Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sümeyye Gedik

Sümeyye Gedik
@Sosyologs
Okur ve yazarım. Önce kainatı sonra kendimi…
Sosyolog
Doktora
Tokat, 11 Ocak 1996
8 okur puanı
Şubat 2024 tarihinde katıldı
Hakikat
Sözler hakikat değildir. Ağzımızdan çıkan seslerdir. Yeryüzünün gelmiş geçmiş en yetenekli söz ustaları dahi yaşamın en basit anlarını bile bize gerektiği gibi anlatamaz. Renkleri gösteremez. Kokuyu duyuramaz, dokunuşun verdiği hazzı hissettiremez. Sesleri işittiremez. Yiyecekleri tattıramaz. Diyelim ki bir muzice oldu bunları yaptı ama insan ruhunda olup biteni aktaramaz. 135
Reklam
Uyum
Uyum güzelliktir. Uyum duyun özelliğidir. Su, sabrın simgesi, istiridyenin yurdudur. Su olmasaydı inci de olmazdı. Sabırlı ol ki istiridye gibi inciler yapasın
Sayfa 135
Sabır
Bütün mahlukat sabrın ipliği ile bağlıdır birbirine. Dünya sabırla döner. Çünkü güneşin de ayın da Sahra ihtiyacı vardır.
Sayfa 135

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Güç
Tanrı merhametten de, şefkatten de daha büyüktür. Tabii, şiddet ve cezadan da. O’nda hepsi vardır, O’nda hepsi birdir. Bir olmak demek, çok olanı bir görünümde toplamak demektir ama farklılıklarını silmeden, aynılaştırmadan, birbirine benzetmeden. Çünkü her varoluşun bir anlamı, bir gereği vardır. Çoğu zaman mesele Tanrı’nın ne olduğu değil, bizim onda ne gördüğümüzdür. Sevgi dolu olanlar merhameti görür, zalim olanlar şiddeti. Zeki olanlar aklı görür, aptal olanlar kör inancı; alimler bilimi görür, cahiller mücizeyi.
Sayfa 30
Dışarda ve içerde
Çünkü dışarda olan biten her şey, aslında sizin içinizde olan bitenin aynaya yansımış halinden başka bir şey değildir …
Sayfa 49
Reklam
VARLIK SEBEBi
Sağlığımda, arzulamaya kudretim varken böyle bir apartman yapısına tek bir tuğla koyarsam, elim kırılsın. Demin billur sarayı sırf dilimi çıkaramayacağım için reddedilişime bakmayın. Bunu dil çıkarmaya bayıldığımdan söylemedim. Belki de beni kızdıran, bugüne dek yaptığınız binaların hepsinin insanda dil çıkarma isteği uyandırmasıdır. Dil çıkarmak isteğini unutturacak değişiklikler yapılırsa, o zaman Şükran duygularımı göstermek için dilimi bile kestiririm. Buna imkan yoksa, eldeki evlerle yetinmemiz gerekiyorsa, bana ne ! Niçin ben böyle arzularla yaratılmışım? Yoksa dünyaya gelişimin biricik sebebi, varlığımın sadece bir yalan olduğu neticesine varmak mıdır? Maksat sadece bu mu? İnanmam.
Sayfa 40
Güçlü olmak
“Kuran-ı Kerim okunmaz. Bunu kulağına küpe et. Olur, diyor Süleyman. Kuran-ı Kerim’i okudukça o senin gören gözün, duyan kulağın olur, unutma. Unutma, dağa taşa bakarsın, şu gördüğün çiçeklere, sokaktan geçen adamlara, her şeye, her şeye. Bu çiçek ne söylüyor, bu adam nereye gidiyor, bu taşı buraya niçin koymuşlar, hep anlarsın. Gece ile gündüz, uyku ile uyanıklık, hayat ile ölüm birleşir. Dünyada niçin varsın, anlarsın. Okudukça açılırsın. Açılırsın ne demek? Ayak bağı olan şeylerden kurtulursun bir, bir. Gittikçe hafiflersin. Hafiflersin ne demek? Biri sana ağır bir söz söyler, biri sana ağır bir yük yükler, biri seni över de göklere çıkarır, biri sana mani olmak ister, biri seni çekip götürmeye çalışır, biri önüne engeller yığar, bir başkası para yığar, biri der ki aç kalırsın, biri der ki yapamazsın, biri der ki olmaz, imkansız”
Sayfa 42
Kırsalda yaşamak
“Bir kere lüxten iz yoktur. İnsanın gömleği yoksa gömleksiz dolaşır ve kimse de bunu fark etmez”
Sayfa 95
Geceleri yıldızlara bak, Özlem dolu mesajlarımı taşıyacaklar sana
Sayfa 237 - Can
Aşk Nedir
Aşk lüzumlu bir şeydir der ve Neden sorusuna şöyle cevap verir Atsız: “ yaşamayı tatlı bir hale getirdiği, ihtiras olduğu için lüzumludur, ihtiraslar çok defa parlak ve olumlu neticeler doğurur. Siyasette, ilimde, sanatta ihtiras olmasa belki de bugünkü medeniyet olmazdı. Aşk bir nevi anormal duygudur, aşıklar da anormal hastalardır ama ruh hekimliği bakımından her büyük insan da az çok anormal sayılır. Bütün insanlar tam normal olsa insanların akıllı be şuurlu hayvanlardan farkı kalmaz”
Sayfa 176 - Ötüken
Reklam
Bir Afrika kabilesinde şöyle bir söz vardır: köyü tarafından sevilmeyen çocuk, sonunda o sevgi sıcaklığını hissetmek için köyünü yakar. Yani bugün dünyayı yakanlar, aslında zamanında ihtiyacı olan sevgiyi alamayan çocuklardır. Başka birşey değil.
İnsanlık
İnsanlar elde edebilecekleri şeyleri almakta çok yavaş, ulaşamayacakları şeyleri istemekte ise bir o kadar hızlıdırlar.
Batı merkezli bu dünyada iyiliğin yerini kötülük,erdemin yerini erdemsizlik almıştır. Daima iyiliğin yerini kötülüğün, kötülüğün yerini ise iyiliğin aldığı görülmüştür. Görülüyor ve görülecektir de… Bunlardan biri diğerinin nedeni olacaktır hep.
Khaled Hosseini, Uçurtma Avcısı’nda şöyle der: “Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar hırsızlığın çeşitlemesidir... Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. Kendisine ait olmayan bir şeyi alan insan, bu ister bir can olsun isterse bir dilim ekmek …Çalmaktan daha kötü bir suç yoktur...” Sonra Benim Adım Khan filminde “dünyada iki türlü insan vardır. Biri iyi, diğeri kötü… insanlar arasında başka bir ayrım yoktur” der. 6 Şubat 2023 tarihi ve sonrasında hep birlikte gördük ki; En büyük günah hırsızlık oldu. yaşamları çaldılar, hayalleri umutları, çocukları, evleri barkları, çatıları, eşleri anne ve babaları çaldılar. Haklılığı ve dürüstlüğü, iyi niyeti çaldılar …En büyük günah hırsızlıktı. Sonra gerçekten iki tür insan vardı. İyi insan ve kötü insan.