Bilincin öznel oluşu ve bilimsel olmayışı hakkında tonlarca kitap makale vardır lakin bazı insanların hemen bu zor problemi çözüp "Bilinç nörokimyasal aktiviteler işte, atomlar nöronlar filan ehehe" diye söylenir. Size bilincin neden öznel olduğunu ve de öyle kalacağını basit bir şekilde anlatayım.
Öncelikle herkes yalnızca kendi
Tecavüz ahlak açısından çok kötü olduğu için Tanrı'nın bize tecavüz etmeyi emretmesi kötü olur. Yine tecavüz etmemeyi emretmemesi de Onun için kötü olur. Dolayısıyla tecavüzün kötülüğü Tanrı'nın emirlerine ahlaki baskılar getirir. Fakat o zaman da, bunları Tanrı vermiş bile olsa, bu tür kötü emirlere itaat etmek ahlaki görevimiz olmaz gibi görünüyor. Ayrıca fiilen emretmediyse bile emretmiş olması gereken şeyleri yapmamız da ahlaki bir görev olur gibi görünüyor. Öyleyse ahlaki görevlerimiz Tanrı'nın emretmiş olduğu şeylere dayanmıyordur. Emretmiş olması gereken şeylere dayanıyordur ve bu da hangi eylemlerin yeterince kötü olduğuna dayanıyordur. Dolayısıyla ahlaki görevlerimizin de, ahlaki yükümlülük ve yanlışlıkların da kutsal emirlerden ziyade zarara dayanması sona eriyordur.