"Bakın,dayıcım,ben küçücük bir çocukken içimde küçük bir kuş olduğunu ve şarkılar söylediğini zannederdim. Şarkıları o söylerdi."
"Bakın sen,böyle bir kuşa sahip olman harika ."
"Anlamadınız, demek istediğim.,ben artık küçük kuşumun varlığından şüphe duymaya başladım. Küçük kuş gerçek değilse içimde bu konuşan ve etrafı gören şey nedir ki?"
"İstersen açıklayayım Zezé. Neden böyle, biliyor musun ?Artık büyüdüğün için. Büyüyünce de şu duyup etrafı gördüğün şeye bilinç denir .Sen bilinçlendikçe birsey olacak,nedir hatırlıyor musun?"
"Aklım mı erecek ?"
"İşte o zaman bir mucize gerçekleşir.Bilincimiz büyür,büyür ve hem kafamızı hem kalbimizi ele geçirir . Gözlerimizde ve yaptıklarımızda belli eder kendini ."
"Anladım, peki ya küçük kuş? "
Küçük kusu tanrı yaratmış. Çocuklara dünyayı keşfederken yardımcı olsun diye. Küçük kuşa daha fazla ihtiyaç duymayan cocuklar onu tanrıya iade eder ."
Güldüm mutluydum çünkü artık bilincim vardı .
Allah kılı kırk yaracak temizlikte çalışan bir saat ustasıdır. O kadar dakiktir ki sayesinde her şey tam ve zamanında olur. Ne bir saniye erken ne bir sahneyi geç, her insan için bir aşık olma zamanı vardır, bir de ölmek zamanı.
Halkın iki gözü de toprağa ve ölüme saplanmıştır. Ab-ı hayat var mı ,yok mu, bundan yüz türlü şüpheler vardır.
Ateşten yaratılanlar, topraktan yaratılmışların varlığına düşmandır . Ateş suyun ve oğullarının düşmanıdır. Nitekim su da ateşin canına düşmandır.