Hayri İrdal, hayatını Halit Ayarcı ile tanışmadan öncesi ve sonrası olmak üzere ikiye ayırır. Hayatını anlatmaya çocukluğundan başlar. Yoksul bir ailede doğup büyümesine rağmen mutlu bir çocukluğu vardır. Asıl doğum günü olarak belirttiği gün, dayısından hediye olarak bir saat aldığı gündür. Saati incelemeye, içini sökmeye ve kurcalamaya başlar. Böylece saatlere olan merakı gittikçe artar. Zamanının çoğunu Nuri Efendi’nin muvakkithanesinde geçirir. Ancak Nuri Efendi, ona pek iş yaptırmaz, o da ayak işlerine bakar.