Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İrem SOYARSLAN

İrem SOYARSLAN
@IremSoyarslan
Aritmetikiyikuşlarpekiyi
Reklam
Galatadan geçerken bir takım meyhaneler görürsünüz ki 20 25 metre genişliğinde 40 50 metre uzunluğundadırlar. Meyhanelerin sokağa yakın tarafında süslücr birer tezgahı vardır.
"Paylaşacak biri olmadıktan sonra, kıymetiharbiyesi yok hiçbir hazzın," diyor Montaigne: İnsanın insana hürmetinin bir işareti..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
... ''giderek siz oluyorsa bütün bir kalabalık yüzünüz yüzlerine benziyorsa, giysiniz giysilerine ansızın bir hastanın kendini iyi sanması gibi gücünüz yetse de azıcık bağırsanız bir yankı: durmadan yalnızsınız durmadan yalnızsınız." Edip Cansever
"Yalnızlığın kendine özgü sesleri vardır, bilirsin; bunlar kedilerin kulak duyarlılığını bile aşarlar. Ama biz duyarız, taa içimizde duyarız bu sesleri."
Reklam
"Maskeler takıyorlardı yüzümüze, acılı ya da gülünç. Aynamız yok ki tanıyalım kendimizi."
"Hiç yenmemiş bir şeyi yemekten ya da hiç görülmemiş bir şeyi görmekten daha güzel bir şey yoktur dünyada."
"Tek bir olayı, yaşamınızın farklı dönemlerinde farklı biçimlerde hatırlarsınız."
"unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete. yani birini er geç unutmaya mahkum olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anların sıkıntısından bahsediyorum. o kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum, vasıfsız keder."
"diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? haklısın. belki de çok az.. o zaman şöyle demeliyim: seni az tanıyorum.. az.. sen de farketin mi? az dediğin küçücük bir kelime. sadece a ve z. sadece iki harf. ama aralarında koca bir alfabe var. o alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. biri başlangıç, diğeri son. ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. yan yana gelip de birlikte okunmak için. aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. senin ve benim gibi.."
Reklam
Simyacı bir şişe açıp konuğunun bardağına kırmızı renkli bir sıvı koydu. Şaraptı ve ömrü boyunca hiç içmediği en güzel şaraplardan biri. Ama şarabı şeriat yasaklamıştı. "Kötülük’‘dedi simyacı ; "İnsanın ağzından giren şeyde değildir. Kötülük ordan çıkandadır…”
"İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışamıyorsun."
Ben aşkı hayattan çok ölüme benzetirim... ve insan bir kere ölür.
"insan olarak bir başkasını sevmemiz, belki de yükümlü kılındığımız en çetin, en ağır görev, en büyük sınanma ve sınav, bütün ötekilerin yalnızca hazırlık oluşturduğu bir çalışmadır." "bağımsızlık görüntüsünün arkasında gizlenen şey yakınlaşmak ve incinmek arasındaki riskli ilişkiydi."
Edip Cansever sen en sevdiğim şairsin ve hep öyle kalacaksın
Ah güzel Ahmet Abim benim Gördün mü bak Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar Ve dağılmış pazar yerlerine memleket Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile Gelse de Öyle sürekli değil Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün O kadar çabuk O kadar kısa işte o kadar. Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar Mendilimde kan sesleri.
"Kıskanıyorum kuşları Ben uçmasını bilsem Uçmak serin ve mavi..."
Reklam
Seni yaşamın boyunca canlandırmış olan şarabını içmeye devam et..
Sayfa 147 - 347Kitabı okudu
"Hastaydım, hastadan da öte yorgundum, yani biz modern insanlara heyecan duymak için geri kalan her şey hakkında duyduğum hayal kırıklığından, her yerde israf edilen enerji, emek, umut, gençlik, aşk hakkında; yorgundum."
"Bir başınayken kendi kendini yer bitirir yalnız kişi, başı kalabalıkken çok kişi yer onu. Hadi seç."
"Bir ruhun bir diğerine nasıl yakınlaştığına değil, ondan nasıl uzaklaştığına bakarak görürüm, onun yakınlığını ve bağlılığını ötekine." -Nietzsche, Karışık Kanılar ve Özdeyişler
.. Orada, iskelede yüzümü güneşe kaldırıp öylece oturdum. İyi geldi. Savsakladıklarım, ertelediklerim, eksik bıraktıklarım yüzeye vurdu; hepsini bir an önce tamamlamaya karar verdim. Kalktım, seni aradım. .. #TomrisUyar
her ağacın arkasından karşıma siz çıktınız öylesine çoktunuz ki bunaldım yalnızlıktan her köşebaşından karşıma siz çıktınız öylesine yoktunuz ki ağladım deliye döndüm...
Reklam
İlkyaz, yeni yürüyen çocuk gibi ovada adımlıyor. Güneş körpe. Işınlarda sütlü incir tadı var. Damlar kapılarını camlarını açıyor doğaya. Masalara örtüler serildi kahvede. Çamaşır mandallarıyla tutturmalı eteklerini uçarlar yoksa martılara uyup iskeleye kayıklara doğru. Kahve boş baştan başa. Bir kedi tortop rıhtım duvarında. İskemle sırtını dayamış buluta, uykuda. Bir gelse, demli bir çay yap, diye seslense kahveciye, bir kadın çömelse çıkınını bırakıp yere, terini silse yalınayak çocuk, omuzunda sandığı, sorsa: Boyayalım mı ağabey! Olacak bütün bunlar. Yaz gelecek. Gök ham, mavilik taze. İskemleler deniz üstünde, masalar, tente.
:"Tanrı seni bana verirken kendini mutlaka cömert hissetmiş olmalı..."