Asıl problem şudur: Bölünmüş, kendileri olarak varolmayan varlıklar olarak ezilenler, özgürleşmelerini sağlayacak bir pe dagojiyi geliştirmeye nasıl katılabilirler? Ancak kendilerinin, ezenlerin "ev sahipleri" olduklarını fark ettikleri zaman özgürleştirici pedagojilerinin doğumuna katkıda bulunabilirler. Olmanın, gibi olmak ve gibi olmanın da ezenler gibi olmak olduğu ikilik içinde yaşadıktan sürece bu katkı imkânsızdır.