Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Murat Kahraman

Kimse sormadı ki; tereyağı gibi kolesterol zengini gıdalar damarları tıkıyorsa, kalp hastalıkları neden 1980'lerden sonra inanılmaz yükselişe geçti? Küresel şirketlerin kolesterol ilacı satışları hızlı artmasına rağmen "kalp hastası sayısının" daha da artmasının sebebi bu olmalı değil mi? Sağlıklı insanların "hasta" görüldüğü dönem böyle başladı. Amaç, herkese "hapı" yutturmaktı. Oysa kolesterol hastalık değildi...
Reklam
"Piyasanın canlılığı için" dikkat eksikliği bozukluğu, bipolar, obsesif bozukluk, stres bozukluğu, bağırsak sendromu, mevsimsel depresyon gibi yığınla "hastalık" icat edildi! Hap yutmak en kolay "spor" oldu... Evet, "sermaye birikimi" için tıp hızla ticarileştirildi.
Sözün kısası, amaç eğer yöredeki ahaliyi korkudan tir tir titretmekse, görüldüğü gibi, aslında sadece bir tek haramî bile yeterdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ebrehe, silahını temizleyen yeniçeriye adamın suçunu sorduğunda, onun vaktiyle Venedik balyosunun kâtibi olduğunu, ama sonradan meslek değiştirip cerrahlığa başladığını ve evinde bir cesedi kesip biçerken yakalandığını öğrendi. Bünyamin'e dönerek, - "Görüyor musun?" dedi, "Bilme tutkusu insanları nasıl bir sona sürüklüyor. Görmek, duymak, bilmek ve öğrenmek isteyen şu zavallı cerraha gösterilmeyen saygı, sadece karanlığı, soğuğu ve sessizliği algılayan ve hiçliği bilen bir cesede gösteriliyor. Onu katleden bu insanlar evlerine döndüklerinde belki de çocuklarına Kubelik'in acı sonunu ibretle anlatacaklar ve bilginin tehlikelerini birer birer sayacaklar".
-"Sizin bilginleriniz ne bilirler?" -"Müneccimlerimiz ilanı harp ve sünnet için uygun zamanları bilirler. Şeyhler gayb âlemine mahsus sırları, medrese âlimlerimiz ise neyin günah neyin sevap olduğunu bilirler". - "Yüce padişah! Eğer bu saydığın bilginler sadece anlattığın şeyleri biliyorlarsa, onların pek fazla bir şey
Reklam
İnsanların Dünya karşısındaki kayıtsızlığını da işte tam bu anda kendi zihninde yakaladı ve babasının sözlerine bir anlam vermeyi başardı: Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir âlem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı.
"Çanakkale seferinin ta başından sonuna kadar, Allah hep Türklerden yana olmuştur. Ancak cephenin boşaltılması sırasında ilk defa İngilizlerin tarafını tutmuş olduğu görülüyordu." C. F. Aspinall Oglander
Başarılı Osmanlı savaşlarının üstünlüğü, iyi belirlenmiş, iyi konumlanmış depolarda yeterli tedarike sahip olma gerekliliğinin anlaşılması ve seferler boyunca uygulanan adil ücret ve ikramiyeler sistemiydi.
Karşısındakini ve kendini bilen hiçbir savaşta tehlikeye düşmez; karşısındakini bilmeyen, sadece kendini bilen bir kazanır, bi kaybeder; karşısındakini de, kendini de bilmeyen her savaşta mutlaka tehlikeye düşer.
Savaşacağını ya da savaşmayacağını bilen kazanır.
Reklam
Diyelim ki... Evet, belki namuslu bir insansın, ama namuslu bir insanım diye övünülür mü hiç? Herkes namuslu olmak zorunda değil midir?
Brutus ... Boşuna arama,ey İhanet! Sakla kendini Güler yüz, tatlı sözler arkasında; Yoksa en derin gayya kuyuları bile Saklayamaz seni kuşkunun gözlerinden.
"Acaba insanlar en çok neden korkarlar? Atacakları Yeni bir adımdan, kendi söyleyecekleri yeni bir sözden herhalde..."