Özlem
@Jin30
Sosyolog
Lisans
Yüksekova
249 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
"Sokrates'e, birisinin gezip görmekle bile bir şey kazanamadığından söz etmişler: İnanırım demiş, herhalde yanında kendini de götürmüştü."
Zaman akıp giderken hayatın anlamını belirleyen şey ona neyi ne kadar nakşettiğimizdir. Her acı, her sevinç, her haz her kader hayata nakış gibi işlenmiyor; eğreti duruyor bazısı, veya üstümüzden geçip giden kuş misali değmiyor, dokunmuyor bize. Dokunanlarsa yakıyor, yıkıyor, yapıyor, bozuyor, kılcal damarlarımızdan kalbe sızıyor, sonra tüm vücudumuza yayılıyor. Karman çorman bir nakışa dönüyor tenimizin altında, üstünde. Tenimizin altındakidir bir yüzümüz, üstündekiyse aynaya yansıyan kibrimiz.
Sayfa 143 - Dipnot YayınlarıKitabı okudu
Size aşkı anlatmak istiyorum çünkü bir yerde aşk varsa orada umut da vardır. Başka nasıl ayakta kalabilir insan?
DipnotKitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Dürüst yaşayan bir yoksul, yalancı bir akılsızdan yeğdir. Zenginler servetini bir kale, aşılmaz bir sur sanır. Ama gün gelir o kale yıkılır, surlar ateş altında kalır. Bu dünyada esas zenginlik doğruluk ve dürüstlüktür.
Sayfa 232Kitabı okudu
İnsanoğlunun hayatı mevsimler gibiymiş. Kâh soğuk, kâh sıcak olurmuş. Zorluklar devamlı olmadığı gibi, kolaylıklar da sürekli değilmiş.
Sayfa 15Kitabı okudu
Sadakat gri olmaz; ya siyahtır ya beyaz. Çok sevdiğinizi söylediğiniz birini aldatmanın, çok sevdiğiniz birini dolandırmaktan pek bir farkı yoktur. İkisi de bir hata değil, size güvenen birinin kalbini bile bile kırmayı göze aldığınız bir seçimdir.
" Bu dünya kız çocukları için yaşanılır bir yer değil."
Dayanamam dediklerine dayandığında büyüyorsun.
En temiz olan bile bir gün bu dünyaya leke bırakmaya mahkûm edilmiştir.
İçten duyulan şeyler hep yanlış anlaşılır.
"Yarın öldüğümüz zaman birisi sorsa: Dünyada neler gördünüz? Herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki..."
Yoksulluk "iyleştirilemez" çünkü kapitalizmin hastalığının bir belirtisi değildir. Tam tersine; zinde ve iyi bir sağlığı olduğunun, hep daha büyük birikimlere ve çabalara kapı aralayan dürtünün kanıtıdır... Dünyanın en zenginleri bile, her şeyden önce vazgeçmek zorunda kaldıkları şeyden yakınmaktadırlar... En ayrıcalıklı olanlar bile kendi içlerinde elde etme mücadelesi için duydukları baskıya katlanma mecburiyetindedirler.
"Korkunç yaşam ve barınma koşulları, hastalık, okuma yazma bilmeme, saldırganlık, ailelerin dağılması, toplumsal bağların zayıflaması, geleceğin olmayışı ve üreticiliğin olmayışı ; yüksek proteinli bisküviler ve süt tozlarıyla iyleştirilmeyecek dertler.."
Küreselleşme aşırı zenginlere daha hızlı para kazanmak için daha fazla olanak sağladı. Bu bireyler büyük meblağlarda parayı yerküre etrafında aşırı hızlı bir şekilde hareket ettirmek ve çok daha etkili bir şekilde spekülasyon yapmak için en son teknolojilerden yararlandılar.
Maalesef teknoloji, dünya yoksullarının hayatlarında hiçbir etki yapmamakta. Aslında küreselleşme bir paradoks: çok küçük bir azınlık için çok yararlıyken, dünya nüfusunun üçte ikisini dışarıda bırakmakta ve ötekileştirmede.
Küreselleşmiş bir dünyada yerel olmak, toplumsal yoksunluk ve itibarsızlık işaretidir.