Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ludmilla.

Ardından doğaya yaklaşın, sonra yaşayan ilk insanmışsınız gibi gördüğüzü, deneyimlediğinizi, sevdiğinizini ve kaybettiğinizi anlatmaya çalışın.
Reklam
Sizin dışınızda kimse size ne yardım edebilir ne de size yol gösterebilir, yalnızca tek bir yol var: kendi içinize yolculuk yapın
Dizelerinizin özgün bir tarza sahip olmadığını ancak özgün bir şeylerin sessiz ve gizli başlangıcını içerdiğini söyleyeyim

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O da tıp yazmış galiba.
Henüz yirmi yaşıma girmeden, düşüncelerim ile çelişen bir mesleğin avlusunda buldum kendimi.
Onu sessiz, ciddi, yetenekli ve kendi içine kapanık biri olarak betimledi.
Reklam
Okumak üzere olduğunuz kitabın tek amacı var: 1945'te yazınsal deneylerine başlayanlar arasından birisinin, nasıl o zamandan bugüne kadar, yaşamın bir çeşnisini, bir parıltısını,bir gıcırtısını, bir temposunu yakalama serabının peşinden koştuğuna tanıklık etmek.İçinde yaşadığımız dönem , dünya üzerine büyük açıklamalara da , büyük romanlara da pek elverişli değil; evrenin gizini, bir karınca gözünün sayısız kesimindeki gibi , dev dinazorun bütün iskeletini yeniden kurmak için yararlandığımız omurga fosilindeki gibi yakalamaya çalıştık.
Sayfa 11 - YkyKitabı okudu
'bu koskoca ulusta bir sol el kadar çaresizim,aslında kendim can atmadım bu ulusa sahip çıkmaya, ulusumuzun ezelden beri şu gözünle gördüğün gerçekdışılık duygusuyla,hayattan başka hiçbir şeye inanmayan bu tarihsizleştirilmiş insanlarla birlikte ellerime yerleşik bir gerçek olarak sunuldu,bana hiç danışmadan , zorla kabul ettirdiler bu ulusu peder..yaa peder kendini benim yerime koy'
Sayfa 131Kitabı okudu
bütün doğruları , acı doğruları , yüreğinin gölgesinde kor gibi yanıyordu.
Sayfa 128Kitabı okudu
Latin Amerika iklimine gitmek için sayfaları aralamak yeterli.Kitabı okurken canınız türlü tropikal uyuşuklukları; size en yakın ağacın altında buğusu tüten bir kakao içmeyi, iki iquana yumurtası kırıp ekmek banmayı,efendim ne söyliyim; bir hamağa uzanıp lavanta kokularına iç çekmeyi isteyebilir! Yerlilerle birlikte akordeon çalmak , şarkı söylemek ve çiçek dilini öğrenmek de girdiğim ciddi ortamlarda aklıma gelip yüzüme bir gülümseme yayacak kadar güzel fikirlerdir.velhasılı kitabı haftasonu ya da yollarda okumanız kitabın cazip kıldığı aylaklık hakkınızı kullanmak için oldukça isabetli bir tercih olacaktır.sevgilerle!
Sayfa 123Kitabı okudu
kitabın ilk cümlesi.bir serinlik olup yanaşır ruhuma.
"Albay Aureliano Buendia, yıllar sonra idam mangasının karşısına dikildiğinde, babasının onu buzu keşfetmeye götürdüğü o çok uzaklarda kalmış ikindi vaktini anımsayacaktı."
Reklam
içimizde parlamayı bekleyen hakikat kristali.
" Bir hakikat kendini ona açmadan, o asla önyargının patikalarında yürümeye kalkmazdı.Çift kanatlı kapı kendisi için çalınmaya başladığında küçük kız hiçbir beklentisi olmadan oturdu perdenin gerisine.Bu haliyle simurga varmak için yollara düşen saf kuşlara benziyordu. neyi aradığını perdenin öte yüzünde bekleyenler söyleyecekti ona bu oturuş öyle uzun sürdü,öyle uzun sürdü ki bütün Kent onu konuşur oldu.Merak talipleri,talipler cümleleri çoğalttı.Her cümle onun içinde zaten parça parça var olan hakikat kristalinin bir dilimini parlatıyor,ancak bu parçaları bütünleştirecek tek bir cümleyi bulamıyordu bir türlü. günler ve aylar geçti.böylelikle küçük kız hayatın,ölümün, zamanın ve mevsimlerin hallerini öğrendi.şehvetin kıyısından aşağılara yuvarlanan erdemle yüzleşti erdemin arkasına gizlenmiş şehvetin sabırsızlığını hissetti. insan çok, dünya büyük hayat bir muammaydı."
haydi itiraf edelim, hepimiz bulutlar içinde yüzerken pat diye tosladığımız gerçeklere sahibiz. ''cehenneme kadar bu mereti ancak avucunda tutarsan sahibi olursun diyordu o,bir daha adı sanı duyulmayan o serüvenciye gösterdiği misketi anımsayarak, yeni kalkınma hamlesinden gurur duyuyordu gerçekte , en ufak ayrıntıyı bile sesiyle, bedeniyle bizzat yönetiyordu, yönetimin ilk yıllarındaki gibi bataklıklarda, başında avcı şapkası, ayağında çizmelerle dolaşıyordu kendisini yapayalnız gördüğü boğulmuş adam düşlerindeki kentten bambaşka bir kent yaratılacak burada, şanına uygun bir kent;şu evleri lütfen kaldırın ,diyordu mühendislerine şuraya yerleştirin de ayak altında durmasın onlar da yerleştirdiler şu kuleyi 3 metre kadar yükseltin de halk uzak denizlerdeki gemileri görebilsin ,yükselttiler ,lütfen şu ırmağın yatağını değiştirin, değiştirdiler ,yanılgılara düşmeden ,yürekliliği hiç elden bırakmadan bağlanmıştı bu kalkınma hamlesine, o heyecanla günlük devlet işlerinden öylesine uzak kalmıştı ki çocuklar sorunu ortaya atıldığında pat diye ansızın toslayıverdi gerçeğe, dalgın bir yaver ağzından kaçırmıştı ,yüzdüğü buluttan aşağılara uzanıp hangi çocuklar diye sordu general, bizim çocuklar efendim,iyi ama hangileri Allah kahretsin ;o güne kadar Milli Piyango'da çekim işlemini yürüten çocukların ordunun elinde olduğunu kendisinden gizlemişlerdi."
General bir gece uykusunun arasında yoksullar kraliçesi manuela sanchez'in hayalini görür, elinde parlak bir gül tutmaktadır, general şöyle haykırır: söndürün şu gülü! Kızın kendisini öldüreceğini düşünür. gece lambasının ışığını yakmaya benzer bir kolaylıkla tüm halkı erkenden uyandırır.korkmuştur çünkü.halkın ensesinde boza pişirmeye iki saat daha erken başlar. Generalin içine düştüğü korku, şu mısralarla aynı kuyudan çıkmış gibi geldi: "ve cellat uyandı yatağında bir gece tanrım dedi bu ne zor bilmece öldükçe çoğalıyor adamlar ben tükenmekteyim öldürdükçe".
Sayfa 60 - Can yayınlarıKitabı okudu
Geri127
420 öğeden 406 ile 420 arasındakiler gösteriliyor.