Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gizem Çalışkan

Gizem Çalışkan
@Sakvarelo
Gazeteci
Artvin
13 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Anısı bizsek eğer bu kentin Unuttuğu türküler bizsek Acıyı rehin bırakıp bir güle Anımsatmalıyız bunları bir bir Sonra yürümeliyiz seninle Sokaklara caddelere çıkmalıyız. Belki bir aşktır bu kentin, Belleğini geri getirecek olan...
Reklam
Hiçbir şey değişmedi, ama yinede her şey başka bir biçimde var olup gidiyor. Anlatamıyorum. Bulantıya benziyor bu, ama aynı zamanda onun tam tersi. Sonunda başımdan bir serüven geçiyor, kendimi sorguya çekince, kendimin kendim olmaklığımın ve burada bulunmaklığımın başından geçtiğini görüyorum. Geceyi yarıp geçen ben'im. Bir roman kahramanı gibi mutluyum.
Şimdi kimseyi düşünmüyorum, sözcükleri bulmak için bile çabalamıyorum. Kimi zaman hızlı, kimi zaman yavaş bir şeyler akıyor içimde Dokunmuyorum, bırakıyorum gitsin. Sözcüklere bağlanamadığım için düşüncelerim çoğu zaman karmakarışık. Belirsiz ve hoş şekiller halinde ortaya çıkıyor, sonra kayboluyorlar, hemen unutuyorum onları.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir paket sigarayı uç uca eklemişim Dilim dönmez olmuş ağzımda Öksürdükçe felaket başım ağrıyor Öyle de bezginim ki Öyle de yalnızım ki Çekilir gibi değil şu gazeteler
Sayfa 103Kitabı okudu
Yahu nasıl da özledim birdenbire Mektupla, telefonla olacak gibi değil Varsam bir akşam, eğilsem ellerine Doya doya Çok çektiler yaşanası şu dünyada çok Yarada fitil yarada tuz Ey güzel yüzlerini getiren sabah Merhaba
Reklam
Çay içtim iki bardak Tam on zeytin iki dilim de ekmek Ağrı sızı yok midemde Üstüne bir sigara Ne güzel Ne güzel..
Pencerede ışıl ışıl gülüyor gencecik kavak Aman ne güzel.. Televizyon anteninde bir çift sığırcık Çatıda bir çift kumru ve yanımda sekiz yıldır öptüğüm kadın Isırılmış elma yanı başında Yenik düşmüş dikenli çift Baktım yatağındayım Ağrım sızım, yaram berem yok Başladı kuşlar gibi çırpınmaya yüreğim Ne güzel Ne güzel..
Hayatın güzelliklerini esirgediği Bir sokağın arka tarafıdır ömrüm Gücenik, kirli, karanlık.. Yaşar bir ölü yalnızlığı kendince O duyarsız kalabalıklardan artık..
Çekilip sonra kabuğuna küskünlüğün Kendime düşlerden sığınaklar kuruyorum. Kırık dökük izleriyle hayatın. Usul sesli içe değen incecik Bir şarkı büyütüyorum, ömrüme benzeyen.. Sabah kadar açık, akşam kadar acı Rengi dört mevsimin uyumsuz karışımı Acemi bir şarkı Umuda ve gerçeğe böyle katlanıyorum.
Susmak... tıkalı bacalarda Sıkışmış duman, göğsümün gizlisinde. Aklı yüreğinden utana utana - Yaşasa bile insan- Yaşamanın bir anlamı kalır mı?
Reklam
Herkes kendi yalnızlığında yitik Erir bir suskunluğun tüneklerinde Hangi el aralar hangi yüz girer İçimiz sevgilere kapalı nicedir Dışımız eğreti yalan giysiler.
Eriyorum Füsun Sütten derelere karışıyorum aşk dediğimde Harbi seviyorum yani Acı denizlere doğru akıyorum Bana artık büyü diyorlar Füsun Artık büyüyüm, bilmiyorlar.
Düşündüm: " Gökte herkesin bir yıldızı olduğu doğruysa, benimki çok uzakta. Karanlık ve pek önemsiz bir şey olmalıdır. Belki de benim hiç yıldızım yok!"
Fakat ben yalnız gölgemle konuşabilirim. Beni konuşmaya o zorladı, yalnız o anlar, o kavrar şüphesiz.. Bu usareyi, hayır, varlığımın buruk şarabını damla damla onun boğazına sıkıp akıtarak, diyeceğim ki ona: "İşte benim hayatım!"
Şu da var Bütün acılara karşın Hayat İçimize bir nota bırakır ya En bitik günümüzde Direnme notasını Bir zarfa mı koyar Bir deniz çırpıntısıyla mı Savurur Yüzümüze Neşe üşüşür hayatımıza Birden Güç aşılar İyi güçtür Başeğdirmeyen Umut Altın kafesinden Çıkıverir Dolaşır tepemizde
Terk edildiği zaman yaşam ,ne kadar da kırılgan oluyordu..
Sayfa 250Kitabı okudu
Reklam
Tanrım, gözlerimizin görmemesi ne büyük bir eksiklik, görmek, görmek, belli belirsiz birer gölge halinde bile olsa görebilmek, bir aynanın önünde durmak ve koyu, zor görülen bir lekeye bakıp, bu benim yüzüm diyebilmek, öteki ışıklı şeyler bana ait değil.
Ve dönüp bakıyorum da, ben sadece seni düşünmüşüm Şimdi de her zaman seni düşüneceğimi düşünüyorum.*
Sayfa 227Kitabı okudu
Yağmur. İnsanlar. Gözyaşları. Mendiller. Dağlanmış yürekler. Ve sürgün..
"Beyim, geceler yalnız uyku ve rüya için midir? Hayata ateşli kıvılcımlar da gerekmiyor mu? İyi yürekli insan, aşk, sevgi ve sevişme uzun gecelerin gölgesinde, bir ağaç gibi tomurcuk açmamalı mı?.."
Hece
Sevgilim Göğsünden topuklarına Buydu çırpındığım gerçek Buydu vardığım sonsuzluk Bizden başka can evi yok Tanrının Bizden başka zamanı Bizden başka ölümü Yok...
Ay Saatleri
"Öyle düşündüm ki seni yitirdin, gerçekliğini"* Sonra sabahın ağzı çimenlerin koynunda Çıplak ayakların yürüdüğü uykular At kestanelerinden bir şehir acısı Üç zaman birden ışıdı boynunun lambasında Ben bir simli cümleyim Hayal Hanım Kirpiğinden topuğuna harf harf işlenmiş Senden uzak bir gerçeğim kalmadı Uyandım dünyanın bütün uykularını. Ölüm sensin bundan sonra sabahın sahibi..*
Reklam
Büyü
Ağzımın üstünde bir gökkuşağı ağzın Uyandım göğsünün has bahçelerinde Sevgilim, acımın sahibi, dünyayı düzeltenim İkinci bir sonsuzluk avuçlarımda gövden.*
Mil Çekilmiş Harfler
İnsan yoruluyor sevgilim.. Yaralı bir zamanla kendini sevmekten.
Mutluluğun bir şekilde elde edildikten sonra katlanıp cebe konulmuş bir ideal olarak adlandırılabileceği kanısında değilim. Puşkin' in de dediği gibi: Mutluluk yoksa da Huzur ve özgürlük var dünyada !
Sayfa 46