Berlin'de yalnızsınız değil mi? dedi.
''Ne gibi?''
''Yani... Yalnız işte... Kimsesiz... Ruhen yalnız... Nasıl söyleyeyim... Öyle bir haliniz var ki ...''
''Anlıyorum, anlıyorum... Tamamen yalnızım... Ama Berlin'de değil... Bütün dünyada yalnızım...'' dedi. Bu sefer benim ellerimi kendi avuçlarının içine alarak: ''Boğulacak kadar yalnızım...''diye devam etti, ''hasta bir köpek kadar yalnız...''
Tatlı gençlik yıllarından, ileri yaşların sert, katı yıllarına giderken tüm insancıl eğilimlerinizi, duygularınızı yanınıza almayı unutmayın, yolda bırakmayın onları, sonra yerlerinden kaldıramazsınız.
Din adamlarının bu durumu umursamamaları akıl alır gibi değil! Bir vaaz verseler mesela.... Sen ne desen kulak asmazlar, ama Tanrı buyruğu dedin mi karşı gelemezler!
Tasasız, bomboş, neşeli anlarımız arasında birdenbire ve kendiliğinden, tuhaf, bambaşka bir kapı açılıverir: Daha gülümsememiz yüzümüzde kaybolmamıştır, ama bambaşka biri olur çıkarız, yüzümüz bamşbaka bir ışıkla aydınlanıverir...