Anamın babası, Girit'in bir köyünde her akşam eline feneri
alıp yabancı birinin gelip gelmeyeceğini anlamak için köyü
şöyle bir dolaşırdı; gelmişse onu evine götürür, bol yiyecek
verir, sonra mindere oturur, uzun çubuğunu yakar, konuğa
doğru eğilir, (hesap zamanı gelmiştir,) korur gibi,
— Söyle! derdi.
— Ne söyleyim, ihtiyar Mustoyorgi?
—