Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Serdar YILMAZ

Serdar YILMAZ
@SerdaR_20
Lisans
Diyarbakır-İstanbul
23 okur puanı
Nisan 2017 tarihinde katıldı
Yemeğini kendisi yiyebilecek olan bir çocuğa siz yediriyorsanız, bu yardımınız size, çocuğa iyilik yapıyormuşsunuz gibi görünse de, aslında egemen olma isteğiyle hareket ediyorsunuz demektir. Eğer onu tehlikelere karşı gereğinden fazla ikaz ediyorsanız, bunu belki de hep size muhtaç kalmasını istediğinizden yapmaktasınız. Ona büyük sevgi gösterilerinde bulunuyor ve bu sevginize karşılık bekliyorsanız, onu belki de duyguları yoluyla kendinize bağlamak istiyorsunuzdur.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Görev duygusu, iş için yararlıdır, ama dostluk, arkadaşlık ilişkilerinde kırıcı olur. İnsanlar, katlanılmayı değil, sevilmeyi isterler. Kişisel mutluluğun bütün kaynaklarından belki en büyüğü, kendini zorlamadan, içinden gelerek insanlardan hoşlanmaktır.
Sayfa 117Kitabı okudu
İster deli olsun, ister sözüm ona aklı başında; kendini büyük görmek, aşırı alçaltılmanın sonucudur. Napolyon, okulda arkadaşlarının arasında aşağılık acısı çekmiştir, çünkü arkadaşları varlıklı soylu ailelerin çocukları oldukları halde, kendisi burslu, yoksul bir öğrenciydi.
Sayfa 24 - Say YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Oysa dünya, belirli bir sıra gözetilmeden serpiştirilmiş hoş ve hoş olmayan şeylerle dolu bir pazar yeridir. Bunlardan anlaşılması mümkün bir sistem çıkarma isteği, aslında korkuya dayanır, daha doğrusu agorafobiden, yani açık alan korkusundan gelir.
Sayfa 133Kitabı okudu
"Aptal insanın kalbi ağzında, akıllının dili kalbindedir.Aptal, içindekini saklayamaz; farkında olmadan onu ulu orta söyler."
Reklam
Tartışmaktan Kaçınmak!
"İnsanlarla tartışmaktan kaçın! Çünkü yumuşak huylunun tuzağını, alçağın âni saldırısını ortadan kaldıramazsın. (Abdullah b. el-Hasan)
Sayfa 99 - İlke YayıneviKitabı okudu
Arkadaşla Tartışmamak
"Aptalca davranışlarda bulunan, küstah ve tutarsız insanlarla tartışma; seni üzerler. Yumuşak huylu, tahammüllü insanlarla da tartışma; sana küserler." (İbn-i Abbas)
Sayfa 98 - İlke YayıneviKitabı okudu
Kadınların Hukukî Statüsünde Bazı Hususî haller
Şer’î hukuk cihetinden kanun önünde erkek ile kadın arasında bir fark gözetilmemiştir. Dinî cihetten kadının mükellefiyetleri daha hafiftir. Cenâze hizmetleri, cihâd ve vatan müdâfaası ile de mükellef değildir. Zimmî kadın cizye ödemez. (...) Kadın, serbest iradesi ile dengine varabilir. Evlenirken kararlaştırılmak suretiyle,
Sayfa 365 - Arı YayıneviKitabı okudu
Terk edilen kadınlar...
Freud’un terk edilen kadınlarla ilgili söylediklerinden söz etmiştim hatırlarsan, âşık oldukları erkek tarafından terk edildikten sonra onun özelliklerini alıyorlardı. Bu genç kadın da biten ilişkisinin yasını tutmaya başlamış, onu yeterince sevmediğini, bu nedenle terk ettiğini düşündüğü sevgilisinin bir özelliğini benimseyip kendisine mal etmiş, tıpkı onun gibi sürekli çikolata yemeye başlamıştı.
Sayfa 49 - Say YayınlarıKitabı okudu
Depresyona yatkınlık
“Son yıllarda bazı çalışmalar, doğumdan sonra ilk haftada annenin gösterdiği yakınlık ve bakım yetersizse, yavru farelerin genlerinde, depresyona yatkınlık yaratan bazı değişiklikler olduğunu gösterdi.”
Sayfa 34 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
depresyon
"Erkekler çocuklarının bakımını birinci derecede üstlenen kişi olduklarında, başkalarının derdine ortak olma yetenekleri kadınlarınkine eşit hale geliyor. Ama bu arada depresyon geçirme riskleri de yükseliyor. İyi insan oldukları oranda daha kırılgan oluyorlar, anlayacağın.”
Sayfa 106 - Say YayınlarKitabı okudu
Vicdan, tek başına, üzerinde hiçbir yönetim sisteminin kurulamayacağı, anarşik bir güçtür.
Sayfa 41 - Say YayınlarıKitabı okudu
İnanç
İnanç aşk gibidir; zora gelmez. Bu yüzden devlet önlemleriyle onu bir yere sokmaya ya da orada yerleştirmeye kalkmak tehlikeli bir iştir. Çünkü nasıl ki aşkı zorlama çabası nefreti doğurursa, inancı zorla(benimsetme) girişimi de tam bir inançsızlıkla sonuçlanır.
Sayfa 150 - Say YayıneviKitabı okudu
İnsan doğası
Gerçekte vahşi ve korkunç bir hayvandan başka bir şey değildir insan. Biz, onu evcilleştirilmiş ve dizginlenmiş haliyle tanıyoruz ki uygarlık dediğimiz şey de budur. Bu yüzden de arada bir gerçek tabiatı ortaya çıkarsa dehşete kapılıyoruz.
Sayfa 18 - Roman Oda YayınlarıKitabı okudu
“Beş kimse ile arkadaşlık yapma: 1. Yalancı ile arkadaşlık yapma! Çünkü ona inanırsan aldanırsın. O serap gibidir; uzağı yakın, yakını da uzak gösterir. 2. Aptal ile arkadaşlık yapma! Çünkü faydalı olayım derken sana zarar verir. 3. Cimri ile arkadaşlık yapma! Çünkü o, sana gün gelir en çok ihtiyacın olan şeyi bile vermez. 4. Korkak ile arkadaşlık yapma! Çünkü o sıkıntı ve zorluk zamanında seni tek başına bırakır. 5. Günah içinde bir yaşam sürenle de arkadaşlık yapma! Çünkü o bir lokmaya ve hattâ daha azına seni satar.” Cafer-i Sadık (rah.a)
Sayfa 65 - İlke YayKitabı okudu
Daha sonra, 11 Mayıs 1920’de İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal’i gıyaben ölüme mahkûm etti. Bu durum, Padişah’ın halk gözündeki itibarını düşürdü ve Profesör Rustow’un dediği gibi, “teşkilatlı din kurumunun Türk toplumundaki yerini daimi olarak” sarstı.
Sayfa 123 - TimaşKitabı okudu
Reklam
Türkiye'de İlk misyoner okulu
Vatikan’daki iktidar kavgasında önemli yer tutan Cizvitler en hızlı misyoner örgütüdür. Engizisyon Mahkemelerini kurarak milyonlarca insanı yaktıran Dominikenler kadar acımasız olan Cizvitler, Türkiye’de ilk misyoner okulunu açan gruptur. 18 Kasım 1853’te Cizvitler tarafından açılmış olan bu okul Karaköy’deki Saint-Benoit Lisesi olup bugün de faaliyetlerini sürdürmektedir.
Sayfa 18 - Alfa YayıneviKitabı okudu
Recep Peker'in asıl lider olarak ortaya çıkması
Onun yakınındaki bir kişi olan (Recep) Peker, henüz 1933'te Genel Başkan'ın (M.Kemal Atatürk) hayatını sonlandıracak olan hastalığın belirtilerini fark etmişti.
Sayfa 64 - Timaş YayınlarıKitabı okudu