Az önce yağmur yağdı
Gece ve toprak ve balkonum
Hepsi gençleşti
Pırıl pırıl bir gece maviliği başladı ki sorma
Her şeyin soluğu duyuluyor buradan
Nedendir bilmiyorum ama aklıma
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali geldi.
Neyse bir kahve içeyim,
Sen Aldırma Gönül.
Tablo gibidir hayat, yaşadığın sürece tamamlanmak için gün sayan. Yaşadığın her saniye bir bir, renk renk işlenir. Sürekli ayağının onu götürdüğü yer, aslında aşık olduğu kendi hayatının tablosudur. Kendini izleyenin bile farkında olmadan ayakları her gün onu hayatına götürür. Yokluk ve varlık insanın başına bela olan iki kavramdır. Derler ya;
Her gün odamda oturuyor, kitap okumaya çalışıyordum. Bir tek harfini bile fark etmeden sayfaları çeviriyor, bazen, dikkat etmeye azmederek baştan başlıyor, fakat birkaç satır sonra gene zihnimin başka yerlerde dolaştığını görüyordum.
Aradığın şey o kitaplarda değil. Aradığını okuyarak bulamazsın. Sende eksik olanı gözlerinle tamamlayamazsın. Aradığını yüreğinle bulacaksın. Dünyada ki tüm kitaplar, sayfalarca laflar sevginin yerini tutmaz. Okuyarak öğreneceksin ama severek anlayacaksın..
Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.”
Sabahattin Ali