Simge
@Letsleepingdogslay
Hemşire
Lisans
5 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Frida, sırtını ağacın kabuklu gövdesine yasladı. Ürperdi, biraz daha büzüldü. Ağlamak istiyordu. “Belki sulugözüm,” diye düşündü, “ama gözyaşlarımın hep haklı bir nedeni vardır! Eğer ağlamaya da gücüm olmasaydı, herhalde ölürdüm.”
Ben uçmak isteyip de uçamayan bir kuş gibiydim. Hem de çaresizliğini kabullenemeyen bir kuş gibi. Hele bir de içgüdüsel olarak denetlenmesi olanaksız bir refleksle kanadının uçuşunu kaldırmaya, tüylerinin yelpazesini açmaya çalıştığı, yaşamsal atılımın orada olmasına rağmen bedeninin buna tepki göstermediği, titreyen kanatlar açılamadan ağır bir biçimde yere indiği düşünülürse…
Yaşam, belleği icat etmekle gaddarlık etmiş.
Okur Takip Önerileri
Halkın yoksulluğa düşmesinin baş nedeni aristokratların çokluğudur. Bu yararsız baş vermez arılar başkalarının alınteriyle geçinmekte, topraklarında çalışanlardan daha fazla yararlanabilmek için onları derisine kadar yüzmekte, bunun dışında başka gelir kaynağı bilmemektedirler.
İnsan, karşısındakini ezmek yerine, ona saygı göstermedikçe, onu yok etmek yerine, önem vermeyi düşünmedikçe ve sahip olmak yerine, paylaşmayı gerçekleştirmeye hazır olmadıkça, narsisizm artarak büyür.
Kadınlar yüzyıllardır erkek görüntüsünü gerçek boyutlarının iki katında gösterebilen enfes bir güce sahip büyülü birer ayna görevi gördüler. Yoksa Süpermenler hiç var olmazdı. Napolyon ve Mussolini de, bu yüzden kadınların zayıflığı üzerinde önemle durdular, Çünkü kadınlar aşağı düzeyde olmasalardı büyüteç işlevlerine son verirlerdi.
Kadın, gerçeği söylemeye başlarsa, erkeğin aynadaki görüntüsü değişmeye başlar, hayat karşısındaki uyumu yok olur.
Düşünceler baskı altına alınarak yok edilemez. Onlar ancak dikkate alınmayarak yok edilebilir. Düşünmeyi, değişmeyi reddederek. Bizim toplumumuzun yaptığı da bu!
