Rüya Yaşar

Rüya Yaşar
@Kendineaitbirkalem
Kendini kitaplarına adamış, yazar olmayı hayal eden bir sosyolog adayı
128 syf.
6/10 puan verdi
·
49 günde okudu
Milattan önce 360'da yazılmış olan Timaios, evrenin sonsuz olup olmadığı, kaç dünyanın olduğu, evrenin özelliklerinin neler olduğu, elementlerin tanımı, gibi konuları ele almaktadır. Platon'a göre evren; tüm canlıları içine aldı ve bu şekilde tümüyle dolup taştıktan sonra, kendisi canlı bir varlık, Tanrı örneğine uygun kurulmuş bir evren durumuna gelerek, güzel olan bu dünyayı doğurmuştur. Kitap, Timaios'un Tanrı hakkındaki düşünceleriyle aralıksız ilerliyor, paragraf boşluğu dahi olmadan neredeyse. Ona göre yaşamın temel prensibi dengedir. Kitapta reenkarnasyon da kendine yer bulmuş. Onlara göre, kötülük eden insanlar sonraki yaşantılarında kadın olarak dünyaya geliyor. Belki de kadınların hislerinin, düşüncelerinin dinlenebilmesi açısından güzel olabilirdi böyle bir inanış, kim bilir...
Timaios
TimaiosPlaton (Eflatun) · Cumhuriyet Yayınları · 2001365 okunma
Reklam
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Mektuplar, çoğumuzun hayatında koca bir yara izidir. Gizlemek istediğimiz sırlar yatar o satırlarda, ansızın uyanır o cümleler yattıkları ölüm uykusundan. Yara izi bir türlü kapanmaz, kanar durur. Fark edemeyiz bastırmaya çalıştığımız hislerin aslında hayatımızı ele geçirdiğini. Şöyle durup göz ucuyla baksak, usul usul göz yumsak yüreğimizdeki sızıya, dünya ne de güzel olacak aslında... Okurken bu kitabı, inanın ki bitmesin istedim. Öyle cümleleri vardı ki bazı sayfalarda, yalnızca o cümleyi okuduktan sonra kitabı kapatıp günlerce elime almadığım oldu. Altı çizili yüzlerce cümle daha birikti bu kitapla da. Ezberlemek, aklımın her yerine o cümleleri kazımak istedim. Yeni şarkılar, yeni yerler, yeni bilgiler, yeni duygular öğrendim. Yazarın düşündüklerini kendi düşündüklerimle birleştirdim, düşündüm iyice saatlerce günlerce. O son satırları bitirdikten sonra öyle bir kayıp vermişim gibi hissettim ki... O sayfalarda göz yaşlarım, gülüşlerim, kaybettiğimi sandığım hislerim kaldı. Teşekkür ederim Hazal Hanım! Bana hissetmeyi hatırlattığınız için...
Görülmemiş Mektuplar
Görülmemiş MektuplarHazal Yılmaz · Kara Karga Yayınları · 202041 okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Neler anlatıyor Nurdan Gürbilek'ten Vitrinde Yaşamak kitabı, okuma sürecim boyunca bana ne öğretti? Gelin birlikte bakalım! • Öncelikli olarak söylemeliyiz ki, yazarın okurla sohbet eden bir tarzda yazarak yapmış olduğu bu anlatım gerçekten de mükemmeldi. Yaratmaya çalıştığı sosyo-kültürel farkındalık, bize, en azından benim görüşüm doğrultusunda, birçok şey anlatıyor. Her birimizin de bildiği üzere, 80'ler sırf ideolojiniz onlara karşıt, onlardan başka diye dahi idamla karşılaşabileceğiniz bir dönemdi. Sınırlamaların, şiddetlerin gırla olduğu bir Türkiye. Peki sonra ne oldu? Özgürleşme çabaları, savaşımları verilmeye başlandı. Medya seferber oldu halka bir şeyleri açıklayabilmek uğruna. Kapitalizm, popüler kültürü de dehlizine aldı. Arabeskin babası Orhan Gencebay, yerini İbrahim Tatlıses'e bıraktı. Türk insanı çok şey kaybetti ve bir o kadar da şey kazandı diyebiliriz bu süreç için. Yazarımız, dönemi örneklemleri ile anlatırken objektifliği de bir an olsun bırakmıyor kitap süresince. Darbeyle susturulmuş olan toplumun yeniden sesini aramasına şahitlik ediyoruz, dönemi birebir yaşamayanlar olarak. • Eğer ki sizlerin de sosyolojiyle arası iyiyse kesinlikle ama kesinlikle bu 1980'lerin kültürüne dair makalelerden oluşan eseri okumanızı tavsiye ederim! • Kitapla kalın, sevgiler.
Vitrinde Yaşamak
Vitrinde YaşamakNurdan Gürbilek · Metis Yayıncılık · 2014781 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
96 syf.
7/10 puan verdi
·
30 günde okudu
Herkese merhabalar tekrardan! Nasılsınız? Ben iki güneş görüp hemen enerji doldum Deccal, çok uzun zaman boyunca elimde süründü bildiğiniz üzere... Ama en nihayetinde bitirebildim, kendimi tebrik ediyorum bu yüzden Felsefi okumalar başımı ağtıttığı için pek soğuğumdur kendilerine ama ne yazık ki sevmeye çalışmak zorundayım Deccal da bu nedenle bana biraz ağır geldi fakat anlatılmak isteneni fark edince biraz da olsa kolaylaşıyor. Nietzsche, Hristiyanlık ve onun ilkelerini ele alıyor bu eserinde. Tabi bunu yaparken mutluluk, iyi, kötü, ve üst insan kavramlarına rastladığımız bir eleştiri sunuyor bize. Kilisenin baskısını göz ardı ederek cesaret dolu yorumları, kendinden sonra gelen düşünürlere de büyük ölçüde ilham kaynağı oluyor kanımca. Hristiyanlığın toplum bilinci ve yapısına karşı gösterdiği olumsuz etkileri yüzümüze yüzümüze vuruyor tabiri caizse. Nasıl ki güçlü yaşamaya çalışıyorsak bir o kadar da boyun eğmeyi bırakmalıydık. Bunları okuduğum zaman anladım bir şeyleri bize yanlış aşıladıklarını, aktardıklarını. Sadece burada dini odaklı değil öğretilmek istenen şey, toplumsal horgörü de söz konusu ve bu duvarları bir yolunu bulup yıkmamız gerektiği vurgulanıyor kitabın her satırında. • Yeni okuyacaklar için bende olduğu gibi biraz ağır kaçabilir ama mutlaka hatta tekrar tekrar okunacaklar arasında bulunacak bir eserdi. Keyifli günler
Deccal
DeccalFriedrich Nietzsche · Halkkitapevi · 04,086 okunma
64 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Zwieg'i ne çok sevdiğimi bilmeyen kalmadı diye düşünüyorum artık . Bir kere başlayınca kendisini asla bıraktırmayan bir dile sahip bana göre Zweig. Amok Koşucusu da aynı derecede etkiledi beni. Hem taşıdığı anlamı, hem olayları... Peki nedir bu Amok Koşucusu? Bir yere odaklanıp, hiçbir yere bakmadan boyuna ölümüne koşan kişiye denirmiş. Cinnet sonucu kişi kendince bir şeyle savaşmaya başlar ve yolun sonunda ölene kadar koşar. Önüne çıkan herkesi de beraberinde götürür. Çünkü gözü hiçbir şey görmez. Bizim buradaki Amok Koşucumuz, bir köye mesleğini yapmak için giden bir doktor. Yıllar sonra kendisinin kökeninden, beyaz bir kadın gelir doktora ve doktor sırf hırsından onu kışkırtır. Sonunda çekip giden kadının peşinden kendini kaybedercesine koşan bir doktorun kadınla geçen o birkaç saat yahut dakikası ve o kısacık zamanda kendisine hissettirdiklerine şahitlik ediyoruz. Kitap kendini okutuyor, akıcı, devamında ne olacak dedirtiyor yani. Stefan Zweig bizi yine yanıltmıyor kaleminin güzelliğiyle. Belki kalemini sevdiğimden belki kurgu beni kendine çektiğinden, bilemem ama mutlaka okumalısınız diyorum çünkü gerçekten çok farklı bir öyküye misafir oluyorsunuz. Kendinizi bulduğunuz zaman çok başka. O yüzden tavsiyemdir. Herkese keyifli okumalar dilerim ️
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021112,7bin okunma
Reklam
Reklam
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.