Melek ALTUNDAL

Melek ALTUNDAL
@MelekAltndl
16 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
—Bu sonsuzluk, diye iç geçirdi. —Veya gökyüzü, diye cevap verdi Ariel. Veya Gökkubbe. —Veya evren, diye devam etti Cecilie. — Veya kozmos, dedi Ariel ve ikisi de gülmeye başladılar. — Veya uzay! —Veya alem. —Veya gerçeklik! — Veya sadece dünya. —Veya büyük bir bilmece, diye sonunda haykırdı Cecilie. Ariel onaylamış bir şekilde başını salladı: — Kimsesiz çocuğun çok ismi olur. —“Kimsesiz çocuk” mu? — Evet dedi. Sevilen çocukların çok ismi olmaz. Sokakta bulunan çocukların çok isim olur; merdivenlerde bulunanların, nereden geldiklerini tam bilmediklerimizin, boşlukta gezinenlerin. — Bu sonsuzluk, diye tekrarladı Cecilie
Reklam
…Belki de cennetten Tanrı belli aralıklarla büyük gazetelere bir ilan vermeli: “Bütün dünyalılara önemle duyurulur! Bu sadece bir söylenti değildir: DÜNYA BU ANDA BURADADIR.”
Sözüme kulak verin, cennet çayırında yayılası büyükbaşlar. Mukaddesat korsanlığını bırakın. Dur durak bilmeden gönül rahatlığıyla terör estirmeyi kafaya koymuş tüm hödükler, dine dört elle sarılırlar. Cehalet, bağnazlık ve nefretin “nuruyla” aydınlanmışlardır. Halbuki çiğ samimiyet, düşünceye değer katmaz. Davranışı da makbul kılmaz. Acımasızlık, suçtan ziyade cezada ortaya çıkar. Yobazlar, cennete, kapısını tekmeyle kırarak girebileceklerini sanırlar!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Marian gittikten sonra Martin olanlar hakkında derin düşüncelere daldı ve gerek kız kardeşiyle eşinin, gerekse kendi sınıfından ve Ruth’un sınıfından insanların, yaşamlarını nasıl dar bir yolda, dar formüllerle sürdürdüklerine acı acı güldü. Sürü halinde hareket edip, hayatlarını birbirlerinin fikirlerine göre şekillendiriyor, kölesi haline geldikleri çocukça formüller yüzünden bir türlü birey olamıyor ve gereğince yaşayamıyorlardı.
Son bir tavsiye: İzlanda sagalarını okumadan bir tek kelime yazma. Bir saga şöyle diyor: Yol yürürken oluşur.
Reklam
Direnme, bırak gelsin. İzle, geçip gitsin.
Gayri insani olmayan bir büyüklüğü ve vasatlığa bulanmamış bir mutluluk biçimini günün birinde görecek miyiz??
İnsanın en kolay aldatabildiği budala kendi kendisidir.
En iyinin en kötü olduğu; hiçbir şeyin kahramandan ve önemli insandan daha tehlikeli olmadığı; isyan dahil her şeyin -bir “şey“ olmayan özgürlük de dahil- kendi zıddına döndüğü bir dünyada yaşıyoruz.
Aşina, aşinalık, insanları örter ve onlara tanıdığımız bir maske vererek onları bilmemizi güçleştirir. Eksik bir maskedir bu.
Reklam
... Yoksul ve renksiz günleri köylerinde bırakarak metropolün kenarına ilişmiş umarsız bir gecekondu dünyasına göç ediyor ve ömür boyu da oradan ayrılmıyorlardı. Geldikleri yerde daha iyi bir hayatları vardı ama yine de metropollere göçüyor ve dişleriyle tırnaklarıyla orada tutunmaya çalışıyorlardı. Neden? Çünkü insanlar cazibeyi kapılıyorlardı. Büyük arabaların, televizyon programlarının, lüks lokantaların, trafik keşmekeşinin, sinemaların reklam ışıklarının, piyango çekilişlerinin, duvarların arkasında kapılarında silahlı güvenlikçilerin beklediği villaların ve bütün bunlarla aynı çağda yaşamanın dayanılmaz cazibesine. Açlıktan mideleri kazınsa da televizyonda gösterilenlerle aynı çağda yaşıyor olmak insana bunu unutturuyor. Hayaller susuzluğu gideriyor. Hayaller tatmin ediyor!
... hatta Relling’in bu repliklerinden bir tanesi Norveç edebiyatının en ölümsüz cümlelerinden biri sayılıyor: “Bir insanın elinden hayatı boyunca kendisini kandırdığı şeyi aldığınız anda mutluluğunu da bitirirsiniz”
Aşık olma gereksinimi. Bazı şeylerin olacağını önceden sezinler insan; o sırada umarsızca bir aşk gereksinimi duyduğu için aşık olur. İçinde aşık olma isteği duyduğu zaman bastığı yere dikkat etmeli insan; aşk iksiri içmiş gibi ilk önüne gelene aşık olur. Bir maymuna bile.
“Bizim yazgımızın imrenilecek bir şey olduğunu sanmayın” diyor Kont, Gog’a. “İki yüzyıl kadar sonra acınası ölümsüzleri onulmaz bir bıkkınlık sarar. Dünya tekdüzedir, insanlar hiçbir şey öğrenmezler, her kuşak aynı yanılgılara düşer, aynı yanılgılara kapılır; olaylar yinelenmez, ama birbirine benzer… Yeniliklerin, beklenmedik olayların sonu gelir.”
Siz Odocular bir çölü seçtiniz; biz Arz’lılar bir çöl yarattık...
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.