Kısa ve öz bir inceleme olacak sanırım. Teferruata girmemem bu harika yazarın edebi kimliğini yok sayma küstahlığı değil kesinlikle. Ona boyum yetmez zaten.
Tarih tekerrürden ibarettir. İsimler, mekanlar, tarihler, olayların formu değişebilir ama sistem asla. Beşer ile insanın savaşı bu! ve inanılmaz güzel ve edebi bir dille yazılmış. Cesurca, iliklerinizi yoklamasına aldırmadan, kendinize itiraf edemediklerinizi yüzünüze vurarak. Anlatım dilinin ustalığı ile bir yazar sana bu hikayeyi yaşatabiliyor, nasıl mı? Bilmediğin bir köyü; zihnin, yaşamışsın anıları ile doldurur, bilmediğin insanlarla tanışıklığın var gibi dertlendirir. Köy meydanındaki tozun çakılın, koşarken naylon ayakkabına girdiğini hissedersin. Kıl çorap ayağını kaşındırır. Ananın sırtında gitmek kalbini burar. Karının yüzüne bakamamanın arı anlını acıtır vs.