Edebiyat dediğimiz şey aslında ne yazdığımızdan çok neyi nasıl yazdığımızla ilgilenir. Bu yazar daha çok bu kısmı ile ilgilenmiş gibi. Duygularını dile getiriş şekli pekte anlayabileceğiniz veya söyle söyleyeyim hemen anlayabileceğiniz türden değil. Sanırım örnek vererek bu durumu daha iyi açıklayabilirim. Mesela bir mısrasında şöyle diyor:
Bir
Muhterem kokunda hasıl olmuş baharlar da toplandılar.
Bana inhisar güzelliği haiz yaşanmışlıklarda.
Tortusu birikiyor özlemlerin anlamlarda.
Ve ne desem biraz afaki aslında.
Kim soldurduysa fulyaları
ve kim küstürdüyse sardunyaları
Şimdi içimde bir acının defilesinde
türküden bozma ağıtlar.
Nasıl anlatayım bilmiyorum iyi değilim.