Yakup Kadri, o dönem İstanbul'unu yoldan çıkmışlığıyla, kokuşmuşluğuyla helak edilen Sodome ve Gomore'ye benzetirken roman kahramanı Necdet'e bir vicdan muhasebesi yaptırmaktan geri durmaz. Necdet cephede savaşmak yerine Leyla'nın peşine düşer, nefret ettiği insanlarla,işgalcilerle sırf sevgisi uğruna davetlere katılır. Roman boyunca da suçluluk duygusu peşini bırakmaz. Romanın sonunda yaptığı vicdan muhasebesiyle Leyla aşkından vazgeçip vatan aşkını tercih etmiş, içindeki suçluluk
duygusundan kurtulmuştur.