Menthapiperita

Memuriyet hakkında
Biliyorum canın sıkılacak, fakat insan yavaş yavaş alışır. Gördün ya kimsenin bir iş yaptığı yok. Mesele o odanın içinde beş on saat oturuvermekte... Lüzumsuz gibi görünür ama, bunsuz da dünya dönmüyor. Öyle ya, herhalde böyle boş oturmanın da bir hikmeti var. Bir bakarsın, hükümetteki işlerin hepsini eli kalem tutan iki kişi bile çevirir dersin. Lakin o kalabalık olmasa alem birbirine girer. Mesele memurların yaptığı işte değil, onların mevcut olmasında. Şimdi sen o tozlu odada oturdukça kendi kendine: "Benim burada ne lüzumum var?" diyeceksin! Yanlış!.. Mademki sen bir kere hükümet kapısından içeri adımını attın, artık lüzumlusun. Sen olmasan muhakkak bir yerde bir aksaklık çıkar.
Reklam
Yaşlı adam: Zihin, doğru ile adil olanı özgürce seçebilir, ayırt edebilir, işaret edebilir-işlevleri burada kalır. Bu meselede daha ileri gidemez. 'Doğru olan eylemde bulunulacak ve yanlış olan bir kenara bırakılacak' deme otoritesine sahip değildir. Bu otorite başka bir eldedir. Genç adam:İnsanınkinde mi? Yaşlı adam: Onu temsil eden makinada. Onun doğuştan gelen eğiliminde ve eğitim ve çevre yoluyla etrafında inşa edilen karakterinde.
Çiçek hastaları ile sağlıklı insanları birbirinden ayırıyorlar, fakat iş suçla mücadeleye geldiğinde sağlıklıları hastalarla aynı karantina alanına koyuyorlar. Demek istediğim, acemiler ile tasdikli suçluları aynı yere koyuyorlar. Eğer insan doğal olarak iyiye meyilli olsaydı, böylesi iyi olurdu;fakat iyiye meyilli değil ve dolayısıyla bu ilişki acemileri ilk hapsedildikleri zaman olduklarından daha kötü hale getiriyor. Bu durum bazen, nispeten masum olanlara çok sert bir ceza verilmesine neden oluyor. Bir adamı asıyorlar-ki çok üstünkörü bir ceza bu;fakat bu ceza, adamın ailesindekilerin kalbini kırıyor-ki bu ağır bir ceza. Karısını döven birisini rahatça hapsediyor ve besliyorlar, fakat adamın masum eşini ve ailesini açlığa terk ediyorlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Etrafta hakikat arayışında olan insanlarla ilgili şeyler işitip dururuz hep. Bir tek kalıcı örneğine bile rastlamış değilim. Sanırım öyle biri hiç dünyaya gelmedi. Fakat hakikat arayışında olduğunu zanneden, tamamen samimi pek çok insana rastladım. Bu insanlar özenli, ısrarlı, dikkatli, ihtiyatlı, derinlikli bir şekilde, mükemmel bir dürüstlük ve iyi ayarlanmış bir yargı gücüyle aradılar-ta ki hakikati sorgusuz sualsiz bulmuş olduklarına inandıkları ana dek. Arayışın sonuydu bu. İnsan, yaşamının geri kalanını, hakikatini hava koşullarından korumasını sağlayacak çatı kiremitleri arayarak geçirdi. Aradığı şey politik hakikat idiyse, onu yeryüzünde insanları yöneten yüzlerce politik kutsal kitaptan birinde ya da diğerinde buldu; eğer aradığı şey yegane hakiki din idiyse, onu piyasadaki üç bin tanesi içinden birinde ya da diğerinde buldu. Her halukarda, hakikati bulduğu zaman aramayı bıraktı, fakat o günden sonra bir eline lehim aleti ve diğer eline kalınca bir sopa alarak, hakikatinin sızdıran yerlerini yamadı ve kendisine karşı çıkanları ikna etti. Sayısız geçici hakikat arayıcısı yaşamıştır-sen kalıcı olanını hiç işittin mi? Böyle bir kişi insan doğası gereği imkansızdır.
Bu mezhepler listesi, aydınlık peşinde yapılan çalışmaların, araştırmaların, arayışların belgesi değildir. Esasen ilişkilerin neler yapabileceğini gösterir. Eğer bir insanın uyruğunu biliyorsan, dini eğilimini de en ince ayrıntısına kadar tahmin edebilirsin:İngiliz-Protestan, amerikalı-keza;İspanyol, Fransız, irlandlalı, İtalyan, güney amerikalı-roma katoliği;Rus - Rum katoliği;Türk - Muhammedi vb. Ve bir kişinin dini eğilimini bildiğinde, aydınlanmak istediği zaman ne türden kitapları okuduğunu ve aman kazara istediğinden daha fazla aydınlanmasın diye ne türden kitaplardan kaçındığını bilirsin.
Reklam
36 öğeden 31 ile 36 arasındakiler gösteriliyor.