Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sezer Akın

​“Yaşam, Hardin’in doğduğu gün birinin bir tekmede darmadağın ettiği bir yapbozdu ve Hardin hâlâ parçaları teker teker birleştirmekle, nereye uyacağını anlamak için bir o yana bir bu yana çevirmekle meşguldü.”
Holden KitapKitabı okudu
Reklam
“Hardin’in tilki suratı her zamankinden ince, her zamankinden kurnazdı, soğuk sarı gözleri daha bir sürüngenimsiydi. Ya da belki köpek balığımsıydı, kesintisiz bir hırsla dolu bir ifade hariç cansız ve bomboş. Bir köpek balığı nasıl beslenirse Hardin de yaşamını öyle sürdürüyor, dikkatini çeken her şeyi gövdeye indiriyor, sıcak ve karanlık midesine yolluyor, içinde beslenebileceği ne varsa emiyor, beslenemediklerini de tükürüp atıyordu. Sinsi gülüşün, yılların ona giydirdiği efsanelerden örülme kumaşın ardında mücevher gibi bir kötülük çekirdeği vardı. Hardin bu efsanelerde şeytanın, çocukluk kâbuslarının dişli pençeli canavarlarının yerini alıyordu.”
Holden KitapKitabı okudu
“Biliyordum gittiğim bu yolun ucunda görünen bir tane bile ev yoktu, biliyordum benim kimsem yoktu.”
Sayfa 12 - İletişim YaınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“İşte bu nedenle boşlukta biçim yoktur; duyum yoktur; algılama yoktur; irade yoktur; bilinç yoktur; göz, kulak, burun, dil, gövde ve akıl yoktur; görme, işitme, koklama, tat alma, dokunma ve düşünme yoktur; bakış yoktur, algılayış da bilgisizlik de yoktur, bilgisizliğin sonu da yaşlanma ve ölüm de yoktur; yaşlanma ve ölümün sonu da acı çekme yoktur; bunların sonunda acı çekme de yoktur; acı çekmenin sona ermesi yoktur ve yol yoktur; bilgelik yoktur ve erme yoktur.”
Sayfa 135 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
“Çok fazla resim yaptığı için kendisi bile resminin sahtesini anlayamayan ressamlar olduğunu duymuştum. Bir resmin sahte olduğunu iddia ederken şöyle demiş bir ressam: “Benim çizmiş olabileceğim bir resme benziyor ama çizdiğimi hatırlamıyorum.” Ressam sonunda davayı kaybetti. İşte ben tam da aynı bu hissiyattayım.”
Sayfa 129 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Uzun zaman öncesini capcanlı korurken geleceği katiyen kaydetmemekte ısrarcı. Sanki benim için bir gelecek olmadığını yineleyerek beni uyarıyormuş gibi hissediyorum. Sürekli düşünüyorum da, gelecek yoksa geçmişin de bir anlamı yokmuş gibi. Odisseus’un seyahatini düşünüyorum, o da öyleydi. Odisseus kendi topraklarına dönerken nilüfer çekirdeği yiyen insanların adasına uğrar. Oradaki insanların nazikçe ikram ettiği nilüfer çekirdeğini yedikten sonra memleketine dönmesi gerektiğini unutur. Sadece bu da değil, adamları da unuturlar. Neyi? Amaçları olan “eve dönüş”ü. Memleket geçmişe aittir ama oraya dönüş planı geleceğe. Sonrasında da Odisseus tekrar tekrar unutmakla mücadele eder. Sirenlerin şarkılarından kaçar, onu sonsuzluk boyunca bir yerde alıkoymak isteyen Kalipso’dan da kurtulur. Sirenlerin ve Kalipso’nun istediği şey Odisseus’un geleceği unutup şu ana çivilenmesidir. Ama Odisseus sonuna kadar unutkanlıkla savaşarak geri dönüşünü planlar. Sadece bugünde kalmak hayvan misali yaşanan bir hayata gerilemek demektir. Tüm hafızasını kaybedene daha fazla insan denemez. Şu an, geçmişle geleceği bağlayan bir temas noktası sadece, ama şu anın kendisi tek başına hiçbir şey değil. Ağır demans hastasıyla bir hayvan arasında ne fark var? Hiçbir fark yok. Yiyip sıçıp gülüp ağlayıp böyle böyle ölüme varılır. Odisseus bunu reddetmiştir. Nasıl? Geleceği hatırlayarak, geçmişe doğru ilerleme planlarından vazgeçmeyerek.”
Sayfa 110 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
“Ama ne yapalım, raylar son bulunca tren durmak zorunda kalır.”
Sayfa 86 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
“Başka ne yapmalıydım? Her şey sonunda ölmüyor mu? Kısa bir yaşamdan sonra? Söyler misin bana, ne yapmayı düşünüyorsun? O vahşi ve değerli hayatınla?”
“Neden hayat akşam eve dönmekten ibarettir?”
Sayfa 122 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
“Düşlerim bir deniz perisi ile ilgiliydi. Suya hep düşmeleri ondan.” Behruz Dijurian
Sayfa 45 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“İnsanın gerçek yurdu çocukluğudur derlerdi. İnsan ömrünün sonuna kadar ona komşu olur.”
Sayfa 7 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
“Çocukluğum, önümde koşan gölgemdi. Unutmaya çalıştıkça, hep kendini hatırlattı.”
Sayfa 7 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
“Şimdi, yalnızlık hakkında, kardeşim hakkında yazar gibi yazıyorum.”
Holden Kitap
“Ayrılık ya da ölüm, fark etmez, bir yokluğun üstüne her şeyi yeniden yaşanabilir bir vakte ayarlamak gerekir, çok iyi biliyorum.”
Sayfa 58 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
“Benim gibi, az gelişmiş bir ilkokul öğrencisinin de başarabileceği tek şey buydu. Kötülüğe kayıtsız kaldım; ona içimde yer vermedim. Kara ekmeği yemek zorundaydım; ama kötü şiiri okumadan da yaşayabilirdim. Sınıfta tahtaya kalktığım zaman, gene, şiirleri en iyi ben okuyordum; çünkü öğrenmiştim en çok bağıranın en iyi şiir okumuş sayıldığını.”
Sayfa 77 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
422 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.