce de değindiğim gibi, Şok markette hasbelkader karşılaşmamış olsam belki de hiç okumayacağım bir kitaptı ama iyi ki de karşılaşmış ve okumuşum. * Hikayemiz, kadınların genel olarak aldatmaya meyilli olduğunu ve bu sebeple dünya üzerinde gerçekten sevilebilecek bir kadın bulunmadığını düşünen Necib ile, Necibin kuzeni ve çok samimi dostu Süreyya'nın eşi olan Suad'ın yasak aşklarını konu ediniyor. Aslında en başta böyle bir aşk yok iken, Necib, Suad'ın ne kadar namuslu ve sadık bir kadın olduğunu görerek diğer kadınlardan çok farklı olduğunu anlıyor ve aşık olmaktan kendini alamıyor. Suad ise Necib'in saf aşkına karşı koyamaz. Ancak Suad'ın eşi Süreyya, aşıkların arasındaki en büyük engeldir. Hikayenin sonu hüzünlü bitmekle birlikte, hikayenin çok fazla dikkate şayan olduğunu söyleyemeyeceğim. * Hikayenin bayağılığına nazaran yazarın duygu ve hissiyatı okuyucuya aksettirme gücü takdire şayan. Kelimeler öyle ustalıkla cümlelere dönüştürülmüş ki, Necib'in hicranını ve Suad'ın hislerini kendi içinizde hissedebiliyorsunuz. Uzun sayfalar boyunca hikaye hiç ilerlemezken siz hic sıkılmadan okumaya devam ediyorsunuz. O kadar altı çizilecek cümle vardı ki bir süre sonra kitabın zevkini azaltmaması için çizmekten vazgeçtim. * Bu ve diğer aynı dönem kitapları iyi ki almışım. Gerçekten çok ayrı bir tadı var. İnsan okurken kendini bir yeşilçam filmi içerisinde hissediyor.
Eylül
EylülMehmet Rauf · The Kitap · 202140bin okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
* Normal şartlarda dikkatimi çekip satın almayacağım kitapları reyona koyan Şok markete teşekkür etmeliyim. Bununla birlikte aynı minvalde 3 kitap daha aldım onları da okumayı sabırsızlıkla bekliyorum. * Türk edebiyatının ilk romanı sayılan bu kitaba başlarken biraz önyargılıydım. Ancak biraz okuduktan sonra gayet heyecan verici ve merak uyandırıcıydı. * Hikayemiz, gayet düzgün bir ortamda eğitime önem veren babası tarafından çalışkan, ahlaklı ve terbiyeli biri olarak yetiştirilen 22 yaşındaki Ali bey'in, Çamlıca'da, bir fahişeye aşık olması ile alt üst olan yaşamını konu ediniyor. Bu durumu öğrenen annesi onu bu hayattan kurtarmaya çalışıyor ancak işler daha da kötü bir hale dönüşüyor. * Kitabın genel olarak kelimeleri bir miktar eski dil içermekle birlikte kitabı anlama ve okuma zevkini bozacak derecede değildi. Bütün hadiseyi ve hissettirilmeye çalışılan duyguları gayet net bir şekilde anladım. Yalnızca olaylar arasında bazı yerlerde kopukluk var, mesela bir konu anlatılırken onunla ilişkili bir mevzu unutulmuş ve ilerleyen sayfalarda açıklanmaya çalışılmış. Kitap üzerinde biraz daha durulsaydı daha güzel olabilirmiş.
İntibah
İntibahNamık Kemal · The Kitap · 202239,7bin okunma
325 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
* İtiraf etmeliyim ki beni bu kadar etkileyen çok az kitap okudum. Kitabı bitirdiğimde kitabı okumamış olmayı diledim. Bir zihinsel engellinin duyguları ve yaşadıkları daha mükemmel bir şekilde anlatılamazdı.. * Kitaba başlarken konusu hakkında hicbir fikrim yoktu, genelde kitap hakkında yorumları kitap bittikten sonra okurum. Bu benim için "bir kitapseverin kesinlikle okuması gereken kitaplar" listesine giren bir roman oldu. Kitabı okuyacak olanlar için spoiler vermek istemiyorum. Sadece kitabı teknik olarak inceleyeceğim. Kitap oldukça anlaşılır ve olaylar gayet muntazam bir biçimde akıp gidiyor. Okurken hiç yorulmuyorsunuz. "Şurada ne demek istemiş" ya da "bu kişi kimdi" gibi bir soru işareti oluşmuyor kafanızda. * Bu kitabı okurken bitirmeden elinizden bırakmayacak ve okuduktan sonra muhakkak uzun bir süre etkisinden kurtulamayacaksınız. * 10 üzerinden 10 puanı sonuna kadar hak ediyor. Okumamışsanız bir an önce okumanızı tavsiye ederim.
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201515,3bin okunma
216 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
*Cahit Sıtkı'nın şiirinde bahsini ettiği yazarımız Dante, 35 yaşında gerçekleştirdiği ilahi yolculuğu, Cennet ile sonlandırır. *Aslında bu bir yolculuk değil, doğru yolu bulmak için rehberler eşliğinde yapılan ruhanî bir dönüşümdür. Zira bu yolculuğun Dante üzerindeki etkilerinden bahsederken, bunları açıklayacak kelime bulamamıştır. * Gelelim üçüncü ve son durak olan 'Cennet' katına. 'Araf' dağında Vergilus ile ayrılan Dante'ye Cennet yolculuğunda sevgilisi Beatrice ile birlikte bir çok aziz eşlik ve rehberlik eder. Cehennem yerin altında, Araf yeryüzünde resmedilirken, Cennet ise gökyüzünde görülmektedir. Katlar güneşin etrafında dönen gezegenlerle isimlendirilmiştir. Burada şunu söylemeliyim ki serinin bu kısmında hristiyanlıkla ve özellikle Fransız kent tarikatıyla ilgili inançlar çok ağır basmış durumda. İslam'ın ahiret inancıyla karşılaştırdığımızda çok benzerlikler olmasına karşın farklı durumlarda söz konusu. Örneğin Üçleme inancı Cennet katında çok fazla öne çıkmış durumda. Katlarda din uğruna canını verenler, azizler, adil hükümdarlar ve en sonunda da Meryem Ana Dante'nin karşısına çıkıyor. * Tüm seriyi edebi olarak göz önüne alırsak oldukça güzel olduğunu söyleyebilirim. Yazar gördüklerini harika bir biçimde benzetmeler kullanarak betimlemiş ve duygularını tam anlamıyla aktarmış. Bunun dışında dönemine ait -bizim bilmediğimiz- çok fazla olay ve kişilerle dolu olduğu için sürekli açıklamaları okumak gerekiyor ve bu kitabın akıcılığına engel oluyor.
İlahi Komedya - Cennet
İlahi Komedya - CennetDante Alighieri · Altın Kitaplar · 20191,181 okunma
Reklam
288 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Hemen hen tüm Fransız edebiyatında olduğu gibi yine asıl konu aristokrat kesim dediğimiz dışarıdan albenili görünen ama içine girildiğinde türlü entrikaların, ahlaksızlıkların ve samimiyetsizliklerin dolu olduğu "kont-kontes, baron-barones, marki-markiz" lerle, onlara imrenen ve onlar gibi olmaya çalışan fakir ama gururlu insanların çatışması... * Goriot baba, vaktinde çok zengin olmuş bir tüccar iken, başına gelen bazı olaylar sebebiyle ticaretten soğuyan, elinde avucunda ne varsa iki kızına (ve tabii kont ve baron olan damatlarına) bırakan, ancak bir süre sonra damatları tarafından sokağa atılan, kızlarını adeta bir aşık gibi seven bir babadır. Aynı pansiyonda kaldığı, fakir ama gururlu hukuk öğrencisi gencimiz, babanın kızlarından birine aşık olur. * Fransız edebiyatında hep tuhaf karşılamışımdır, baron ya da kontların gayet rahat bir şekilde metresleri, eşlerinin de sevgilileri var. Bu o kadar rahat ki şu ana kadar hiçbir Fransız romanı okumadım ki içindeki yüksek kesimden karakterlerin gayrimeşru ilişkileri olmasın. *Kitabımız, hicbir şekilde yoluna girmeyen bir sürü çıkmazla, hüzün dolu bir şekilde sona eriyor. Şunu söylemeliyim ki, Goriot baba karakteri, kızlarına karşı yaptığı saçmalıklarla ne kadar itici gelmişse hukuk öğrencisi Rastignac bir o kadar kaliteli ve doğru kişilikli bir karakterdi. *Her ne kadar benzer konularla Fransız edebiyatından sıkılmış olsam da eserin güzelliğini reddedemem.
Goriot Baba
Goriot BabaHonore de Balzac · İş Bankası Kültür Yayınları · 202115bin okunma
408 syf.
·
Puan vermedi
* Kitabımız, bir tesadüfle babasının gerçek babası olmadığını öğrenen ve evi terk eden Edouard'ın, evine sığındığı arkadaşı Olivier'in ve dayısının hikayesini anlatmakta. Edouard her ne kadar annesinden nefret etmiş olsa da , üvey babasının kendisini ne kadar çok sevdiğini ve diğer gerçek çocuklarından ayırt etmediğinin farkındadır. Yine de annesini affedemez ve arkadaşına gider. * Kitabın baş kahramanı her ne kadar Edouard gibi görünse de bence asıl kilit isim Eduard'ın dayısıdır. Hem kendisine hayranlık duyulan ve bir kitap yazan ilginç bir karakter. Gençlerde yoğunlukla başkaldırı, özgürlük, ahlak dışı durumlar da sözkonusu olmakta. 1920 lerde nasıl kaleme alınabilmiş bilemesem de eşcinsellik de içerek bir hikaye. Zaten Olivier'in dayı ile tanışması ve ona hayranlık duyması epeyce işlenmiş kitapta. Dayı, aynı zamanda bir yazardır ve yazdığı hikaye ile bizim hikayemiz zaman zaman birbirine karışmakta. *Bu arada kalpazanlar ne zaman karşımıza çıkacak derken hikaye ile tamamen alakasız bir yerlerde bahsi geçen bir mesele; Eduardo'nun üvey babası bir savcıdır ve bir sahte kalp para basan kalpazan çetesini yakalamakla uğraşmaktadır. Bu meselenin de elle tutulur bir sonuca vardığını söylemek güç. *Yani tuhaflıklarla dolu bir kitap, nasıl nobel alabilmiş hayret etmeden geçemeyeceğim. Okunması ve anlaşılması da kolay değil. Bazı karakterleri bir kaç kez geri dönerek tekrar okumanız gerekebiliyor.
Kalpazanlar
KalpazanlarAndré Gide · Can Yayınları · 2020611 okunma
248 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
*Kitabımız Cansu hanım'ın akademisyenlerle yaptıkları soru cevap şeklindeki röportajlarından kaleme alınmış. Hocaların hepsi çok değerli ve Cansu hanım da iyi yönlendirmiş sohbetleri. Her bölümün belirli bir konusu olsa da farklı konulara da parmak basılmış. * Kitabın bölümleri Türklerin kökeninden, Hasan Sabbah'tan, Fatih Sultan Mehmet'ten, Osmanlıdaki darbe ve isyanlardan, en sonuncusu ise Atatürk'ten bahsediliyor. Her konu bu alanda ihtisas yapmış profesör veya doçentlere sorulmuş. * Kitap çok akıcı, konular harika seçilmiş. Verilen cevaplar bilim adamına yakışır nitelikte net ve tartışmasız. Hani belirlenen konuda size ayrıntılı bilgi verdiği söylebemez ancak sizi çok iyi yönlendiriyor. Notlarıma okunması gereken bir çok kitap kaydettim. Keyifli okumalar dilerim..
Türklerin Serüveni
Türklerin SerüveniCansu Canan Özgen · Kronik Yayıncılık · 20171,191 okunma
110 syf.
·
Puan vermedi
Kitabımızın hikayesi Cezayir'de geçmektedir. Kahramanımiz Meursault isimli, tuhaf derecede duygusuz bir gençtir. Kitabımız iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde annesinin ölümü ve cenazesinde yaşananlar, ikinci bölümde ise saçma sapan bir cinayet ve yargılanma süreci. *Hikayeyi anlatarak spoiler vermek istemem. Eserde Meursault'un ne denli duygusuz biri olduğunun özellikle üzerinde durulmuş. Annesinin cenazesinde bunu apaçık belirtmiş. Bu duygu yoksunluğu yargılanma sürecinde ve hapis sürecinde de karşımıza çıkıyor. *Kitapta en çok ilgimi çeken şey, Camus'un Veba'sında olduğu gibi, hikaye bir müslüman ülkede geçmekte ancak hikayenin hiçbir yerinde bir müslüman ile karşılaşılmamakta. Dînî hassasiyeti olan biri değilim ancak gerçekten dikkat çekici bir durum. Veba hikayesinde de kiliselerden rahiplerden bahsederken ve isimlerin hepsi yabancı iken hiçbir yerde cami ve ya müslüman ismi geçmiyordu. Bunu yazıldığı dönemdeki yoğun Fransız sömürüsüne bağlamaktan başka bir şey gelmiyor aklıma. * 20.yüzyılın okunması gereken yüz kitabı içinde olmasına ve Nobel ödüllü olmasına rağmen ne hikayesi ile ne de hissettirdikleriyle beni çok fazla etkilemeyen bir kitaptı. Açıkçası 'Veba'dan daha çok etkilenmiş ve duygulanmıştım. Keyifli okumalar dilerim...
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2021112,4bin okunma
44 öğeden 31 ile 44 arasındakiler gösteriliyor.