Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emine

"Sonra bir avukat söze girdi: Peki, ya kanunlarımız, efendim? Şöyle cevapladı: Kural koymaktan hoşlanıyorsunuz, Fakat kuralları çiğnemekten daha çok hoşlanıyorsunuz. Tıpkı deniz kenarında büyük bir ihtiyatla kumdan kaleler yapıp sonra onları güle oynaya yıkan çocuklar gibisiniz."
Reklam
"Çok duydum günah işleyen kişi hakkında sizden biri değil de bir yabancı, hayatınıza giren davetsiz misafirmiş gibi konuştuğunuzu. . . . Günahkar da işleyemez günahı, olmadan hepinizin sessiz rızası."
"Tarlalarınızdan geçip giden mevsimler gibi, kalbinizin de mevsimleri olduğunu kabul edin! Kederinizin kışlarını huzurla seyredebilirsiniz böylece."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Fakat bir tartı olmasın bu ganimeti tartacak; Ve ölçüp biçmeyin bilginizin derinliğini bir mezura ile. Zira benlik uçsuz bucaksızdır kendi özünde. Hakikati buldum demeyin, bir hakikat buldum deyin! Ruhumun patikasını keşfettim demeyin, patikamda yürüyen ruhu keşfettim deyin."
Şartlar ne olursa olsun ahlak eğitimi ussal olmamalı.
Reklam
Günümüzün totaliter devletlerinde köleliği sevdirmek, propaganda bakanlıkları, gazete yayıncıları ve okul öğretmenlerine verilmiş bir görevdir.
Her şeyin ulaşılabilir olduğu bir dünyada hiçbir şeyin anlamı yoktur.
Tanrının olmadığı yerde insan ancak, diğer hayvanlardan biraz daha gelişmiş bir hayvan olabilir. Tersten de söylenebilir; tanrı yok ise; hayvanlar, gelişmemiş insanlardır.
“Bazen düşünüyorum, ne garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?”
Bir umuttur zaman. Bir müphemdir zaman. İlerledikçe gerileyen, hep yeniden başlayan... Etmezseniz saatlerinizi ayar, sizin de hayatınız kayar.
Reklam
Korkuyu bütün ömrümce tanımıştım, o yılanı gayet iyi bilirdi. Bir kere içimize yerleşti mi bulandıramayacağı hiçbir şey yoktu.
İnsan talihi bu idi. Hiç kimse yıldız olarak kalamıyordu. Muhakkak hayalimizdeki yerinden inecek, herkese benzeyecekti.
Ancak insana alışmamış olanlar başkalarının hürriyetine karışabilir.
Reklam
"Bakıyoruz da gönlümüze, kırık. Sevgimiz kime neye belli değil, bölük pörçük." Cahit Zarifoğlu
"Kaç gece, koyun gibi gırtlaklarından kesilen çocuk ve kadınların fışkıran kanları yatağımıza ve soframıza kadar sıçradı?" Tek derdi, alamadığı ayakkabısı, gidemediği tatil beldesi, değiştiremediği telefonu olan Müslüman'a ne haklı sitem.
Firavun da gördü ki, Allah iradesiyle, zayıf öküz semiz öküzü yutabilmektedir. Ve soylular gördü ki, Allah isterse hükümdar da, devlet te bir kölenin önünde eğilir.
İnsan, yaratıcının önünde eğilendir. Allah önünde eğildiği gibi, Allah yolunda da eğilendir. Buna karşılık, o, kendi nefsi önünde eğilmeyen, tabiata râm olmayan, eşyanın ve maddenin buyruğuna girmeyendir.
Allah'ın kulu olmayı bir alçalış gibi gören züppe ruh, farkında değildir ki, Allah'a köle olunmaz, ancak kul olunur.
Şehit nedir? Toprak uğruna ölen midir şehit? Hayır. Bir anlam uğruna, hakikat ülküsü uğruna ölendir şehit.
Reklam
Ey inanmış insan! Sen, Allah'ın birliğini ve kudretini ilân eden sancaklarla donanmış gemiye koş ve sığın, Tufan gelmeden önce.
Gölgeyi gerçek, gerçeği gölge yerine koyan insan, kendini aldatmaktan başka bir şey yapmıyor.
Ey estetik! Ey sanat! Ey edebiyat ve şiir! Seni doğuran ana öze, yani dine, neden en kısa zamanda, yoz katkıların, yabancı duygu ve düşüncelerin, yanlışların pencerelerini açıyorsun?