Genelde -bazen ben de dahil olmak üzere- 1000kitap'ın eksikliklerini yazıyoruz. Zaten genelde öyledir, her zaman eksiklikler için konuşulur fakat olumlu şeyler takdir edilip alkışlanmaz pek bizim memlekette. Fakat takdir etmeyi de çok seven birisi olduğum için bu ileti bunun hakkında olacak.
- Kitapların okuma durumlarının içine girildiğinde her
Gayet güzel, akıcı hikayeye sahip bir kitap. Yani Harry Potter. Özellikle İngilizce kitap okumayı düşünsünler için güzel bir seçenek olabilir. Dili ağır değil. Özellikle ingilizcesi zayıf olanlar için ki benim gibi Bir de filmi de izlediniz mi kitabı anlaması daha kolay oluyor:)
O yüzden bu dünyada hiçbir şey insanı sürekli mutlu etmez. Tam mutlu ve huzurlu olacağı sandığı anda, derin bir mutsuzluk e huzursuzlukla burun buruna gelir
Neden pek çok okur 1k’daki varlığını dindarlık veya dinsizlik, inanç veya inançsızlık üzerine kuruyor ki?
Tanrıya hakaret eden veya küfreden bir alıntıyı paylaşmak sizi gerçekten mutlu veya tatmin ediyor mu?
Ya da düzgün bir üslupla fikir odaklı bir din eleştirisi veya alıntısı yapıldığında neden bir grup hemen onu kaldırtmak için insanüstü bir çaba harcıyor?
Tanrıyla küfrü aynı cümle içerisinde kullanmadan (veya kullananları alıntılamadan) Tanrı veya din eleştirisi yapamayacak kadar aciz misiniz?
Aynı şekilde kendini Müslüman olarak tanımlayan biri ‘lekûm dinikum veliye dîn’ ayeti gereğine uyamayack kadar da mı din bilgisinden yoksun?
En ufak bir toplumsal olay karşısında insan hakkı, eşitlik, fikir özgürlüğü, düşünceye saygı diye bas bas bağıranlar, konu din veya Tanrı olunca neden anında bunu challenge’a bağlayıp ‘liseli’ gibi eğlenmeyi tercih ediyor? (Küfürlü Tanrı alıntısını yayalım muhabbetinden bahsediyorum)
Ve son olarak ‘gerçek İslam bu değil’ciler, bu tarz platformlarda ‘gerçek İslam’ın öğretisine ve kazanımlarına örneklik teşkil etmek yerine neden görüşlerine uymayan her iletiyi, alıntıyı, incelemeyi şikayet edip ortadan kaldırarak tam bir geri kafalı imajı çiziyor?
Herkesin tercihlerine saygılıyım lakin bir edebiyat platformunun bu tarz saçmalıklara teslim olmasına gerçekten üzülüyorum. Daha fazlasıyla karşılaşmamak için kendimce önlemlerimi alacağım. Bu da benim tercihim olacak neticede...
Şu zor zamanlarda, daha güzel şeyler duymak, daha güzel şeyler görmek ve daha güzel şeyler paylaşmak dileğiyle...
Sağlıcakla kalın...
Jung un biyografisi diyip geçebileceğiniz bir kitap olmamakla beraber evet genel olarak kendi hayatını anlatıyor. Daha doğrusu bir meslektaşına anlatıyor. Çocukluğundan başlıyor ki gerçekten o kısımlar çok ilginç.
Şahsen jung u kafa yapısı, olayları, kişileri değerlendirme biçimi olarak hep kendime benzetmişimdir. Tabi bu da kitabı okur iken daha bir bağlanmamı ve lezzet almamı sağladı
Kitabı teknik olarak iki kısıma ayırdım. İlk kısım çocukluğu, üniversite, psikiatri yi seçmesi ve Freud ile alakası diyebiliriz. İkinci kısım da sıkıcı kısım. Bilinçdıșı kısmı neyse de mitlere girdi mi aşırı sıkıcı oluyor. Zaten jung kendi bile tam anlamamıș bir de bize anlatmaya çalışıyor ki hiç anlamıyorsunuz. Ama ilk kısım çok lezzetli
Neyse adamlar bir de jung ile ölmeden önce röportaj yapmış. Sanki kitabın özeti gibi olmuş. Şunu da şuraya bırakayım
youtu.be/7SaJrWV_qss