“Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız.”
Yazmadım seni daha,
Sevmeye ayırdım tüm zamanları..
Yazmaya bu yüzden vaktim olmadı.
Ben düşünmeye başlayınca seni..
-ki bu bir düşünmenin sonundan çok öncedir-
İnan ki dağlar, taşlar, inan ki bulutlar yağmur ve kar
Toprak su ve gökyüzü, güneş ay ve yıldızlar
Onlar da benimle birlikte
Ve onlar da benim kadar seni düşünürler...
Hep dalgınım bu günlerde
Saati cezveye koyup yumurta tutuyorum
Bir gün takvime bakmasam yılı unutuyorum
Aklım başıma gelmiyor,
Başıma çarpmadan dallar.
Yolda dalıp dalıp gidiyorum
Nisana kaç var diyorum saati sorarken
Hiç böyle olmamıştım
Bilenlere sordum,
"aşk bu" dediler...
"Bi düşünsene ölüp gidiyorsun ve Tanrı sana diyor ki ben seni muhteşem bir keman virtiozu olarak yaratmıştım ama sen bir kere bile keman çalmayı denemedin"