Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hacer Kara

Hacer Kara
@Ofly
Kendine rastlamadan ölenler, kimin hayatını yaşamış ve kendileri değilseler kim olarak ölmüşlerdir?
İstanbul
İstanbul, 29 Kasım
531 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Beyniniz biyolojik yapınızla size verilmiştir; onu bir zihine dönüştüren şey ise yaşamdır.
Sayfa 85 - Jeffrey EugenidesKitabı okuyor
Reklam
Yaşadığımız büyük ya da küçük her deneyim, karşılaştığımız her insan, karşımıza dikilen her engel, çıkan her fırsat, her bir dü- şünce, tüm hayaller ve hayal kırıklıkları, tüm lezzetler ve acılar, beynin nanoskopik devreleri arasında izlerini bırakıp bizi her an başka insanlara dönüştürüyor. Yaşamak tam olarak böyle bir şey... Canı sıkılırken bile dönüşür insan...
Sayfa 229Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hiçbir özrü bahane ile kirletmeyin.
Sayfa 88 - Benjamin FranklinKitabı okudu
Kimse bir başka insana katkı veremeyecek kadar yoksul ve yoksun değildir.
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Küçük karar diye bir şey yok; attığın her adım, tüm evrende yankılanacak bir gümbürtüye gebe.
Sayfa 161Kitabı okudu
Başardıkların, evet deyip peşinde koştuğun seçeneklerden daha çok, hayır deyip gündeminden çıkarttığın seçeneklerle ilgili olacak.
Sayfa 101Kitabı okudu
Sorularını, duymak istediği cevaplara göre değiştirenlerin ülkesinde bilmeyiz ki insan salt ölümden yapılmıştır. Saf ölümden! Bizim yaşam diye kabul ettiğimiz şey, gerçek hayatın uykusu, varlığımızın gerçek halinin ölümüdür. Ölüm yaşamı büker, bize gerçekleri hatırlatır. Ya da bilmem ki... Aşk bile yitip gidiyorsa bu cihanda, kim yaşamak ister ki ulaşana dek sonsuza?
Sayfa 125Kitabı okudu
Psikolojik geçmişin önemiyle ilgili iki görüşü tıpkı burada yaptığımız gibi keskin bir şekilde karşılaştıracak olursak böyle bir çelişkiye yuvarlanırız. Gerçekte sorun, şu mu yoksa bu mu sorunu değildir. Doğuştan kaynaklanan belli bir duyarlılık özel bir geçmiş, çocukluk dönemine ait olayları özel bir biçimde yaşamayı üretir, bu olaylar da sonuçta çocuğun dünyaya bakışının gelişimini etkiler. Güçlü bir etki bırakan olaylar duyarlı insanlarda mutlaka bir iz bırakır. Bazıları bu etkiyi ömür boyu taşır ve bu tür olaylar kişinin bütün zihinsel gelişimini belirgin bir şekilde etkiler. Çirkin ve düş kırıklığı yaratan cinsel deneyimler duyarli bir kişiyi yıllar sonra bile korkutmaya devam eder, öyle ki salt cinsellik düşüncesi bile büyük dirençlere yol açar.
Sayfa 169Kitabı okudu
Libidonun gerilemesi
Libido bir engelle karşılaştığında birikerek su baskınına yol açan bir nehre benzetilebilir. Eğer bu nehir daha önce üst noktalarda başka kanallar oluşturmuşsa aşağıdaki birikme bu kanalların da dolmasına neden olacaktır. Bu kanallar da önceki gibi suyla dolu olunca gerçek nehir yatağı gibi görünecek, ancak bunlar ana yataktan farklı olarak geçici
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
Çünkü bazı kadınlar zihin güçleriyle değil tamamen duygularıyla düşünebilirler, o kadar ki onlara sanki bazı şeyleri hiç düşünmemişler gibi gelebilir.
Sayfa 154Kitabı okudu
En zeki hastalar dahi daha en baştan yaşamlarındaki komplikasyonlarla nevrozların altında çocuksu duygusal davranışları yanlarında sürüklemelerinin yattığını görememektedirler. Çocuğun küçük dünyası veya aile çevresi büyük dünyanın modelidir. Aile çocuk üzerinde ne kadar etkili olursa o çocuk bir yetişkin olduğunda büyük dünyada eski küçük dünyasını görmeye o kadar yatkın olacaktır. Kuşkusuz bu bilinçli bir zihinsel süreç olarak görülmemelidir. Tersine, hasta bugün ile o zaman arasındaki farkı hisseder ve görür ve elinden geldiğince uyum sağlamaya çalışır. Muhtemelen mükemmel bir şekilde uyum sağladığına bile inanır, çünkü zihinsel açıdan durumu kavramaya yetkin olabilir, ama bu duygularının, zihinsel içgörüsünün epeyce arkasından gelmesini engelleyemez.
Sayfa 135Kitabı okudu
Kural olarak yazgılarımız psikolojik eğilimlerimizin bir sonucudur.
Sayfa 134Kitabı okudu
Çocuklukta çok yönlü sapkın cinsellik
Daha önce de açıkladığım gibi, görünüşe göre travma etkisi yaratan çocuklukta cinsel fantezi-faaliyetinin keşfi, önceki tüm görüşlerin aksine, çocuğun tamamen gelişmiş bir cinselliğe hatta çok yönlü sapkın bir cinselliğe sahip olması gerektiği varsayımına yol açtı. Buradaki cinsellik genital işlevler ve öteki cins üzerinde yoğunlaşmaktan çok çocuğun kendi bedenine dönüktür, yani otoerotiktir. Buradaki cinsel ilgi başka bir kişiye yönelik olsaydı, çocuk açısından o kişinin cinsiyetinin bir önemi olmazdı. Dolayısıyla çocuk pekâlâ "homoseksüel" olabilirdi. Var olmayan, yerel cinsel işlev yerine, sonraki sapkınlıklarla yakın benzerlikler gösterdiği için, bu bakış açısından sapkın eylemler olarak görülen kötü dediğimiz birtakım huylar vardır.
Sayfa 108Kitabı okudu
İlk başlarda nevroz kuramı tamamen travma kavramına paralel olarak gelişti. Freud daha sonraki araştırmalarında, yaşamın ilerleyen dönemlerindeki travmatik deneyimlerin belirgin bir rol oynamadığı sonucuna vardı, çünkü bunlar ancak belli bir yatkınlık üzerinden etkili olmaktaydı. Bu gizemin çözülmesi gerekmekteydi. Freud histeri semptomlarının kökenini araştırırken, analitik çalışmanın çocukluğa geri götürdüğünü fark etti; bağlantılar bugünden uzak geçmişe doğru uzanmaktaydı. Zincirin ucu erken çocukluk döneminin sisleri arasında kaybolma eğilimi göstermekteydi. Fakat nevroza yol açan sonraki olaylarla kesinlikle bağlantılı olan bazı cinsel sahnelerle ilgili -aktif veya pasif- anılar tam da bu noktada su yüzüne çıkmaktaydı. Bu sahnelerin temel yapısını anlamak için Freud'un çalışmalarıyla yayımlanmış analizlere bakmak gerekmektedir.
2.359 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.