mehmet rauf’un yine nasıl incelikle ve zarafetle yazdığına hayran kalıp şaşırdığım bir diğer eseri… okurken altını çizmediğim yer neredeyse kalmadı, çok ama çok ince bir ruh…
toplumun kadın üzerindeki baskısı, aile içi ortam, kadın-erkek eşitliği, birey ve toplum eğitiminin önemi; hassas bir ruha sahip olan pervin’in çerçevesinden verilmiş. diyebiliriz ki o dönemde de yaşanılan sorunlar hala aynen devam etmekte, sadece suretler farklı.
pervin çok tutkulu bir kız, yaşı genç olmasına rağmen dikkate değecek şekilde olgun. tek isteği layıkıyla sevmek ve sevilmek. ama geleneğin dayattığı şekilde, görücü usulüyle değil; kendi his ve arzularıyla bunu yapmak istiyor. kendi iç dünyasında yaşadığı gelgitlerini, düşüncelerini, günlüğü aracılığıyla öğreniyoruz.
kitabın ana erkek karakteri behiç hakkında; yazarın verdiği profile göre behiç gerçekten iyi bir portre çiziyordu. ah dedim, tam birbirine layık iki ruh. ama öyle olmadığını anlamamız uzun sürmüyor ne yazık ki…
fakat aklıma takılan şey pervin’in sormadan etmeden kendisine aktarılanlara inanması. belki de behiç gerçekten onun istediği gibi biriydi? belki de ona anlatılanlar tamamen palavradan ibaretti..?
sanıyorum ki yazar burayı belirsiz kılarak okuyucuların hayaline bırakmış. ben iyimser bir karakterde olduğum için kendi hayal alemimde birkaç olaydan sonra ikisini birbirlerine bağlamayı seçiyorum. <3
keyifli okumalar.