Cahil kişilerin ruhu gübrelenmemiş, sürülmemiş topraklar gibi katıdır. Önyargılar bu ruhlara, kaya diplerinde biten otlar gibi sımsıkı yapışır, inatla büyürler.
Ömrümde ilk olarak öç almanın tadını duyuyordum. Bu, ilk içildiği zaman kanı kaynatıp başı döndüren kokulu bir şaraba benziyordu. Sonradan ağzımda bıraktığı paslı, madeni, buruk lezzet bana zehirlenmişim gibi bir duygu verdi.
Halk, özgürlüğü için başkaldırmaz, direnmez. Bir lokma ekmeğe, bir kaşık çorbaya değişir özgürlüğünü. Bunun için onların altına ateş yakmak, haklarını aramalarını sağlamak gerekir.
Bazılarımız anadan doğma savaşçıyızdır. Özgürlüğümüzü korumamız gerek. Benim için siyasi partiler önemli değildir. Nerede bir kötülük görsem ona karşı çıkarım. Parti adlarının bir önemi yoktur. Özgürlüktür önemli olan.
Eğer sen bir kiraz ağacından elma vermesini beklersen o ağacın doğasına aykırı bir beklentiye girmiş olursun. Bir kiraz ağacını elma vermiyor diye suçlarsan, o ağacın kendi mahsülü olan kirazı vermesine bile engel olmuş olabilirsin.
Mükemmelliyetçilikle baş etme yolunda, bu durumun kökeninin nereden geldiğine bir bakmalısın. Benim karşılaştığım durumlarda, aileden öğrenme, yüksek beklentili ebeveynler mükemmelliyetçiliğin kaynağı konusunda önemli rol oynuyorlar
Diyelim ki işin sonu her halükarda kötü bitecek. O zaman iki ihtimal var: ya şu anın keyfini çıkarırsın ve problemle karşılaşınca üzülürsün ya da şu anını da mahveder ve olayla karşılaşınca yine üzülürsün.