Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Ebru
Ebru
@Lotus1302
"Oy birliği ile insan olmadığıma karar verdiler"
İstanbul
29 Mayıs
116 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Spoiler mevcut mu bilemedim
Öncelikle yazardan bahsetmek istiyorum.
Robin Cook;
Colombia Üniversitesi'nden tıp doktoru olarak mezun oldu ve şuan öğretmenlik yapıyor.
80 yaşındasın be adam.
Neyse konumuza dönelim.
Kitaplarının çoğunun hastalıklar hakkında olduğunu söyleyebiliriz.
Ve size bir uyarı!
Tıp sözlüğünüzü yanınızdan ayırmayın.
Kitaplarının filme uyarlandığını biliyor muydunuz?
Kitaba dönüş yapalım hemen.
Günümüzde Covid-19 adında bir salgın hastalık mevcut. Kitabın ismi bu yüzden biraz tanıdık gelebilir
Kitabımızda da Covid benzeri bir hastalık mevcut; Ebola Humması.
Belirtiler de aynı gibi
Kas ağrıları, göz kızarması, yüksek ateş, mide bulantısı vs.
HKM'den gelen Marissa bu salgın için görevlendirildi.
Bakalım Marissa neler yapabilecek.
Sizce bilmeden yayılan bir virüs mü yoksa komplo mu?
Ya Marissa da salgından kendini koruyamazsa?
Fazla sürükleyici değil tabii ki ama okumanızı tavsiye ederim, ben beğendim yani. :)
İyi okumalaaaar
Dikkat spoi ve uyarı içerir!
Melankolik bir deneme olmuş.
Sanki yazar alkol alıp kağıda dökmüş içini.
Ahmet Batman benzeri bir yazar
Ya da Miraç Çağrı benzeri diyebilirim.
İncelemelere samimi yazmışlar, bana pek samimi gelmedi.
Küfür size samimi geliyor mu, bilmiyorum.
İyi ki kitabı almamışım, pdf okumuşum.
Bir kaç cümle var alıntılayabilecegimiz o kadar.
Tavsiye edebileceğim bir kitap değil
Daha iyi kitaplarda görüşmek üzereee.
İyi okumalar
Kendinizden bir parça buluyorsunuz mutlaka...
Kitap olarak elime alıp okumadım, yalan değil.
Kişisel gelişim platformu buldum, yazarın kendisine ait; Bülent Gardiyanoğlu adında.
Kendi sesi ile kitaplarını sesli kitap haline getirmiş. Kitabı ondan dinleyince sanki arkadaşınız derdini, hayatını size anlatıyormuş gibi gelebilir. Biraz basit olduğu doğru ama samimi bir dille yazılmış. Beğendim ama daha ağırlarını okuyunca bu bir kaç seviye altında olmuş. "Mutlaka alın, okuyun." diyeceğim bir kitap değil maalesef kii.
Okur Takip Önerileri
Spoiler mevcuttur!
Yazarın ilk okuduğum romanı.
Kitabın kapağına bayıldığımı söyleyebilirim, oldukça orijinal.
Annemin dediğine göre ilkokula başladığı zaman alınmış bu televizyondan. Ayrıca o dantel her evde en az bir kez televizyonun üstünde veya altında bulunmuştur :)
Kitabın içeriği, üslubu çok güzel bence. Akıcı bir konusu var sıkılmadan okuyacağınıza eminim. Ayrıca isimlerde oldukça orijinal
Bkz: Ruhi Mücerret, Avni Vav, Fujer Fuji. Kimin aklına gelir ki bu isimler.
Okuyanların hayalgücünün sınırlarda gezeceği değil, sınırları geçeceği bir kitap.
Gel gelelim konuya, kitapta anlatacak çok şey var.
Ben birazcık bahsedeyim;
Ruhi Mücerret 100 yaşında, İstiklal Madalyasına sahip bir gazi. Bir görevi var elbette, ölüm döşeğinde olan dostunun son isteği Masum Cici'yi öldürmek.
Masum Cici, adı gibi masum ve cici değil tabii ki.
Bakalım neler olacak.
Uyarı olarak not düşüyorum; toplum içinde okumayınız!
Aniden gülebilir, aniden suratınız düşebilir, şok olabilirsiniz. Deli muamelesi görmenizi istemem.
Çokca tavsiye ettiğim bir kitap, iyi okumalar dilerim.
Spoi ve uyarı içeriyor!
Öncelikle kitap nerden geldi inanın hatırlamıyorum Geri iade etmek isterdim hatırlasaydım. Yazık hem verilen paraya hem de kesilen ağaçlara.
Yazar demek ayıp olur diğer yazarlara diye düşünüyorum. İçerik çok basit geldi bana ki ben her türlü kitabı okuyan bir insanım.
Tamam kabul, bende alıntı paylaştım ama bunlar zaten Facebook ya da Twitter gibi sosyal medya uygulamalarında gördüğümüz yazılardı, kaynak kullanmış oldum sadece
Ayrıca sözlerin bazıları çalıntı biliyorsunuz ki...
Bilmiyor musunuz?
Örnek veriyorum hemeen.
- "Lastik tokam gibisin hayat. İki kere dolanınca bol, üç kere dolanınca dar geliyorsun.
Arayı buldurmuyorsun."
Bu cümle Tuğçe Erdemli tarafından Twitter'da paylaşılmış, 2012 yılında.
- "Unutmayın ölüler her zaman yaşayanlardan daha fazla çiçek alır. Çünkü pişmanlık minnetten daha çok acıtır."
Bu cümle de Anne Frank'in Hatıra Defteri adlı kitabında yer alıyor.
Ve bu cümlelerin kocaman harflerle yazılıp sayfayı kaplaması, kitabı daha kalın göstermesi dolandırıcılık değil mi?
Bilemedim.
Tavsiye edilecek bir kitap değil.
İnceleme yazmak istemedim aslında ama uyarı niteliğinde yazayım bari dedim
Daha güzel kitaplarda buluşalım, iyi okumalaaar.
Bolca spoiler var!
Wattpad de okuduğum, sonuna kadar devam ettiğim ve aklımda kalan hikayelerden ve şimdi seri halinde kitap oluyor olması benim için çok özel bir duygu. Tabii ki önceden keşfetmekte özel hissettiriyor
Eveet gelelim kitaba, spoiler olacağını belirtmiştim
Dağlı, güçlü bir kız. Çakal'ın babasını nasıl öldürdüğünü kendi gözleriyle görmesi, her saniyesini aklından silememesi çok acı verici.
Ama intikamı için Ağrılı'nın onu saklaması, kendi kızı gibi görmesi, eğitmesi onu daha da güçlü yapıyor. Tabii intikamı aldıktan sonra olaylar daha da karışıyor
Ben sonunu biliyorum, siz merak etmiyor musunuz?
Aksiyon severler için basılmış bir kitap. Sürükleyici, sayfa sayısı biraz ürkütücü olabilir ama değer bence.
Tavsiye ettiklerim arasında kendisi, beğeneceğinizi umuyorum. İyi okumalar efenim.
Hayatının 10 yılına yayılan bir plan yaparsın. Kapana tıkılıp kaldığın her günün hesabı için, hayatını karartanların bedel ödemesi için varını yoğunu, tün yaşamını ortaya koyarsın.
Sonu ölümdür, kandır, felakettir. Ve bilirsin ki bu yolun sonundan "Dönüş Yok"tur...
İntikam, en sevdiğiim.
Okumanızı tavsiye ederim. Hem akıcı bir kitap hem de güç veriyor. Bir kadının gücüne, ayakta duruşuna şahit oluyorsunuz...
Seti izlemeye gelen Özer Ahıska'ya dediği cümleler herşeyi anlatıyor. "12 Eylül generalleriyle şimdiki generaller aynı kafada değil. Şimdiki generaller o zamanda olsaydı, 12 Eylül yaşanmazdı. Bugün hala bu ülkede irtica konuşuluyorsa, hala demokrasi tam yerine oturmamış deniliyorsa, bu tamamen 1980 generallerinin suçudur.
Bir daha bu ülkede 12 Eylüller olmayacak. Demokrasinin yolu bir daha kesilmeyecek. Buna tüm yüreğimle inanıyorum. Çünkü, her kesintide ülke onlarca yıl geriye gitmiştir.
"
Hürriyet Gazetesinden alıntıdır.
Merak uyandırıcı bir kitap, ayrıca sıkıcı da değil. Tavsiye ederim.
Aşkınızın hangi tür olduğunu öğrenebilirsiniz bu kitapta.
EROS: Hem fiziksel hem duygusal aşk. Aşkın bu türü tutkuyla doludur.
LUDUS: Bir oyun gibi oynanan aşk. Aşkın bu türünün en önemli parçası eğlencedir. Çiftler, bir araya gelmekten, karşısındakini etkileyip cezbetmekten hoşlanır. Ancak uzun süreli bağlılık sözü yoktur.
STORGE: Arkadaşlıktan doğan ve desteğe dayanan aşk. Güven dolu ve bağlılık gerektiren bir aşktır.
MANIA: Saplantılı aşktır. Duygusal iniş çıkışlar, kıskançlıklar hâkimdir.
PRAGMA: Kalbin değil aklın kontrol ettiği aşktır. Çiftler seveceği kişiyi mantığıyla seçer, kendisiyle benzer ilgi alanları, ortak değerleri olan birini arar.
AGAPI: Özverili, fedakâr, koşulsuz, bencil olmayan aşktır. Kişi kendini sevdiğine adar, karşılığında hiçbir şey beklemeden verir. Onu 'o' olduğu için sever.
Biraz fantastik geldi temeli ama gayet güzel.
Bence okunması gereken kitaplardan. Okuyun, belki bilmediklerinizi veya anlamadıklarınızı kavrarsınız. Berkin'in mezarındaki bilyelerin anlamını çözersiniz, koyun olmaktan çıkarsınız veya uykudan uyanırsınız. ;) Keşke gözünüzü açsanız biraz :)
Serinin devamına baktım ve bu seriyi ilk kitaptan bitirmeye karar verdim. Labirent serisini okuduysanız benzerlikleri görürsünüz. Wattpad uygulamasında da buna benzer bi hikaye vardı..
Ben kitaba başlayınca daha çok macera bekliyordum aşk çok fazla olmuş bence.
Ama güzel kitap. :)
Kitabı görünce düşünceleri önemsenmeyen bilim adamlarından bahsediyor zannetmiştim. Ama içeriğini görünce şaşırmıştım.
Mesela örnek verebilirim ;)
• Tek elli beyzbolcu
Jim Abbott,
• Üç bacaklı futbolcu
Frencesco Lentini
• Dünyanın ilk kadın savaş pilotu
Sabiha Gökçen
Bazıları dezavantajlarını avantaja çevirmişler çok iyi sonuçlar almışlar.
Ve biz hâlâ "benim derdim hepsinden büyük" diyecek kadar benciliz.
Okuyun, okutun...
Kitapta Virginia Woolf, Shakespeare'in bir kız kardeşi olsaydı ve en az Shakespeare kadar yetenekli olsaydı harcanıp gideceğini ve hiçbir zaman Shakespeare gibi anlaşılamayacağını vurgulamış. Gerçekten üzücü ama o dönem için yerinde bir tespit.
George Eliot'un da kadın olduğunu, dönemin koşullarından dolayı erkek takma adıyla kitap yazdığını burada öğrendiğimde sinirlenmiştim ama o dönemde kadınlara yapılan baskıları, kısıtlamaları öğrenince daha çok sinirlenmistim.
Woolf, şöyle sesleniyor kadınlara:
- "Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın."
Gayet güzel bir kitaptı. Tavsiye ederim, iyi okumalar.
Aldığı ödülden de anlaşıldığı gibi harika bir kitap ve harika bir yazar...
Biraz buruk biraz neşeli :)
Annem anlatırdı bana işte biz çocukken böyle miydik, evde durmazdık, okulda silgilerimiz kaybolmasın diye boynumuza asardık, kalem küçük kalsa bile kullanılırdı. En çok televizyona şaşırmıştım. Tokat'ın köylerinde öyle her evde televizyon bulunmuyormuş. 10 haneden birinde bulunurmuş, akşamları izlemek için o eve gidilirmiş. Erik ağacına veya daha erişmemiş elma ağaçlarına dalıyorlarmış. Bu arada bu "dalma olayını" herkes bilmez. Ben çocukken de abimlerle iğde ağacına daldığımı hatırlıyorum. Tabi ispiyoncular her yerde olduğu için "Ağaca dalan var" diye böğürürlerdi.
-_-
Kitapta da anlattığı gibi yokluk zamanlarıymış ama şanslılarmış bir taraftan da saf sevgi ve dostluk zamanlarıymış.
Ben okudum, beğendim. 7'den 70'e herkesin okuyabileceği bir kitap, tavsiye ederim. :)
• Arka kapağında yazdığı gibi;
Kadın'ı okudunuz.
Bu da Adam.
Diyebilirsiniz ki...
Kadının karşılığı erkek değil mi?
Bence değil.
Çünkü her kadın kadın ama...
Her erkek adam değil.
Herifleri yazmamayı tercih ettim!
Gerçekten kapakta yazdığı gibi sadece adamların biyografileri yazıyor kitapta.
İlk başta Mustafa Kemal Atatürk anlatılıyor.
İsmet İnönü, Rauf Raif Denktaş, Ali Şamil Güler ve böyle devam ediyor. Hiç bilinmeyenlerden bahsediyor.
Ve ben okurken utandım...
Ne adamlar varmışta ben hiç bilmiyormuşum, öğrenmiş oldum. Bir de tarih dersini çok severim diyorum, daha memleketin adamlarını bilmiyorum ki.
Kadın kitabından sonra çok iyiydi.
Aslında niye bu kadar yazdım bilmiyorum, kitabın kapağındaki yüz yeterli olurdu. :)
Okuyun derim, şiddetle tavsiye ediyorum
