Utangaçlığıyla, yabancılarla olan iletişimiyle, görünümüyle tam bir çocuktu, özendiği havalı arkadaşları bile ona alay edercesine "çocuk" dedikçe ezilen yüreği bir gün bir çocuğa, evet 13 yaşındaki bir kıza aşık oldu,gözlerine bakınca kız kardeşini hatırladığı bir kız çocuğuna... aşk denebilir miydi günlüğünün ilk sayfasına yaraşır bir şey yaşamayı umut ederek beklettiği boş defterin ilk cümlesini "yeni bir yaşam başladı" yazdıracak bu duyguya yoksa yabancı bir şehirde kalabalıkların içindeki şiddetli yalnızlık mı ona, bunu yazdırmıştı? İhanetin bedelini mi? yoksa bir çocuğa aşık olmanın bedelini mi ödemişti on üçündeki sevdiğini öptüğünde bulaşan kızıl hastalığıyla? Yoksa "bir yetişkin olarak daima çocuklara ve çocukluğa ait şeylerden dolayı acı çekmiş olması yaşamın simgesi miydi sadece?"