İlham, ansızın kendiliğinden açığa çıkıp var olamazdı.
Çünkü o, dünün rahmine gebeydi. Bugüne katkıda
bulunduğun her şey dün ne biriktirdiysen onun izleriydi.
O yüzden ilham; geçmişteki özverimiz, edindiğimiz
bilgi ve deneyimlerimizden beslenirdi. Öyle durduk
yere kendi kendine sirayet edecek bir şey değildi.
İlham, büyük bir birikimin patlama anıydı.