Okurken ne kadar zararsız ve iyi biri olduğumu fark ettim. Kinyas ve Kayra insanlıktan çıkmış, yapılan eylemleri sonucunu pek düşünmeden yapan kişiler. İkisi arasında bir ayrım yapamıyorum bile. Kitabın dili normal kitaplardan daha farklı. Olaylardan çok Kinyas ve kayranın düşünce yapısını, kafasının içerisini anlatıyor. Normalde sıkılırım ama bunda sıkılmadım. İçinde çok güzel cümleler var.
Kinyas ve Kayra bir türlü hayata tutunamayan insanlar benim gözümde. Sıkıntılı ve boğucu hayatlarını çok güzel ve sıkmayan cümlelerle anlatmış yazar.
İçinde bir çok şeye karşı çıkış gördüm kitabın. Dikkatlice okunursa neyden bahsettiği, neye karşı çıktığı çok açık gözlemlenebilir.
Sürekli bir toplumdan uzaklaşma, toplumdan sıyrılma çabası var Kinyas va kayranın.
Kitap kayranın yolu ve kinyasın yolu şeklinde devam edip sonlanıyor.
Varoluş sancısını dibine kadar işlemiş bir kitap.
Hayata karşı umursamazlıkları bazen okurken içten içe sinirlendiriyor insanı. Ama kitabın bütününe bakınca kitap okunabilir, ve güzel bir yapıt.
Sadece aklımı kurcalayan bir şey var. Kayra ve Kinyas ilk sayfalarda birbiri ile aynı gözükürken sonları nasıl bu kadar farklı oldu?
Hangisi kazandı hangisi kaybetti?
Yoksa çıkarmam gereken anlam şu muydu? Ne yaparsak yapalım, ne yaşarsak yaşayalım, nereden dönersek dönelim son üçümüz başarısızlık mı? Herkesin sonu aynı, ölüm. Ama o zaman sonucu aynı olacaksa insanlara uyarak, tabuları yıkmadan köyün gibi yaşamanın ne anlamı var? Yaşamanın bir anlamı olmalı.