Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatma İpek

İkindiye doğru bu iş de bitti. İçleri paçavra ya da kıtık dolu yatak, yorganlar koğuşa getirildi, duvar diplerine yan yana serildi. Bütün bu işleri Kaya Ali düzenliyor, hiç kimse başkaldırıp taş koymuyordu. Sölezli'nin koğuşundan omuzunda siyah gocuğuyla dönen Kaptan arkadaşlarını yataklarında dirsek keyfi yapar görünce, kaba Hitit heykeli yüzü yumuşadı, gözleri parladı. O da yatağına geçti. Sevinçten ağlayacaktı. Tertemiz, bembeyaz duvarlar arasında elle tutulacak bir ferahlık vardı.
Sayfa 77 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bu Kaptan, ah bu Kaptan ne adamdı, ne bulunmaz adamdı. Öl dese ölürler, gidin filanı vurun dese ikiletmezlerdi. Öl yüzde doksan dokuzunu karşılıksız, yaralı parmağa bile işemeyeceği bir dünyada o...
Sayfa 71 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Fasulyenin sıcacık kokusuyla geçmişi, geçmişin baba evini hayalliyorlardı. Kara kuru yüzler ateşin hafif pembesiyle boyanmıştı. Bekliyorlardı. Bir türlü pişmek bilmeyen fasulyenin pişip yeneceği sırayı bekliyorlardı. Kocaman tencerenin yağlı suyu içindeki et parçaları sanki kafalarında çalkalanıyor, boyuna yutkunmaktan bir hal oluyorlardı.
Sayfa 38 - Everest YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sessizliği seviyordu o. Sessizliği, yalnızlığı... Dalgasına taş atılmamalıydı. Bunun için de, bütün gün koş oraya, koş buraya yorgun düşen adembabaların uykuya geçmesini beklemek lazımdı. Seviyordu geceleri. Hele ayın güçlü ışıklarının, dünyayı gündüze çevirdiği geceleri...
Sayfa 24 - Everest YayınlarıKitabı okudu
"Kendine mukayyet ol!" dedi. Kaptan boş gözlerle bakıyordu. "Duydun mu ağa? Kendine mukayyet ol!" Kısa, kalın gövdesiyle hep o Hitit heykelini hatırlatan Kaptan, "Niye?" dedi. "Niyesi var mı? Dün arkandan atıp tutanlar para kokusunu alınca yüzüne gülüp seni tavlamaya hazırlanıyorlar. Dikkat et!"
Sayfa 18 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gazete adı altında sadece üst yönetici kesime sesleniliyordu
Osmanlı devlet yapısına baktığımız zaman da, bazı farklılıklarla benzeri bir yapının varlığı görülür. Osmanlı'da piyasadaki malların fiyatları yönetim tarafından narh sistemi ile belirlenirdi.
Sayfa 12 - Pozitif YayıneviKitabı okuyor
Gazetenin öncüsü Haber Yaprakları'nın da ilk kez Çin'in T'ang hanedanın saltanatı döneminde (618-906) devlet memurlarının yönetimin talimatlarını öğrenmeleri için çıkarıldığı bilinmektedir. Ayrıca kağıt üretimi teknolojisinde de Çin'in o çağda dünyanın en ilerisinde olduğu biliniyor. Bu üstünlüklere rağmen basımevi Doğu'da toplumun tabanını etkileyecek bir nitelik kazanamamasının kökeninde bu toplumların ekonomik ve yönetimsel yapılarının etkisini aramak gerekiyor.
Sayfa 12 - Pozitif YayıneviKitabı okuyor
yani yine sınıfsallık mevcut
Basımevinden önce, mektupla haberleşme ve el yazması kitap ile bilgi aktarma yöntemi bizim toplumumuzda da vardı. Ancak mektubun sadece alıcısını haberdar ettiği, her isteyene haber ulaştıramadığı; el yazması kitabın ise üretiminin uzun zamana bağlı olması ve aşırı pahalılığı sebebiyle sadece çok zenginlerin kitaplıklarında bulunduğu bilinir.
Sayfa 11 - Pozitif YayıneviKitabı okuyor
Bizde basımevinin gecikmesi
Kamuoyu oluşmasını, yani toplumsal bilinçlenme ve bireyin toplumun yönetimine katkısı bakımından etkenliğini değerlendirebilmek için, bu inceleme şarttır.
Sayfa 11 - Pozitif YayıneviKitabı okuyor
Kibir zirvesinden dibe inmedikçe Ta zillet zeminine erişmedikçe Yol giden salik olamaz tarikatta Götürmezler hakikat ma'sarasına Bu şekilde elden ele aktarılır O, mertebe mertebe öteye varır
Sayfa 317 - Dara YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yeni baştan ve tekrar hamur yaparlar O sahte kalıpla ateşe uyarlar O kadar çok acı çekerler ki onlar Pislik "mertebesi" ne razı olurlar Ne ölüdürler ve ne yaşarlar yani "Ne ölür ne sağ kalır" sözü gereği
Sayfa 313 - Dara YayınlarıKitabı okudu
Ey saki, gel de söyle bana: bu nedir? Bu varlık rüya mı yoksa hayal midir? Onun batıl olduğunu tabir etme Onun hayal olduğunu tasvir etme
Sayfa 312 - Dara YayınlarıKitabı okudu
Çaresizce müşteri olurlar aşka Gönül nakdini harcarlar sahte mala Kimi nakdi dünya malını harcıyor Kimi kendine cennet köşkü alıyor Bu iki zümre de zararlı çıkarlar Rabb'i görme zevkinden mahrum kalırlar
Sayfa 311 - Dara YayınlarıKitabı okudu
Ve fakat insanların çoğu cahildir Kendini bile tanımaz kimselerdir
Sayfa 311 - Dara YayınlarıKitabı okudu
Yoktur aşkın tesir etmediği kimse Belki zevkten habersizdir; ancak öyle Herkes kendi himmetinin ölçüsünde Sarf edecek iradesini elbette
Sayfa 310 - Dara YayınlarıKitabı okudu
1.534 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.