Her şey bu kadar karışık değilken azken, özken, siyah beyazken güzel gibi geliyor bana...
Veee bu yüzden...
Kalemimi sallıyorum ve ruhumdan bir parça kağıda dökülüyor...
Okumak, bir damla içine hapsolmuş âlemde kıyısı olmayan deniz gibi olabilmekti ve ben özgürlüğümü kitapların kapaklarının arasındaki o engin denizde yaşıyordum...
“Galiba birine güvenmek; kağıttan kule yapmak gibi. Onca emek harcarsın, ter dökersin, yıkılmasın diye bin türlü çaba sarf edersin. Sonra günün birinde o kule yıkıldığında, aslında emeğinin sadece bir hayal kırıklığı olduğunu anlarsın...”
...eve koşturarak gelmenin hararetini hâlâ hissediyordu. Artık her yere daha hızlı yürüyordu sanki, gideceği yere daha kararlı, daha gayretli varıyordu...