Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Belkıs Sebe
Belkıs Sebe
@Matw
61 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Başta güzel diyebileceğim bir akıcılık ve merakla okudum aslında kitabı. Ve gerçekten güzel de gidiyordu. Ama nedense baş karakterimiz Nova karakterinden çıkana kadar. Yani tamam Elemantel adlı bu yere ayak uydurması gerekiyordu, su varisi olduğu için dışlanmış olması vs onda kötü hisler uyandırdı falan da bir insan 180 derece dönmez karakterinden. Yani o sonradan gelen çirkefliği, pick me tavırları ne bileyim en ufak pürüzde tabiri caizse Arın'ın arkasına saklanıp eliyle Darren'i işaret ederek "iste o yaptı bana o vurdu" ya çevirmesi beni çok irrite etti. Garip geldi garip geldikçe okuyamadım. Hele Darren'in Allah bilir neye dayanarak sen aslında ateş varisisin iddiasıyla kızı öpmesi falan aman kardeşim ya. Güzel yazmışsın iyi yazmışsın da ne bileyim böyle fantastik okumaya alışık değilim sanırım. Kitap hakkında diyebileceğim şey güzel bir konu güzel bir evren ama çingene karakterler... maalesef
3. Kitap başladığında sürekli olarak çığlık attım çünkü baş karakterin anılarını kaybetmesi olayi pek çok kitapta okuduğum travmatik şeylerden biri. Yani tamam aklım unuttu ama bedenim ve kalbim hatırlıyor klişesi ne kadar cazipte olsa alık alık etrafı izleyen hiçbirşey hatırlamayan bir karaktere tahammül edemiyorum ben.
Onca emek, onca hatıra
Yani bu nasıl bir sondu...
Resmen okurken nefesim kesildi. 3.Bir kitap olduğunu görene kadar nefes almayı unuttum. Türk dizileri sezon finali gibiydi ve eğer yeni sezon olmazsa ölürmüşüm gibiydi . Gerçekten uzun zamandır bana sevgiyi, aşkı bu kadar derinden hissettiren bir kitap okumamıştım. Zaten ilk kitaptan beri var olan Alice Harikalar Diyarında havası, bahsettiği her mekan , her karakteri gözünüzde kolayca canlandirabildiginiz aşırı fantastik ve masalsı bir dünyada geçen hüzünlü ve melankolik bir aşk hikayesi... Ve bazı karakterlere lugatta bile olmayan hakaretlerle küfür etmek isteği uyandıran bir masal. Yani canim Evangeline çoğu zaman saf mı salak mı çizgisinden kesin bir şekilde ayıramadığım bir pozitiflikle bakıyor hayata sağolsun.Kardeşim tamam bir kere güven insanlara da 30 kere de aynı yerden bicaklanmazsin yani. Jacks ne yapsın. Off Jacks deyince bile kalbim acıyor şuan kitabı yeni bitirmenin verdiği aşırı duygu yoğunluğu ile saçmaladım ama kalsın böyle. Masallardan hoşlanan, gerçek ve özel duyguların peşinde olan okuyucular için güzel bir kitaptı.
Okur Takip Önerileri
İklimler- André Maurois
Sanırım bende Philippe Marcenat gibi okuduğu kitaplarda kendini, kendi acılarını arayan bir okurum. Kitap boyu yalnızı olduğumu düşündüğüm hislerin en derin tahlillerini, betimlemelerini okudum. Bu tür ilişkilerde insanların aynı duygulara sahip olduklarını görmek hem insanı yalnız olmadığı konusunda teselli ediyor hemde bu ilişkilerden sağ çıkabilen olmadığını gösterip ümidini kırıyor açıkçası. Odile'i anlatırken Philippe , Philippe'yi anlatan İsabelle. Aşk ilişkileri, insanların zaafları söz konusu olunca uğradıkları değişim ve bunu yaşamlarının en olağan şeyi olarak görmeleri.. kısacası duygular hakkında iyi betimlemeler okumak isterseniz tavsiye ederim .
915.jpg){kind=small}
Kendileri küçük yürekleri büyük çocukların hikayesi ..
Arkadaşlık, dürüstlük, cesaret, fedakarlık, ihanet , kayıp gibi kavramları çocukların ağzından onların hisleriyle okumak gibisi yok. Pâl sokağının bu değerli sahipleri sadece sokaklarında ki bir arsayı değil uzun zamandır göremediğimiz sıcacık bir aile hissiyatı veren dostluklarıya birbirlerini koruyor ve kolluyorlar. Okurken hayretle gülümsediğim çok kısım oldu. Boka'nın yaşına göre davranışlarındaki olgunluğu, arkadaşlarını gerçek bir başkan gibi idare etmesi ,Nemecsek'in korkuyor olmasına rağmen aralarındaki en cesur kişi oluşu .. yaptıkları işe çocuk akılları ile verdikleri değer ... Ne bileyim uzun zamandır içimde böyle hisler uyandıran bir kitap okumamıştım. Kitabı satın alan ve daha kendi okumadan benim okumama sebep olan arkadaşa da selam olsun buradan . Bu kitap, bana çocukluğumu hatırlatan bir şiiri anımsattı
"Dostlar ayrılırmış yüze bakar da
İzleri kalırmış hatıralarda
Ümitler yeşerir her ilkbaharda
Sonbahar gelince duman olurmuş "
İyi okumalar .
Kitabı okurken adamın yaşadığı herşeyin gerçek olduğunu bilmek öyle zordu ki. Ve tüm bu zorluklarla 36 yıl başa çıkmak zorunda olduğu gerçeği, bu korkunç yaşamdan başka bir yaşam için göze aldığı cesurca kararın bile onu iyilestiremediği bir gerçek. Beni en çok hayalkırıklığına uğratan bu oldu sanırım. Bir kabus düşünün uyandıktan sonra bile etkisi devam ediyor. Kuzey Kore rejiminin acımasızlığını duymuştum hepimiz duymuşuzdur ama bu kadarını hayal bile edemem. Otobiyografi okumayı sevenler ve Kuzey Kore'yi merak edenler için iyi bir kitap. Tavsiye edebilirim
"Gidelim diyorum
Gidelim diyorsun
Sermayemiz hayal"
-Şükrü Erbaş
Sermayemiz Şükrü Erbaş diyeceğim bende. Nasıl olmasın ki ? Hislerime bu kadar tercüman olan bir şair bulamamışım daha önce demek ki şiir okumaya onunla başladım. Kuş uçar kanat ağlar, çırpınıp içinde döndüğüm dünya ve bu kitap. Okurken bozkırlarda geçmiş hoş bir çocukluğun anısını okuyor gibi hissettirdi. Aşkı, yalnızlığı , ölümü tasvir edişi beni çok etkiliyor. Okuduğum diğer kitaplarını geçmedi bende ama dilini seven herkese rahatlıkla tavsiye edebilirim.
Bu kitabı okuyabildiğim için kendimi tebrik ediyorum. Aslında daha başından anlamıştım okuyamayacağım bir kitap olduğunu ama yarım kalmasını istemediğim için devam ettim e aldık bir kere okuyacaksın artık diye diye sonunu zor getirdim. Yani konusu güzel ama neden bu şekilde yazılmış hiçbir fikrim yok. Aşırı sıkıldım okurken. Tavsiye de etmiyorum
1926 Japonya işgali altında Joseon.Gerek gerçekte Kore-Japonya arasında yaşanmış olaylardan esinlenilmiş olması aynı zamanda hikayenin gerçekçiliğinin Küçük Deniz Kızı hikayesiyle orjinal şekilde birleştirilmesi ... Bilemiyorum bu webtoon benim için çok özel , bazı kısımlar acıyı öyle derin hissettiriyor ki. Özellikle kızın sesini kaybettiği ve kendisine bunu yapanlara bağırıp çağırma hesap sorma fırsatının dahi olmadığını en acı şekilde farkettigi kısımlar buna rağmen hikayeyi güzelleştiren karakterlerde var Eui-hyeon gibi.
Serinin ikinci kitabı olmasına rağmen ilkinden daha büyük bir zevkle okudum diyebilirim. Başta Ged nerede yahu desem de hikayenin karanlık tarafı, karakterlerin bana anımsattığı hisler, adanmış küçük bir kız çocuğu, inanılan yanlışlar, toplumun içine işlemiş adetler... hepsi bana çok yakından bildiğimiz ve mücadele ettiğimiz problemleri hatırlattı. Bunun dışında Tenar'ı çok sevdim. Hikayenin Ged ile buluşan kısmını ,birbirlerine bu denli güven vermelerini, diyaloglarını çok sevdim. Kısacası sevdim baya okurken de çok eğlendim. Tavsiye ederim.
Klasik bir Julia Quinn kitabıydı. Sebastian hoş bir karakterdi. Kız genel biriydi bence ayrıştırıcı bir şey bulamadım. Ve neden kitabın başında herşey olumsuz ve asla düzelmeyecek durumdayken kitap bitmeye yakın mucizevi şekilde düzeliyor ki? Belki de bu tür kitapların olayı budur. Bana baya saçma ve alelacele geldi. Yani daha az önce o kızla evlenmeyi düşünmeyen adam bir anda evlenmeye falan karar veriyor, aslında parası var ama yok gibi takılıyor falan. Kız ne tam ailesinin arkasında ne de aşkının ve aşkının arkasında durmaya karar vermesi de evlenmek zorunda olduğu adamın bilmemkaçıncı tacizinden hemen sonra oluyor. Kızım tacizden sonra böyle bir karar alacaksın madem baştan alsana. İnsan bir tepki falan verir. Hayır kitapta kimse tacize tepki vermiyor gerçi orası da ayrı bir garipti. Böyle böyle benimseyemediğim pek çok yer oldu açıkçası. Neyse onun dışında klasikti. Vakit geçirmek için okunabilir.
Evet sonunda bitti. Okurken bir ara artık devam edemeyeceğim hissine kapıldım ancak devamında elimden bırakamadım. Çok ilginç bir konu, ilginç bir karakter ve dehşet verici cinayetler. Seri katil kitaplarını sırf katillerin kafa yapısını merak ettiğim için okurum genelde. Bu kitap içinde aynısı geçerliydi. Ancak empati kurmakta gerçekten zorlandım . Öncelikle Jean özel bir yeteneğe sahip ve bu yeteneğe sahip olmayan bizler onu tam olarak anlayamayacaktık. Öyle de oldu. Ama duygusuzluğuna rağmen en derinden hissettiği tek şeye karşı duyduğu derin aşk ve elbette takıntısı onu anlamaya yakın olabildiğim kısımlardı. Yazar hakkında ne düşünmem gerektiğine karar veremedim. Kokuları bu kadar iyi anlatabilmesi biraz ürkütücü.
Klasik bir distopya kitabıydı. Bende çok fazla bir duygu uyandırmadı aslında. Beklediğim ve yorumlardan anlaşıldığı gibi değildi. Karakterler tahmin edilebilirdi olaylar diyeceğim ama pek bir olay olmadı. Belki serinin ilk kitabı olduğu içindir. Devam kitapları daha olaylı olursa daha iyi olabilir . Sakin, olaysız ,içinde hoş romantizm bulunan bir kitap okumak isterseniz tavsiye ederim ama okumasanız birşey kaybetmezsiniz.
Clara'nın hikayesi, İsabelle 'nin hikayesi , akıl hastaneleri ve insanların yaşadıkları şeyler bana çok dokundu. Kitap bittiğinde göz yaşlarımı tutamadım. Nasıl hüzünlenmez ki insan. Clara'ya yapılan haksızlık öyle sinir bozucuydu ki ben aklımı kaçıracaktım. Bir insanın söylediği herşeye şüphe ile bakılması ve asla kendisine inanılmaması kadar yıpratıcı birşey var mıdır acaba ? Tüm bunlara sırf kızı için katlanması inanılmazdı. Kendi annesinin aksine gerçek bir anne olabildiği , gerçek deliler arasında aklı başında kalabildiği için ve en sevdiği adamı kaybettiği halde yaşama tutunabildiği için tüm tebrikleri hakeden harika bir insandı Clara. Kendisini tanıdığım için çok şanslıyım sizlere de bu harika insanla tanışmanızı tavsiye ederim.
İzlediğim belgesellerin metin yazarıymış. Okurken çok tanıdık gelmişti zaten. Yaşı genç olmasına rağmen hayata erkenden atılmış olması ve hayatı hep görmek istediğim açıdan bize sunuyor olması takdir edilesi. Çok özendiğim bir insan oldu kendisi. Umuyorum daha çok gezer daha çok insanla tanışır daha çok böyle kitaplar yazarsın. Nasıl bittiğini anlamadığım bir kitaptı. Belgesel izlemeyi sevenlere özellikle tavsiye ediyorum .
Böyle kitaplar okumaktan nefret ediyorum. Birinin öldüğü kitaplardan nefret ediyorum. Ama bu kitap bana neden nefret ettiğimi en derinden hatırlatan nadir kitaplardan oldu. Poppy ve Rune. O kadar güzeldi ki aşkları. En derinden hissettim, en derinden hissettiğim için ayrılma vakitleri geldiğinde onlardan çok ağladım sanırım. İki insan birbirini böyle sevebilir mi gerçekten ? Açıkçası ben kendimi bu durumda düşünemiyorum ama onları yaşarken neden olmasın dedim. Çok kalp kırıcı bir kitaptı. Ama karakterlerin birbirine olan aşkını bu kadar iyi hissettirmek her yazarın yapabileceği birşey değil. Okumak istiyorsanız ağlamaya hazır olun derim.
Bu seri bittiğinde büyük boşluk hissedeceğime eminim. Karakterlerin yeri bende çok başka. Gerçi sağolsun İsayama yaşayan karakter bırakmadı ama ölü olmaları bile anlam ifade ediyor benim için. Erwin Levi Hange ... Eren Mikasa Armin Jean Connie Sasha Historia Ymir Reiner Bertold Annie çocuklar hepinizi çok seviyorum. Cidden yaşadıklarınız verdiğiniz kararlar yaptığınız seçimler olayları buraya kadar getirdi. Bazen sinir olduğum yerler oldu bazen ağladım. Bana tüm bu hissiyatı yaşatan İsyamaya teşekkürü bir borç bilirim. İnceleme yazacaktım aslında ama niye böyle oldu bilmiyorum. Sanırım seri biterken böyle bir konuşma yapma istediği duydum. Hepiniz bende çok özel yere sahip karakterlersiniz. Özellikle Levi senin uzun yıllar yaşayıp evlendiğini baba olduğunu görmek isterdim. Senden harika baba olurdu
Kitabı okurken o kadar çok Naila'nın yerinde olsaydım nasıl dayanırdım diye düşündüm ki. Bu çok korkunç ama maalesef gerçek. En çok üzüldüğüm ise bunu İslam adına doğru olduğunu düşünerek yapmaları. Böyle birşey İslam dininde yok diye bağırmak , nasıl insanlarsınız böyle demek istedim. İyi ki makul insanlar var, iyi ki Saif gibiler var. Ama gerçek hayatta böyle kişiler var mı varsa ne kadar var ve ne kadar etkili olabiliyorlar ? Her neyse güzel kitaptı.
Kitap cidden harikaydı. Öncelikle Bonnie ve Clyde ikilisini daha önce bilmiyordum. Yazar başta konuya girdiğinde korktum çünkü ölüm istemiyordum. Gerçekten etkileniyorum sanırım ölümlerden. Kitabı alırken romantik ve aksiyon olduğunu biliyordum ama nedense karakterlerin sırf isim benzerliğinden böyle bir sona kurban gitmelerinden çok korktum. Çünkü sadece isim benzerliğiydi. Ancak Bonnie ve Finn iyilik timsali gibi yolculuk yaparken çok güldüm ve kesinlikle biraraya gelmeleri gereken iki karakterdi onlar. Kitapta geçen William karakteri ve esrarengiz havası çok güzeldi. Amy Harmon iki kitabında da böyle şeylere yer vermişti. Ne diyebilirim ki okurken gülümsemekten yanaklarım o şekilde kalacak diye endişe ettim. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
"Deli midir, nedir ?" Bu soru kitabı okumadan önce farklı bir anlam ifade ediyordu benim için. Veronika hayatta herşeye sahip olduğunu düşünen ve sahip olduklarıyla oluşturduğu kendi kişiliğinden nefret eden ve intihar etmeyi çözüm olarak gören bir kızdı. İntihar başarısız olunca bir akıl hastanesine kapatılır ve intihar girişimi sebebiyle kalbinde olan hasar yüzünden ölümü beklemeye başlar. Ölümü beklerken tanıştığı deli insanlar ona deliliğin insana sağladığı ayrıcalıkları gösterirler. Bu zamana kadar kendi içinde sakladığı yeni Veronikalar olduğunu keşfeder. Artık umursamaya başlamıştır. Pişmanlık duyar kararlarından ama öleceği ana kadar yaşamaktan ve yapmaktan çekindiği şeyleri yapmaktan başka çaresi yoktur. Ve ölüm geldiğinde nerede olmak istediğine karar verebilecek bir kız olmuştur artık. Bu ayrıntı çok hoşuma gitti benim. Başta intihar ederken okuduğu makaleye yazdığı mektup herşeyi yarım bırakıp giden bir kızın intiharıydı. Ama sonunda öleceği anı düşününce nerede, kimin yanında olmal istediğini bilen bir kız vardı. Kitapla ilgili pek çok şeyi sevdim. Yazarın okuduğum diğer kitabı da böyle bir etki yapmıştı bende. Sanırım tarzı bu.
Bir solukta okudum kitabı. Gerçekten sürükleyiciydi. Konu ve işleniş klişe de olsa karakterleri sevdim. Bishop çok iyisin ya . Fazla iyisin cidden. Ivy in verdiği karar zor da olsa dediği gibi davrandı. Takdir edilesi çünkü zor seçimler yapabilecek kadar güçlü ve cesur olup aynı zamanda doğru olanı yapacak kadar adil ve sevgi dolu olabilmek bu dengeyi korumak fedakarlık gerektirirdi. Ve fedakâr davrandı. Sevdim kitabı kısaca. Bazı konulara yüzeysel değinip genel olarak karakterler üzerinden ilerlesede güzeldi.
Şuan karmaşık duygular içerisindeyim. Çünkü sanki kaçırılan ve serbest bırakılan kişi benmişim gibi hissediyorum. İlginçti. Çok gerçekti. Kitabın içinde çölde hissettim kendimi. Kum taneleri saçlarıma karışmış gibi hatta. Yazar bunu nasıl başardı bilmiyorum ama böyle hissediyorum. Gemma'nın hissettiği çaresizlik , Ty 'ın doğru olduğunu düşündüğü birşeyi boyle yanlış bir şekilde yapması ve iyilik ettiğini zannetmesi... Gemma'nın dediği gibi birini anladıktan sonra nefret etmek çok zor .
Hoş bir kitaptı. Alice'in hayal gücünü ve olur olmadık şeyler hakkında ki bilgi birikimini sevdim. Ama benim favori karakterim Oliverdı. Çok tatlı bir çocuktu gerçekten. Bunun dışında Max ve Alice arasında ki rüya olayı baya iyiydi. Rüyalarımızda birilerini görürürüz ama gördüğümüz kişiler tarafından rüyada görülmek ve gece ne yaşandıysa hepsini karşılıklı hatırlamak,bu çok çılgınca birşey cidden. Kısaca sevdim bu kitabı.
Bayıldım. Tek kelimeyle bayıldım bu kitaba. Herşeye Bailey'e Fern'e Ambrose,Jesse ,Grant,Paulie,Rita ve hatta Beans'a bile. Öyle hoş bir hikayeydi ki. Bailey ile Fern arasinda ki ilişki çok güzeldi. Bailey çok güzeldi. Ayrıca çocukların teker teker Fern ile dans ettiği sahne çok güzeldi. Ambrose ve Fernin mektupları çok ilham vericiydi. Ağladığım yerlerde oldu ama okuduğum en iyi kitaplardandı.
Kitaba büyük beklentiyle başladığım için sanırım ben beğenemedim. Bir kere karakterler çok sığ idi. Hiç birine alışamadım hiç biriyle empati kuramadım. Mantıksız bulduğum yerler de olunca kitabı yarım bırakmamak için büyük çaba sarf ettim diyebilirim.
Çocukluğumun serisi her okuduğumda kitapta ki 4.karakter oluyor yaşadıkları herşeyi onlarla yaşıyordum adeta. Mısır a gittiklerinde herşey o kadar ilgimi çekmişti ki hiç unutamam benim için çok özel bir yeri var
