Şu an büyük bir hayal kırıklığı ve derin bir üzüntü içersindeyim. Ne demek Mehmed Uzun ölmüş...
Daha önce ismini çok duymuş olmama rağmen ilk defa bir kaç gün önce bir kitabını okuyup tanıştım yazarlığınla. Kitap çok etkileyiciydi muhteşemdi ama şimdi konumuz bu deil. Merak edip hayatina bakayim derken daha bir kaç saat önce öğrendim artik hayatta olmadığını.
Oysa ki yaşayan bir efsaneyi okuyup takip etme şansına sahip olduğumu düşünmüştüm kendimce.
"Yitik Bir Aşkın Gölgesinde" şimdi daha acı dolu benim için. Memduh aslında Mehmed imiş.
"Umut nöbetinden, sürgün nöbetinden, aşk nöbetinden, kimsesizlik ve çaresizlik nöbetinden, umutsuzluk nöbetinden sonra şimdi de son nöbet" derken her kelimenin içini doldurmuşsun. Ölüm nöbeti hariç olsaydı keşke. Tamam kaçınılmaz son ama daha yeni tanımıştım seni.
Bütün eserlerini okuyan veya seni daha iyi tanıyan biri olmadigim için kapsamlı bir değerlendirme yapamasam da; duyarlılığın, hüznün, umudun, mücadelen, ruh inceliğin güçlü kaleminden bana geçti bir okur olarak.
Memduh artık yaşamayan 3 kişiye her hafta düzenli mektup yazıyordu hani. En yakın dostu Celadet Bedirhan' a , babasına ve Feriha' ya. Gerçi Feriha hayattaydı..
Demem o ki, bu da benim sana mektubum olsun...
Mezarın Diyarbakırdaymis yani kendi topraklarındasin. Zira Van ve İstanbul hasretiyle tutuşan ve içinde ukde kalan Memduh' un vatan özlemi yeteri kadar acıtmıstı içimi.