Gerçekten, kimse hiçbir zaman isteklerini, kavramlarını, acılarını tam ölçüsüyle belirtemez; insanın dili çatlak bir kazan gibidir. Biz yıldızları duygulandırmak isterken ayıları oynatacak ezgiler döveriz.
Sayfa 210
Ve bir gün her şey bitti. O kadar basit, o kadar kati bir şekilde bitti ki, ilk anda işin azametini anlamak benim için mümkün olmadı. Yalnız biraz şaşırdım, bir hayli üzüldüm; fakat bu hadisenin hayatım üzerinde bu kadar büyük, bu kadar değişmez bir tesiri olacağını asla düşünmedim.
Sayfa 132Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Öldü işte o kadar. Neden öldüğünün önemi yok, bir insanın neden öldüğünü sormak saçma bir davranış, ölüm nedeni zaman içinde unutulur, yalnızca o tek sözcük kalır, öldü.
Geçecek, göreceksiniz, geçecek..
Karşısına böyle bir varlığın çıkabileceğinden haberi bile yoktu. Gözüne çarpan kadınların hiçbiri, onun yakınından bile geçemezdi.
Bir erkek aradığı o kadını bulduğunda geriye yapacak tek bir şey kalır. O da ellerini sımsıkı tutup gitmesine asla ama asla izin vermemektir.
her seferinde dürüstlükten dem vurmalarının nedenini kendinize hiç sormuyor musunuz? (...) Dürüstlüğünü sürekli gözünüzün içine sokan birisinden siz şüphelenmez misiniz? Ama bu sözleri söyleyen kişi, profesyonel bir boksör olunca sorgusuz sualsiz kabul ediyorsunuz..."
Odada bizimle birlikte soluk alıp veren, terleyen bir şey daha vardı: Geçmiş
Sonradan bulduğun bir şeyi yitirmek, her zaman daha zordur.
Senin bu kadar mutlu olmana, ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler.
Aptal aşıklardan hiçbir farkımız yok, dedi kadın.
Ayrıca şunu asla unutmayın: Kazananın olduğu yerde kaydeden de vardır.
Bilmeni isterim ki ne ömrümü boşuna harcadım ne de gece gündüz demeden çalışıp kendimi helak ettim.
Sayfa 12Kitabı okudu
Asıl körlük, umudunun tükendiği bu dünyada yaşamaktır.
Şöyle dedi: Çok korkuyorum.
Neden, diye sordum.
'Öyle mutluyum ki Doktor Resul. Böylesine büyük, müthiş bir mutluluk, insanı korkutuyor.' Yine nedenini sordum, şöyle dedi: 'Senin bu kadar mutlu olmana ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler.'
Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşam çalarsın. Karısını bir kocadan, çocuklarını bir babadan mahrum edersin. Yalan söylediğin zaman, bir insanın gerçeğe ulaşma hakkını çalmış olursun. Aldattığın zaman, bir insanın doğruluk, adalet hakkını elinden alırsın. Çalmaktan daha büyük bir kötülük yoktur.
Sayfa 109Kitabı okudu
Sırça fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkılıp kalan insan için dünyanın kendisi kötü bir rüyadır.
Sayfa 244Kitabı okudu
Beni kendi halime bıraksalar biraz huzura kavuşacağımı düşünüyordum .
Sayfa 209Kitabı okudu
Çevremdeki siluetler insan değil, insan gibi boyanmış ve yaşama özenen pozlara sokulmuş vitrin mankenleriydi.
Sayfa 147Kitabı okudu
Açık konuşuyorum, çünkü bir insanı aldatmayı onursuzluk sayarım. Nasıl istersen öyle davran. Sana dönmemi boşuna bekleme. Her şey için artık çok geç. Mutluluklar dilerim.
Sayfa 250 - akvaryum
Düş düşmanı diyorum ben Akif Hoca gibi adamlara...
Peki, işin korkunç yanı ne biliyor musunuz?
Akif Hoca gibi düş düşmanlarının her yerde, her kılıkta etrafımızda her an dolaşmaya devam etmesi... Meğer hiç de az değilmiş sayıları... Müthiş rahatsızlık duyuyorlar idealleri olan, hayal kuran ve bu uğurda mücadele eden, emek sarfeden insanlardan.Yok etmeden de rahat etmiyorlar.
Sayfa 38
“Eksik kaldım Seyyah..”
Sayfa 179Kitabı okudu
