Sema

128 syf.
·
Puan vermedi
Merhabalar, bugün sizlere 2023’ün son demlerinde okuduğum ancak henüz yorumlayabildiğim bir eserle geldim:İnsanlığımı Yitirirken. Osamu Dazai tarafından kaleme alınan bu eser, otobiyografik ögeler içermekte. Dazai’nin yaşamı ile Yozo’nun hikayesi arasında trajik benzerlikler yer almakta. İkisi de ayrıcalıklı bir yaşam sürmelerine rağmen, içsel
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202334,7bin okunma
Reklam
72 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Kızıl Veba - Jack London Merhabalar, bugün sizlere kıyamet sonrası bilim kurgu (post-apocalyptic) önerisiyle geldim. Jack London tarafından 1912 yılında kaleme alınmış bu eser, 2073 yılında Amerika’da geçmekte. Kitap, insanlığın “kızıl veba” adı verilen bir salgın yüzünden neredeyse soylarının tükenme noktasına geldiği bir dünyayı anlatmakta. Eserin ana karakteri Granser ise kitap boyunca torunlarına salgının yayılma sürecinin nasıl olduğunu aktarır. Aslında İngiliz edebiyatı profesörü olan Granser, modern yaşamın ilkel hale geçiş sürecini gözler önüne serer. Artık insanlar avcı toplayıcı bir şekilde yaşamakta ve ahlaki değerler yok olmaktadır. Darvin’in de evrim teorisinde belirttiği gibi “En güçlü olan kazanmaktadır.” Eser, bana yer yer Covid-19 süreçlerinde yaşadıklarımızı hatırlattı. Salgın sonrası dünyanın yeniden şekillenmesi ve insanların bu koşullarda nasıl değiştiğini tekrardan görmek beni derinden etkiledi. Okurken sürekli toplumsal dinamiklerin nasıl değişebileceğini düşünmekten kendimi alamadım.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,8bin okunma
264 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Merhabalar, yeni bir kitap yorumuyla yeniden karşınızdayım. Colette Dowling’in kaleme aldığı Sindrella Kompleksi uzun süredir listemde olan ama bir türlü elime alamadığım kitaplar arasındaydı. Ancak bu kadar geç okuduğum için pişmanım açıkçası. Bir kadın olarak, kitabın sayfalarını her çevirişimde kendimden parçalar buldum. Yaşadığım bu ataerkil
Sindrella Kompleksi
Sindrella KompleksiColette Dowling · Afrika Yayınları · 2020680 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
168 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Merhabalar, bugün karşınıza yeni bir kitap önerisiyle geldim. Tavan Arasındaki Buda, Julia Otsuka’nın kalemiyle tanışma fırsatı bulduğum ilk kitap. Ancak yazarın basit ama etkileyici anlatım tarzının beni oldukça etkilediğini söyleyebilirim. Eser, Sandra Gilbert ile Susan Gubar’ın “The Madwoman in the Attic” adlı feminist teori kitabını
Tavan Arasındaki Buda
Tavan Arasındaki BudaJulie Otsuka · Domingo Yayınevi · 2018633 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Merhabalar, bugün bir oturuşta bitirebileceğiniz bir eserle karşınızdayım. Emanet Çocuk, İrlandalı yazar Claire Keegan’ın kaleminden çıkmış basit ama dokunaklı bir hikaye. Eser, 1980’lerin başında küçük bir kızın gözünden anlatılmaktadır. Yazarın tercih ettiği bu anlatım tarzı, çocukların naif ama her şeyin farkında olan tavırlarını yansıtmakta oldukça başarılı. Küçük kız, annesinin hamile olmasından ve maddi imkânsızlıklardan dolayı yaz boyunca Wexford’da kalmak üzere Kinsella çiftinin evine konuk olur. Onun bu yolculuğu bizlere “aile” kavramını sorgulatır. Öz ailesinin yanında bir “hiçken”, Kinsella’ların gözünde nasıl bir “birey” olarak kabul edildiğini görmek mümkündür. Küçük kız, sevildiğini John ve Edna’nın yanındayken hisseder. Ancak ailesinin gözünde fazladan bir boğazdır sadece. Kitap, basit bir anlatımla aslında ilmek ilmek ruhunuza işliyor. Böylece yazar, çocukların dünyayı algılama konusunda yetişkinlerin öngörülerini aşan bir perspektife sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Bir solukta bitirebileceğiniz kitap arayışındaysanız, şans verebilirsiniz.
Emanet Çocuk
Emanet ÇocukClaire Keegan · Jaguar Kitap · 20212,430 okunma
Reklam
296 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
2023 yılında okuduğum en güzel eserlerden birinin yorumuyla karşınızdayım. Uluslararası Booker Ödülüne layık görülen Zaman Sığınağı, Georgi Gospodinov’un kaleminden çıkmış olan konusu gereği eşsiz bir eser. Kitap, “Geçmişin bomba sığınaklarını hazır etmeliyiz. İstersen onlara “zaman sığınağı” de.” felsefesinden yola çıkarak alzheimer ve demans
Zaman Sığınağı
Zaman SığınağıGeorgi Gospodinov · Metis Yayıncılık · 0492 okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Lanetli Tavşan, Güney Koreli yazar Bora Chung’ın Türkçe’ye çevirilen ilk eseri. Yazarımız Slav edebiyatında doktorasını yapmış. Bu sebepledir ki Lanetli Tavşan’da yer alan 10 kısa hikayede Rus ve Slav masallarından esintiler görmek mümkündür. Eser, ev sahipliği yaptığı kısa hikayelerde bizlere korku, sihir ve bilim kurguyu harmanlayarak sunmaktadır. Başkarakterlerimizin her biri ise yalnız kalmış, ötekileştirilmiş, öfkeli, haksızlığa veya hayal kırıklığına uğrayanlar arasından seçilmiş ve özenle yazılmıştır. Yazarımız bunun açıklamasını şu şekilde yapmaktadır: “Öykülerimin böylesine tuhaf ve acımasız bir evrende tek başına mücadele veren yalnız okurlara teselli olmasını istedim. Bu ümit kırıntısına tutunarak yazdım“ Doğaüstü bir karmaşanın içinde korku ve gizemin birbirine karıştığı bu hikayeler, bana Poe’nun kısa hikayelerini anımsattı. Eğer siz de alışılmışın dışında bir deneyim yaşamak istiyorsanız kesinlikle bu kitabı göz önünde bulundurmalısınız.
Lanetli Tavşan
Lanetli TavşanBora Chung · İthaki Yayınları · 20232,079 okunma
528 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Ataerkinin Deliliğin Eşiğine Sürüklediği Kadınlar
Tess, 19.yy’da Thomas Hardy’nin kaleminden çıkmış bir kitap. Konusu da oldukça sıradan. Bizim Yeşilçam filmleri tadında. Ancak kitabın bir bölümünün de başlığında belirtildiği gibi “Bedeli yine kadın ödüyor”. Ataerkinin namus kavramının sadece kadın üzerinde geçerli olduğunu eserde çok iyi bir şekilde analiz edebiliyorsunuz. Kitap boyunca
Tess
TessThomas Hardy · Can Yayınları · 20211,588 okunma
120 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Modern Zamanlarda Mit
İskoç asıllı Ali Smith, Ovidius'un Dönüşümler'de anlattığı Iphis'in öyküsünü günümüze uyarlamış. Miti anlatacak olursak, hikâye bir çiftin çocuk sahibi olmak istemesiyle başlar. Ancak, kocası erkek olmazsa onu öldürürüz der. Kocasının bu tutumu üzerine çocuğu kız olarak doğan anne Isis’e yalvarır. Isis, ona kızını erkek gibi yetiştirmesini söyler. Daha sonra, kızımız, Iphis büyür ve bir kadına, Ianthe’ye aşık olur ve evlenmeye karar verirler. Ancak bir sorunumuz vardır, Iphis de kadındır. Bunun üzerine annesi tekrar tanrılara yalvarır ve Iphis erkeğe dönüşür. Günümüzde, Smith ise bu hikâyeyi bir dönüşüm gerçekleşmeden yazmış. Kitapta, Iphis’i temsil ettiğini düşündüğüm Robin ile Anthea’nın (Ianthe) ilişkileri anlatılırken, bir yandan da eşcinsel bir bireyin çevresinin nasıl tepkiler verdiğini anlatmış. Kitabı okurken aklıma sürekli Judith Butler’ın “performatif” kuramı geldi. Butler’a göre sergilediğimiz cinsiyetimiz, bir kopyadır. “Feminen” ya da “Maskülen” olarak tanımladığımız özellikler sisteme uyum sağlamamız için belirli başlı bize gösterilen normları tekrar etmekten ibarettir. Mesela, şu sıralar “dişil” “eril” kavramları çok duyar olduk. Bunlar bize dikte edilen sistemin birer kontrol mekanizması haline gelmedi mi? Bir kadın şöyle olmalı, bir erkek böyle davranmalı ile başlayan bir sürü cümleden etkilenmiyor muyuz? Hah işte tam bu noktada yazarı cesareti için kutluyorum. Modern zamanlarda mitteki karakterlere ses vermiş ve onlar aracılıyla cinsiyet normlarını eleştirmiş.
Kız Erkekle Buluşur
Kız Erkekle BuluşurAli Smith · Turkuvaz · 201032 okunma
550 syf.
7/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Zadie Smith’in kaleme aldığı bu kitap, küreselleşen dünyayla beraber çok kültürlülük temasını ele almakta. Smith, göçmenlik, asimilasyon, kolonyalizm, ırkçılık ve ataerkillik gibi sorunları ele alırken çağımızı da çok iyi bir şekilde resmetmiş. Karakterlerin yaşadığı sorunlar, hepimizin günlük hayatında karşılaşabileceği ya da en azından
İnci Gibi Dişler
İnci Gibi DişlerZadie Smith · Everest Yayınları · 2022380 okunma
Reklam
372 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Agota Kristof, Macar asıllı bir yazar. Kendisi ikinci dünya savaşı sırasında Macaristan’dan eşiyle beraber ayrılmak zorunda kalıyor, ailesini geride bırakarak. İsviçre’ye geldiğinde bir Frankofon bölgesine yerleşiyor ve böylece kendisine tamamen yabancı bir dille karşılaşıyor. Daha sonraları Fransızca öğreniyor ve eserlerini bu dilde yazmaya
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü YalanAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20193,246 okunma
448 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Kitabın adını ilk gördüğümde kolera olan iki aşığın hikayesini anlattığını sanmıştım. Ancak yanılmışım. Marquez, kolera betimlemesini kullanarak aşkı anlatmış. Karın ağrıları, bulantılar, kusmalar ve daha niceleri. Aşkı fazla kaçırdığımızda vücudumuzda oluşan birtakım yansımalar. Kitapta, Florantino’nun Fermina’yla olan yıllara meydan okuyan
Kolera Günlerinde Aşk
Kolera Günlerinde AşkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20158,9bin okunma
344 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Çocukken okunduğumda sıradan bir macera kitabı gibi gelirken Gulliver’in Gezileri, şimdiki yaşlarımda çok derin anlamlara sahip bir eleştiri kitabı oluverdi. Yaş aldıkça dünya da artık eski masumiyetini kaybediyor. İnsanlara eskisi kadar sevgi ve umut dolu bakmamaya başlıyor insan. Jonathan Swift’in kelimelerinin altında yatan anlamları şimdilerde
Gulliver’in Gezileri
Gulliver’in GezileriJonathan Swift · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197,2bin okunma
198 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Yüzbaşının Kızı, Karıncalar Bir Savaş Vardı adlı tiyatro oyununa gittiğimden beri  aklımdaydı. Fakat hayatın telaşına kapılıp unutuvermiştim. Geçenlerde tesadüfen karşıma çıktı ve elime aldım. İyi ki de yazarla yollarımız kesişmiş yoksa şu ne olacağı belirsiz hayatta belki de Puşkin gibi bir yazarla hiç tanışmayacaktım. O kadar az kelime kullanarak bu kadar şey anlatması ve hissettirmesi bence bir yazarın sahip olacağı en güzel yetenek. Puşkin 30 yaşındayken 17 yaşındaki Pyotr Andreyiç'in ağzından kaleme almış eserini. İlginçtir ki yazar, yaşının olgunluğunu hiç yansıtmamış. Kitabı okurken gerçekten toy bir delikanlının kaleminden çıktığını düşünüyorsunuz. Eser ise Pyotr Andreyiç'in askere gitmesi ve orada yüzbaşının kızına aşık olmasının yanı sıra yaşanmış bir olaya, "Pugaçov Ayaklanmasına" ayna tutuyor. Pugaçov, kendisinin 3. Petro olduğunu iddia ederek insanları kendisine inandırmış ve taraftar toplamış biri. İsyanın sebebi de açık, savaşlar, salgın hastalıklar derken halk belini doğrultamıyor. Pugaçov da halkın sesi oluyor kendince. Kitapta onunla Pyotr'ın diyaloglarını okurken sempati duymamak elde değil. Yazar, iyiliğin her zaman karşılık bulacağını gözler önüne seriyor onunla birlikte. Tabii işin bir de aşk tarafı var. Marya İvanovna ve Pyotr Andreyiç, birlikte öyle zor badireler atlatıyorlar ki bir olmuş ruhlarını ayırmak mümkün değil. Çok samimi ve içten bir hikaye onlarınkisi.
Yüzbaşının Kızı
Yüzbaşının KızıAleksandr Puşkin · İletişim Yayınları · 201629,5bin okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Ben Bana Göre Kimim?
İnsan hiç bedenindeki bir kusurdan dolayı kimlik arayışına girer mi? Kitabımızın baş kahramanı Vitangelo Moscarda, bir gün aynada kendisine bakarken karısının burnunun yamukluğuna mı bakıyorsun demesi üzerine kendisini derin düşüncelerin içinde buluveriyor. Kendisinin birden fazla versiyonu olduğunun farkına varıyor. Üstelik bunların hiçbiri onun
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
Biri, Hiçbiri, BinlercesiLuigi Pirandello · Aylak Adam Yayınları · 20184,104 okunma
57 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.