|Yalanın gücü, doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır. Yalanın geleneği var, doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek. Her gün bir şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek|
Çukurova’nın bir kasabasındaki çeltik ağlarının, köy halkının yerleşim yerine çeltik(pirinç) ekmek istemesini ve köy halkı ile yeni atanan genç kaymakamın bu isteğe direnişini anlatıyor. Ağaların çeltik ekecekleri yer köy halkının yaşam alanı dolayısıyla çeltik ekmek demek altı ay su içinde yaşamaları, sivrisineklerle mücadele etmeleri ve sıtmaya yakalanıp ölmeleri demek. Köylüler çeltik ekimini bu yüzden istememektedir ve tek çare yeni atanan genç kaymakamdır. Ancak ağalar genç kaymakamı daha Kasabaya adım atar atmaz gösterişli törenlerle karşılar, sürekli iltifatlar ederler ve kendisine çok güzel bir ev verirler. Kaymakam hiç böyle iyi insanlar(!) beklemediği için tüm bu olanların sarhoşluğunu yaşar. Ağalar zaten istedikleri bu durumu kullanarak kaymakamdan çeltik ekmek için izin alırlar. Kaymakam daha sonra neler döndüğünü anlar ve direniş başlar.
Kitabın bir bölümü roman şeklinde diğer bölümü de oyun şeklinde yazılmış. Oyun bölümünde olaylar daha detaylı bir şekilde anlatılıyor, okurken biraz sıkıldım. Kitabın konusu çok güzel ama benim beklediğim gibi değildi, Yaşar Kemal’in okuduğum ilk kitabı olduğu için çok fazla bir beklentim vardı. Beklentilerimi karşılamadı maalesef. Sonu da hiç beklediğim gibi değildi hüzünlendim biraz. Kitabı okurken teneke ne alaka dedim aslında kitabı alırken ismine biraz şaşırmıştım ama belki de bu romana verilecek en güzel ve en uyumlu isim.
TenekeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20179,8bin okunma