Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Samet kendirci

Samet kendirci
@Sametkndrc
Merak ederim, sorarım, düşünürüm, yanılırım. Cevapların cevap olma şartını soruyu yok etmek olarak öncelemem. Mümkünse daha farklı bir soruya yönlendirsinler isterim. Aşağı yukarı tüm mesele bu aslında
Tıp
Istanbul
14 okur puanı
Eylül 2015 tarihinde katıldı
Can sıkıntısı ve hiçlik, daha önemli bir sorun yok.
Bir ara zorla aşık olmak istedim, hatta iki kez. İnanın, büyük acılar çektim baylar. Ruhumun derinliklerinde acı çektiğime inanmıyordum, şakacı kıpırdanmalar oluyordu içimde. Ama gene de acı çekiyordum, hem de gerçek, katıksız bir acı... Kıskançlıkla kendimi kaybediyordum. Bütün bunlar can sıkıntısından oluyordu baylar, hepsi can sıkıntısından... Bir şey yapmıyor olmaktan boğulacak gibi oluyordum.
Sayfa 25 - Can Yayınları
Reklam
Lacan'ın Fallusu
Ben, kendini dış dünyadan işte böyle ayırır. Daha doğrusu, başlangıçta ben her şeyi içerir, daha sonra kendinden bir dış dünya kesip atar.
Sayfa 28 - Metis
İnsanoğlu yaratmayı ve yol açmayı sever, kuşku edilemez bundan. Peki neden aynı zamanda yıkmayı, kargaşayı da sever? İşte bunu söyleyin siz bana! Özellikle bu konuda birkaç şey söylemek istiyorum. Yıkmayı, kargaşayı içgüdüsel olarak sevmesinin ( öyle ya, onun kimi zaman bundan pek hoşlandığı kesin bir gerçektir.) nedeni sakın, amacına ermekten, yaratmakta olduğu yapıyı bitirmekten içgüdüsel olarak korkmasından olmasın? Nereden biliyorsunuz, o binayı belki kesinlikle yakından değil, yalnızca uzaktan seviyordur?
Sayfa 41 - Can yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mağara duvarlarına bıraktığı izlerle unutulmamak isteyen atalarımızın nesli
Gün ışığı hücreme girmediğine göre, geceleyin ne yapılabilir? Aklıma bir düşünce geldi. Ayağa kalktım, lambamı hücrenin dört duvarında gezdirdim. Yazılarla, resimlerle, garip biçimlerle, birbirine karışan yarı silik yarı okunaklı adlarla doluydu bu duvarlar. En azından her mahkum iz bırakmak istemiş olmalıydı buralara. Kurşunkalemle, tebeşirle, kömürle yazılmış siyah, beyaz, gri harfler ; taşlarla kazınmış derin kertikler ; oraya buraya saçılmış, insanın kanla yazılmış olduğunu sanacağı paslı işaretler, simgeler...
Sayfa 78 - Can yayınlarıKitabı okuyacak
"Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama beş on dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar."
Reklam
Bir keresinde, bir ustanın, kahvaltısından arttırdığı bir parça ekmeği nasıl gizlice bana verdiğini anımsıyorum. O gün beni gözyaşlarına boğan, verilen bir parça ekmek değildi. Ekmeğin yanı sıra bu insanın bana verdiği insanca "bir şey"di: Armağana eşlik eden sözler ve bakışlar. Bütün bunlardan, bu dünyada iki insan ırkı olduğunu, ama sadece iki ırk olduğunu - soylu insan "ırkı" ve soysuz insan "ırkı"- öğrenebiliriz. Her ikisi de her yerde bulunur, toplumun her kesimine sızar. Hiç bir grup sadece soylu ya da sadece soysuz insanlardan oluşmaz. Bu anlamda hiç bir grup "arı ırk" değildir...
Sayfa 102Kitabı okudu