Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dudu

Dudu
@Insan00
Matematik öğretmeni
Lisans
56 okur puanı
Aralık 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
592 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
* Bilinen ilk filozoflar ile başlayıp günümüze kadar uzanan bir felsefe yolcuğu gibiydi adeta. Felsefeye yön veren Aristotelesten tutun Spinoza'ya Freud'a kadar bir çok filozofun fikirleri hakkında kısa ancak çarpıcı ve önemli bilgiler yer alıyor. Tabi bunlar direkt olarak anlatılmamış, Lübnan'da görevli bir binbaşını Norveç'teki kızına 15.yaş günü hediyesi olarak yazdığı bir kitap olarak ele alınmış. Ancak kitaptaki karakterler başta gerçek hayatta gibi anlatılırken daha sonra bunların binbaşı tarafından oluşturulmuş bir hayal ürünü olduğu ortaya çıkıyor. * Kitap gençler için oldukça ilgi çekici olabilir, özellikle felsefeye ilgi duyanlar için bir başlangıç romanı olabilir. Ancak anlatılanların bir çoğu daha önceden okuduğum bilgilerdi. Bu sebepten, içeriğindeki felsefeden ziyade romanın kurgusu oldukça hoşuma gitti. Felsefeye yeni başlayanlar için tavsiye edebileceğim bir kitap.
Sofie'nin Dünyası
Sofie'nin DünyasıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 202036,7bin okunma
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
* Milattan önce 5.yüzyılda yaşamış olan bilge komutan Sun Tzu, savaş sanatının inceliklerini bu eserinde binlerce yıl sonrasına bizlere aktarmış. 60 sayfalık çok kısa ama bence muhteşem bir eser. Ben açıkçası biraz hafife almıştım, ne olabilir ki savaş işte, demiştim başlamadan önce ama okuduktan sonra önyargılarım tamamen yıkıldı. * Kitap savaşın tüm inceliklerini, her koşulunu ele almış. Özellikle savaşın 5 temel unsurunu irdelemiş. Disiplin, komutanın askerlerle ve kralla ilişkileri, iklim ve arazi şartları, asker sayısı gibi bir çok konu hakkında harika yargılar belirtmiş. Komutanın, dezavantajları dahi avantaja dönüştürebileceğinden ve casusların öneminden bahsetmiş. Önsözde Napolyon'un ve Hitler'in Sun Tzu'dan ilham aldıkları yazıyor. Ama Napolyon'un son dönem savaşlarında hiç de dikkate almadığını gördüm. * Savaşla ilgili olan olmayan kim varsa okumasını tavsiye ederim. Göreceksiniz ki günlük hayatta bir idarecinin de işine yarayacak önemli ayrıntılar var. Binlerce yıl öteden bizlere ulaşmış olması da çok değerli bir şey
Savaş Sanatı
Savaş SanatıSun Tzu · Kapra Yayıncılık · 202038,9bin okunma
84 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
* Çarpık, yozlaşmış dini inançlar hemen her dinde kendine yer bulmuş olmasına rağmen buna baş kaldıran çok az insan adını tarihe yazdırabilmiştir. Bu hurafeler -ilginçtir- çoğu zaman da kendini dini lider zanneden bir takım insanlar tarafından yürürlüğe sokulmuş ve insanlar böylece kandırıla gelmiştir. Martin Luther, yaşadığı yüzyılda günahları silme karşılığında ceplerini dolduran papazlara ve hatta Papa'ya savaş açmış -bana göre- gerçek bir inanandır. Ben bu kişinin yazdıklarını okuyunca, kendisini bizim dinimizdeki -Hristiyanlıktakine çok benzer olarak- Peygamberin sözde ayak izini satan, yanmaz kefen pazarlayan, bunları da kürsülerden alenen rahatlıkla yapabilen sözde tarikat şeyhlerine karşı duran bazı gerçek entelektüel İslam profesörlerinin haline çok benzettim. Zira tıpkı Luther gibi bu alimlerimizi de kafirlikle suçlamış ve kendilerine olmadık iftiralar atmışlar ve kendilerini istifa ettirmişlerdi. * Kendisi de bizzat keşiş olan Luther, aynı zamanda döneminin doktora yapmış bir profesörüdür. Kendisinin yaşamı da kitap kadar güzeldi. Avrupa'nın şimdiki durumuna gelmesinde bence çok önenli bir yeri vardır. Zira dinde olmayan hurafeler onun sayesinde sorgulanmaya başlanmış, ilk defa olmasa bile yüksek sesle haykırma cesareti ilk defa onun tarafından gösterilebilmiştir. Dini yalnızca paraya indirgeyen, cemaat çıkarlarının Allah'a ibadetten ve dürüstlükten daha önce geldiği şimdiki din tüccarlarının 16.yüzyıl Hristiyan alemindeki kopyalarının insanları nasıl kandırdıklarını öğrenmek açısından inanılmaz bir eser. Bu tip eserleri tüm ülkecek okusak bir kaç asır ilerleyeceğimizi düşünmekteyim..
Doksan Beş Tez
Doksan Beş TezMartin Luther · İş Bankası Kültür Yayınları · 2018994 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Hem az sayıda zenginin yönettiği, diğer insanların adeta bir robot gibi zenginelere hizmet ettiği dönemin kapitalizmine bir hiciv, hem de gelecekte yaşanabilecek ütopik bir hayal ürünü dünyanın tahminlerini içeren 1932'de yayımlanmış çok meşhur bir eser hakkındaki incelemelerimi sizlerle paylaşacağım. * Kitabımız yazıldığı dönemden 6 asır
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,4bin okunma
408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
* Epeydir böyle etkileyici bir roman okumamıştım. Bittikten sonra uzun uzun düşüncelere sevk edecek türden harika bir eser. Tahminimden çok daha güzeldi. * Küçük yaşta anne ve babası tarafından terk edilip, uğultulu tepelerdeki çiftliğin sahibi tarafından ölmekten kurtarılan, ancak eve getirdikten sonra oğlunun, ve ileride büyük bir aşkla bağlanacağı kızının eşi tarafından aşağılanmaktan kurtulamayan Heathcliff'in intikam dolu hayat hikayesi... Küçük yaşta yaşadığı aşağılanmalar, hor görülmeler ve küçümsenmelerin bir bünyede yaşatabileceği tahribat ancak bu kadar güzel yazılabilirdi. Bu kitabı okurken, bir taraftan Heathcliff'in intikam ile yaptığı, efendisinin oğlu ile Catherina'yı elinden alan Edgar'a ve hatta içindeki intikam ateşinin sönmemesiyle onların çocuklarına yaptığı akıl almaz işkencelere öfkelenirken, diğer yandan onun küçük yaşta geçirdiği travmaların nelere mal olabileceğini üzüntüyle okuyacaksınız. * Bu muhteşem intikam ve aşk hikayesini her kitapseverin okuması gerektiği kanısındayım. Öfke, umut, üzüntü, korku ve bir çok duygu yaşayacağınız bu kitap benim 'en'lerim arasında çoktan yerini aldı
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,2bin okunma
Reklam
150 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
* En sevdiğim, fikirleriyle ve dünya görüşü ile kendime en yakın hissettiğim Voltaire'in okuduğum 4.kitabı hakkındaki incelemelerimi sizlerle paylaşacağım. * Kitabın ana teması dini bağnazlık, batıl inançlar ve "herkes benim gibi inanmak zorunda" fikrinin getirdiği kötülüklerin son bulması üzerine kurulmuş. Öncelikle binlerce insanın katledilmesi ve işkence görmesi ile sonuçlanan Hristiyan mezhepleri savaşlarının artık bitmesi gerektiği ve bu mezheplerin birbirlerine hoşgörülü olmaları gerektiğini savunarak, konuyu evrensel barışa ve tüm dinlerin birbirine hoşgörülü olmasına kadar getirmiş. Her ne kadar (doğal olarak) Hristiyanlık açısından konuyu anlatmaya çalışmış olsa da, ne yazık ki benzer hoşgörüsüzlükler halen daha diğer dinler içerisinde de devam etmekte. Bu açıdan baktığımızda kitabın yazılmasından 300 sene geçmesine rağmen güncelliğinin halen koruyor olması düşündürücü.. * Protestan bir ailenin bir oğlunun intihar etmesi sebebiyle Katolikler tarafından yargılanıp (oğul güya Katolik mezhebine geçeceği için ailesi onu katletmiş denilerek) kanıtsız olmalarına rağmen babayı işkenceyle ölüme ve diğerlerinin hapse mahkum edilmesi ile başlayan kitap, yine bu yargılama sürecinin seneler sonra yeniden ele alınmasıyla ve harika bir şekilde sona eriyor. Onlarca altı çizilesi bölümlerden oluşan bu kitabı herkesin okumasını çok isterdim.
Hoşgörü Üzerine İnceleme
Hoşgörü Üzerine İncelemeVoltaire · Karbon Kitaplar · 202340 okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Çoğunlukla Aşk-ı Memnu'dan tanıdığımız roman türünde Türk edebiyatının öncülerinden olan Halid Ziya'nın Cumhuriyet öncesi kaleme aldığı öykülerden oluşan kitabımızı inceleyelim.. * Eser, onsekiz kadar hikayenin yer aldığı ve benim dönem itibarıyle dilini ve üslubunu ayrıca çok sevdiğim bir eser olarak karşımıza çıkıyor. Gerçekten o dönem yazılan hemen tüm eserlerde ayrı bir güzellik ve lezzet olduğu asla yadsınamaz. Kitap okurken 19.yüzyıla gitmek beni ayrıca heyecanlandırıyor. Atlı tramvaylar, mum ışıkları... * Hikayelerin neredeyse tamamının çok melankolik ve üzücü bir şekilde sonlanması sebebiyle insanı hüzne sürüklemesini bir kenara bırakırsak, hepsi de oldukça dokunaklı ve anlamlı hikayelerdi. Hikayeler genelde üçüncü kişiler tarafından aktarılıyor olsa da yazarın ustalığı sayesinde akış hiçbir yerde bozulmuyor. Hikaye bittikten sonra bir süre durup düşünmeden edemiyor ve hikayenin güzel bir şekilde sonlanması için neler olabileceğini kafanızda kurgulamadan ve hayal etmeden kendinizi alamıyorsunuz. * Kitabı okurken ne kadar hüzünlensem de çok keyif aldım. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve beni çok etkiledi. Diğer kitaplarını da okuma listeme aldım.
Solgun Demet
Solgun DemetHalid Ziya Uşaklıgil · Karbon Kitaplar · 202371 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Herkes'in kitap okumakta bir amacı mutlaka vardır, benim düşünceme göre en gerekli ve en okunması gereken kitaplar bunlardır. Elbette ki 'Sefiller'i, 'Yüzyıllık Yalnızlık'ı da zevkle okurum, ancak hiçbiri benim milli ve fikri değerlerime bu kitaplar kadar katkı sağlamamıştır. Bu sebeple bana göre Türk gençliğinin en başta okuması lazım gelen kitaplardan birisi de budur. Eğer gerçekten Türk milletinin yeniden cihangir bir millet olmasını istiyorsak bu çok elzemdir. * Kitabımızın ana teması Türkçülüğün ve Türk milletinin asrın gerektirdiği medeniyet çizgisine ulaşabilmesi için sosyolojik filolojik iktisadi gibi konularda nasıl bir yol izlemesi gerektiği olarak karşımıza çıkıyor. Ben bizzat yazarın fikir dünyasına hayran kaldım. Fikirleri tamamen anlaşılır uygulanabilir ve gerçekten çok faydalı fikirlerdi ve zaten anlaşılıyor ki Cumhuriyet döneminde kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile birçok konuda anlaşmış ve fikir alışverişi yapmışlardır. Tarihteki atalarımız ile ilgili de çok dikkat çekici ve konuları pekiştirici örneklerle doluydu. Onların sosyal yaşantıları, inanç sistemleri, ahlâk ve aile yapıları hakkında bilgiler verilmişti. Dilimizin şu anki durumu, buna sebep olan şeyler ve problemleri nasıl aşabileceğimiz konusunda çok güzel bilgiler ve öneriler vardı. Bazı kelimelerin anlamlarına alttan bakmak okuma hızını azaltsa da kitabın değerini hiç de azaltmıyor.
Türkçülüğün Esasları
Türkçülüğün EsaslarıZiya Gökalp · Karbon Kitaplar · 20186bin okunma
84 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yarım günde rahatlıkla bitebilecek kısa ama etkili bir hikaye ile karşınızdayım. * Yapayalnız ve sadece hayallerle yaşayan bir insan olan hikayeyi bize birinci ağızdan anlatan kahramanımız, ıssız bir gece yine Petersburg sokaklarında yapayalnız gezinirken ağlayan bir kızla karşılaşır. Bu karşılaşma 4 gece sürecek ve çok acıklı bir sabaha çıkacak olan ilginç bir olaya sebep olur. * Olaylardan çok duygulara yer verilen bu kısa romanımızda Dostoyevski yine kaleminin ustalığını okuyucuya çok iyi hissettirmiş. Kitabı okurken Stefan Zweig'ın kısa hikayelerine çok benzettim. Ben çok beğendim, sizlere de tavsiye ederim.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Karbon Kitaplar · 201774,4bin okunma
124 syf.
·
Puan vermedi
En meşhur tiyatro yazarlarından biri olan Shakespeare'in en çok perdeye uyarlanan eseri olan Macbeth hakkında fikirlerimi sizlerle paylaşacağım. * Shakespeare'in daha önce okuduğum tüm eserleri gibi bu da oldukça etkileyiciydi. Aslında bir fetih yaparak kral tarafından çok yüce bir makama getirilen İskoç kumandan Macbeth'in kral olma hırsı yüzünden başına gelenler konu edilmişti. Kitabın arka yüzündeki özete göz atalım ; " Tragedyanın kahramanı İskoç Kumandan Macbeth, karşılaştığı üç cadı kardeşin kehaneti üzerine bir gün iskoçya kralı olacağına inanır. içindeki güç hirsı ve karısının teşvikleriyle Kral Duncan'1 öldürerek tahta geçer. Yakalanma korkusuyla her geçen gün daha da tedirginleşen Macbeth, elini kana bulamaya devam ederken bir yandan vicdanının sesini susturmaya çalışır. Lakin kehanetin krallk mevkisine ulaştıracağı tek isim kendisi değildir." * Ben kitabı çok beğendim, tiyatroda izlemeyi çok isterdim. Üslubu o kadar güzel ki insanın gözünde canlanıyor tüm sahneler. Tiyatro türünde kitapları sevenler eminim ki beğeneceklerdir.
Macbeth
MacbethWilliam Shakespeare · Karbon Kitaplar · 201822,4bin okunma
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Kadınları yüzyıllar boyunca ezilmesi, fakir kalması, özgürlüklerinin kısıtlanması üzerine yazılmış cok güzel bir deneme. Romanlarında bilinç akışı kullandığı söylendiği için başlamadan önce korkmuştum ancak sohbet tarzında yazıldığı için oldukça anlaşılır bir eser olmuş. * Yazarımız kitapta genel olarak kadınlara hitap ediyor. Kadınların yaşamda etkin rol almasını tarihsel bir bakış açısıyla değerlendiriyor. Kitabın yazıldığı sene olan 1929 yılına kadar kazanılmış ve kazanılmayı bekleyen haklar çok güzel ifade edilmiş. Kadınların örneğin neden 18 yüzyılda hiç kitap yazmadığını, konumunun neden erkeklere göre aşağıda varsayıldığını sebepleriyle açıklarken, son bölümde de kadınlara yönelik önerilerde bulunmuş. Son dönemde kadınların yazdığı (Gurur Ve Önyargı gibi) kitapların kadın gözüyle ayrıntılı bir şekilde analizleri de yapılmış. * Ben eseri çok beğendim ve yazarla bir çok konuda hemfikir olduğumu farkettim. Malesef ülkemizde belli bölgelerde saydığı problemlerin halen daha yaşandığını görerek üzüldüm açıkçası.
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Kapra Yayıncılık · 202038bin okunma
640 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Murat Bardakçı'nın bir programdaki tavsiyesi üzerine alarak uzun zamandır vaktini beklediğim ve sonunda planladığımdan daha kısa sürede bitirdiğim yazarının tek romanı olan Üç İstanbul hakkındaki fikirlerimi sizlerle paylaşacağım. * Romanımız; 93 harbinde Rusların Osmanlıyı yenerek müslüman Türkleri Balkanlardan göçe zorladığı o dönemde
Üç İstanbul (Midi Özel Baskı)
Üç İstanbul (Midi Özel Baskı)Mithat Cemal Kuntay · Everest Yayınları · 20232,430 okunma
128 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Türk edebiyat tarihinin ilklerin biri olan, çok bilinen fakat az okunan bir kitapla karşınızdayım. * Bu dönem (Osmanlı sonu ve Cumhuriyet başı) edebiyatını çok beğenen birisi olarak uzun zaman önce almış olduğum seriyi bitirmiş oldum. * Kitabımız bir aşk hikayesi içerisinde aslında Osmanlı döneminde kadınlara yönelik baskıcı tutumun en somut halini dile getiriyor. Tam 7 sene boyunca kapının önüne dahi çıkmamış 15 yaşında bir genç kız olan Fitnat, evinin cumbasından görerek aşık olduğu ve Fitnata ulaşabilmek için kadın kılığına girmek zorunda kalan Talat... Ve elbette bu hikayelerin olmazsa olmazı, Fitnat'ı ondan habersiz 45 yaşındaki Ali Bey'le nikahlayan öz babası olmayan, onu gezmeye dahi çıkarmayan Hacı Mustafa.. Ancak hikayemiz içerisinde ilginç bir gizem taşıyor. Onu da okuyacak olanların nazarına bırakıyorum. Bunun dışında da ikinci bir aşk hikayesi olarak Talat'ın anne ve babasının evlilik hikayesini okumuş oluyoruz. * Hikayemiz çok klişe olsa da o dönemin cümle tarzını ben çok beğeniyorum. Kitabın ilk romanlarımızdan olması sebebiyle diğerlerinin Şemseddin beyden esinlendiğini düşünüyorum. Kitaptaki bir eksiklik de dönemin sosyolojik yapısını aktarması ile birlikte biraz da memleketin genel siyasi durumuna da deĝinse hiç fena olmazdı. 'Sefiller'i okurken fakirlik ve sefaletle birlikte Waterloo savaşını ayrıntılarıyla okuyoruz. Savaş ve Barış'ı okurken savaşın dışında bir çok ilişkiyi de okuyoruz. Ancak bizim romanlarımız malesef tek bir konuya odaklanıyorlar. Bu da genel anlamda o dönemin eksiklerinden sanırım. Üç İstanbul romanı azıcık da olsa bunlardan farklıydı.
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Taaşşuk-ı Talat ve FitnatŞemseddin Sami · The Kitap Yayınları · 202228,8bin okunma
308 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
* Beni ters köşe yapan, okuduğum en ilginç romanlardan biri olarak yerini almış olan Ruh Adam kitabı ile beraberiz. * Hemen her kitapta olduğu gibi öncesinde hiçbir malumat almadan başladığım bu kitap, yazıldığı dönemin oldukça ilerisinde kaleme alınmış. Okurken biraz Oğuz Atay, biraz Bulgakov hissi verdi bana. Çok geniş bir hayal dünyası ile yazılmış olan romanın hikayesi Cumhuriyet döneminde geçmiş olsa da hikayeye Mete Hanlar, Attilalar, Yıldırım Bayezidler serpiştirilmiş. * Kralcı olması sebebiyle ordudan ihraç edilen Yüzbaşı Pusat'ın yargılanması ile başlayıp ortadan kaybolmasına kadar geçen sürede Pusat'ın ve ailesinin başına gelenleri anlatan hikayenin başinda bir Uygur masalı, sonunda da bununla ilintili kısa bir hikaye devam etmekte. Hikayemizde (bana göre) bolca halüsinasyonlar ve sanrılar yer almakta. Zira kahramanımız, ordudan atılmanın ve iki sene tutuklu kalmanın getirdiği psikolojik bunalımla kendini içkiye vermiş, üstüne üstlük eski bir subay olan evli çocuklu bir adama yakışmayacak şekilde aşık olmaya başlamıştır. Bunların dışında yaşanan, iki bin yıl öncesine gidip gelmeler, prensesler, iblisler muhtemelen psikolojik bir bunalımın getirdiği durumlardır. * Romanda çok fazla kurgu vardı ancak merak ve heyecan duygusu insanı sürekli okumaya ve devamını öğrenmeye sevk ediyor. Yazıldığı dönemi de göz önüne alarak (1972) oldukça ilginç bir roman olduğunu söyleyebilirim.
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202126,9bin okunma
163 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
* Hikayemiz, "Golyadkin" isimli, ilginç bir devlet memurunun bir gece kendisine çok benzeyen adı ve soyadı kendisiyle birebir aynı, ve hatta kendi işyerinde işe başlayan bir adamla karşılaşarak hayatının alt üst oluşunu konu edinen psikolojik yönü ağır, akıcılığı zayıf, anlaşılması da bir miktar zor bir romandı. * Kahramanımız bir taraftan kendini 'maske takmayan, olduğu gibi görünen, insanların arkalarından konuşmayan' biri gibi zannederken, diğer taraftan bu yanlışların hepsini de yapıyor. Karşılaştığı ikizi, Golyadkin'den adeta bir kimlik hırsızlığı yaparak onun adına bu suçları işlemeye başlıyor. Gerçek Golyadkin ise kendinin suçsuz olduğu ispat etmeye çalışsa da buna vakıf olamıyor. Çünkü aslında insanların yüzlerine gülüp arkalarından kötü konuşan bir insandır kendisi. * Bu konuda bir açıklama yapılmamış ancak benim anladığım kadarıyla aslında ikinci bir Golyadkin diye biri yok. Kahramanımız kendi yaptığı yanlışları ötekileştirmeye, sanki başka biri yapıyormuş gibi kendine kabul ettirmeye çalışıyor. Bu onun kötü tarafını temsil eden kişiliği Golyadkin'in sonunu getiriyor. * Bir taraftan çok tuhaf hisler bırakan, bir çok soru işaretiyle birlikte son verdiğim kitabın Dostoyevski tarafından yazılmış olması da oldukça ilginç gelen durumlardan birisi. Kitap üzerine oturulup pek çok farklı fikir ve sonuç çıkarılabilecek türde pek çok boşluk bırakılmış bir ederdi.
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Karbon Kitaplar · 201722,1bin okunma
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.