Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sümeyye Gedik

Sümeyye Gedik
@Sosyologs
Okur ve yazarım. Önce kainatı sonra kendimi…
Sosyolog
Doktora
Tokat, 11 Ocak 1996
8 okur puanı
Şubat 2024 tarihinde katıldı
Uzun Bir Yolculuk
Bu kurumda çalışmak birçok şeyi tecrübe etmeme olanak sağlarken birçok şeyi gözlemlemem için bir film sahnesi de oldu. Birçok ebeveyn gördüm bir çok aile… Çocuklarını içten bir şekilde destekleyen hayat kadını da gördüm. Mal mülk içinde çocuklarını öksüz yetim bırakmış anne babalar da. “Kurumda kalırsan” koşuluyla ikna edilmiş çocuklar gördüm.
Reklam
Bir kitap yazmak istiyorum önce, Sonra bir gitmek istiyorum hiç tanımadığım bir yere. Kitabın adı kalsın istiyorum herkes beni hatırlasın öyle. Ama diyorum ki şimdi ipin ucu herkesin elinde. İstediği gibi dilediği gibi kaybolamıyor kimse. Dünyanın düzeni böyle. Söz de geçiremiyor kimse kimseye. Sevemiyor da öylesine yeşili maviyi göründüğü gibi kabul etmiyor da azmediyor sürekli değiştirmeye. Dünya birbirine kırdırıyor cümle alemi, yaşlısını gence, zayıfonı güçlüsüne, iyisini kötüsüne… Devran ne vakit döner bilmiyorum ama ilk defa hürmet ediyorlar geline …
Mesela; herşeyin çok güzel, daha güzel olacağını umut ederek bir yola girmek. Fakat herşeyin olmasa da birçok şeyin eskisinden daha beter bir hal alması. Üstelik bu sefer sadece kendin değil seninle birlikte başkalarının da bu durumdan mesul ve sorumlu olması. Çevrendeki insanların iyi niyetleriyle pardon sadece iyi niyetleriyle seni mutlu etmeye

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Güç
Tanrı merhametten de, şefkatten de daha büyüktür. Tabii, şiddet ve cezadan da. O’nda hepsi vardır, O’nda hepsi birdir. Bir olmak demek, çok olanı bir görünümde toplamak demektir ama farklılıklarını silmeden, aynılaştırmadan, birbirine benzetmeden. Çünkü her varoluşun bir anlamı, bir gereği vardır. Çoğu zaman mesele Tanrı’nın ne olduğu değil, bizim onda ne gördüğümüzdür. Sevgi dolu olanlar merhameti görür, zalim olanlar şiddeti. Zeki olanlar aklı görür, aptal olanlar kör inancı; alimler bilimi görür, cahiller mücizeyi.
Sayfa 30
Bir kültür sorunu
Aslında millet olmanın ve bir kültürle yaşmanın avantajı ya da dezavantajını aynı toplumda yaşayan her bireyin bir parça yaşadığını farkediyorum. Programı izledikçe herkesin hayatında bir parça bir başkasını görüyorum. Zengin fakir, eşcinsel homoseksüel, heteroseksüel vb hepsinde biraz mağdur edilmiş çocukluk, yetişkinliğinde müdahale edilmiş bir gençlik yaşlanmaya başladığında hem kendi hem başkası tarafından ağır aksak anlaşılmaya başlanmış birey olmuş insanlar geç kalınmış mutluluk… ama ortak noktada herkesin hayatının belli bir döneminde psikolojik belli bir döneminde sosyolojik bir mücadele… umarım yakın zamanda hepimiz birbirimizi geç kalmadan anlarız hayat belki daha çok yaşanmaya değer hale gelir hocam iyiki varsınız Ve emin olun görünmeyen çocukluklar ile ortak bir duyguyu paylaşıyoruz.
Reklam
Kimi Kime
Kimi avutulmak ister, ama sadece nasihat dinler. Kiminin cebinde yok kuruş, dünyayı kendisine köle eder. Kimi zindanda Özgür olmuş kimi koca dünyayı kendine menşeileri ile dar eder. Kimi yerle yeksan olur kimi hercü merc eder.
Bilinmeyen
İnsan bilmediği şeye bir anda düşman oluyor. Bileği şeye korkunç da olsa sarılıyor alışkanlık bu korkunç olanla hem fikir bir münazara da çarpışıyor.
Akışa bırakmakta neyin nesi, yaşamak sorumluluğu yüklenmiş şu koca dünyada değiştiriverir ummadığın bir Bedevi akışına bırakılan herşeyi, olmaz zira boynumuzda bir ilmek ile boş yere mi yaratılmışız ki
Yalnızlık terapisi olmalı Yetişkin ergen hatta çocuk farketmeksizin günümüz insanları tavsiye veya öneri olmaksızın konuşmak istiyor. Derin bir sosyal medya furyası başladı. İnsanlar tanımadıkları insanlara yaşamlarını anlatmak istiyor, bir şekilde kendisini tanımlamak istiyor, belki de birilerine olmak istediği şekilde görünmek belki de sadece görünmek istiyor. Yalnızlık terapisi diye birşey çıkmalı. Çünkü yalnızlık duvarla konuşmaya sebep oluyor. Duvarlar karşılık vermiyor. Bu defa insan karşılığı yine kendinde arıyor. Şekillendirmeyen dinleme biçimi yoruyor. Anlamak başka anlaşılmak bambaşka. Dinlemek başka konuşmak bambaşka. Dolayısıyla başka başka yaşamların ötekine dokunma yolu imkansızlaşıyor.
Veba ve vefa
Şu sıralar sosyal medyada “milletin babası şunu yapıyor, benim babam daha bunu bile yapamıyor, milletin annesi şöyle güzel benim annem bu kadar eksik” gibi çirkin karşılaştırmalar ile yakın çevresini aşağılıyor. Oysa o çevre bu ithamları dile getirecek özgüveni ve sahte egoyu kendi kendisine yatacak kadar akıl ve zekayı geliştirecek ortamı ilgili kişiye bir şekilde sunabilmiş… Bana kalırsa bu tür sosyalizasyon sürecine dahil olan beceri ve kazanımlara ilişkin karşılaştırmalar ancak yetersiz olan ve yetmeye çalışan bireylerin sığınağı, eksikliklerinden kaçmak için bir köprü… o yetersiz gördüğünüz eli öpülesi ana babalar kim bilir hangi yetersizlikle yetmeye çalıştı. Yazık ki vefayı öğrenemiyoruz.
Reklam
Vefa nedir bilmeyen çocuklar yetiştiriyoruz Ne alınsa ne olursa yetmeyen çocuklar… Bahçelerine çiçekler ekiyoruz dikeni batıyor, ellerine bayraklar veriyoruz kolları yoruluyor, ceplerine umut koyuyoruz elleri ceplerine gitmiyor, sorunlarına derman okuyoruz kulaklarını kapıyor… şimdi bu durumda bu çocukları yetiştirenler daha umutsuz ve acı dolu fakat bir tanesi sadece bir tanesi bile bir yolunu bulacaksa bu hayatta ben varım onlar tarafından kör kütük aşağılanmaya.
Güzel doğmuş bir çocuk (hamilelik sürecinde ve ebeveyn geçmişindeki iyi niyetli yaşantı) iyi bir fıtrat üzerine doğmuşsa kötü koşullarda büyüyüp kötü bir çevre tarafından yetişse bile iyi rolleri bir şekilde ediniyor. Velakin diğeri iyinin kelime karşılığını bile bilmiyor
Cebinden verince yerine koyabiliyorsun da gönlünden verince yarım kalıyorsun hakikaten
Öfkesi yüzüne yansıyan insanlar var bir de hergün öfkesi ile uyuyup dışarı rüzgar estirmeyen insanlar… hangisi derseniz; her duyguyu gösterebilme fakat kimseyi yaralamama taraftarıyım. Ne dolsun ne de taşsın
Bazı insanlar bende öyle derin bir boşluk oluşturuyor ki kaçacak delik arıyorum. Duygularımı tek tek sömüren herkese pay ediyorum. Kendime bıraktığım bir parça ümide de ceketimin iç cebinde gidebileceğim her yere sükunetle taşıyorum. İşte hayat böyle dikeni yiyip ağzı kanatan kanadıkça lezzet veren deve dikeni gibi
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.