“Ölmeden önce yapılacaklar listesi için ne zaman öleceğini bilmene gerek yok. Yaşarken yapmak istediğin şeylerin listesini yapmak için daha fazla geç kalma. İlk madde: Yeniden sev! Çünkü sevebilirsin. İyi şanslar.”
Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor.
Aksine günümüzde güven duygusu öyle daraldı ki çevreye karşı kime nasıl yaklaşacağımızı kimi nasıl konumlandırıp güvenip hayatımızı paylaşacağımızı bilemiyoruz. Hep akıllarda “Ya o da beni arkamdan vurursa?” sorusu var ne yazık ki.
Kesinlikle öyle. Bir insanın çevresine güvenememesi ne kadar kötü bir durum. Çevreyi bırakın aile içinde bile güven duygusu olmayınca aslında televizyonlardaki kadın cinayetleri gibi bir çok olay aslında olası geliyor maalesef.
Kitap ergenlik dönemini konu almış. Holden isimli gencin 4. Kez okuldan atıldık tan sonraki boşvermişligini konu almış dili argoya kaçık ve sürekli Holden'ın vay canına demesinin altını çizmiş. Kitap okurken sürekli bana birşeyler katmasını bekledim ama öyle birşey olmadı açıkçası.. tek şaşkınlığım kitabın isminin aldığı kısım. Holden ilerde olmak istediği hayalin bir parçası bu beni açıkçası çok şaşırttı ve bunu kitabın sonlarında öğrenmem ve beni son zamanda kitabın heyecanlandırmasi canımıda sıkmadı değil.
Ben de bu kitabı yeni aldım kitabı beğenenler ve beğenmeyenler olarak net bir ayrım vardı zaten ve sende çok beğenmemişsin okuduğum kadarıyla bakalım merak ettim iyice ben okuyunca nasıl bulacağım?