Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

TC Ejder

TC Ejder
@TaBu58
Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı, Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı, Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Yaşam Tarzı :)
lisans
Kendi Dünyamda
Dünya
21 okur puanı
Mayıs 2021 tarihinde katıldı
Bir parmak karşıdakini gösterse de diğer üç parmak kendimizi gösterir !
... Nana'nın söylediklerini anımsadı: Hep kuzeyi gösteren bir pusula ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da mutlaka bir kadını işaret eder. Her zaman. Bunu aklından çıkarma, Meryem ...
Sayfa 374 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bin Muhteşem Güneş
... Bu kentin ne çatılarını ışılaldatan ayları sayabilirsin, Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi. ...
Sayfa 196 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Yaşam mücadelesi ama karın tokluğuna.
... Bakır karavanalarda pilavlarla ekmekler geldikten sonra, tarlaya beşer beşer dağılmış irgatların iştahlı ağız şapırtıları, bakır karavanalarda takırdayan tahta kaşıkların sesi ortalığa yayıldı. Takırtı, ağız şapırtısı. Konuşulmuyordu. Hiçbiri enayi değildi. Konuşan, ötekilerden daha az yerdi. Zaten ne vardı konuşacak? ...
Sayfa 185 - Everest yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ya umutlarda biterse!
... İnsanlar aç ama umutsuz değillerdir! Kadınlar bilirler ki erkekleri er geç gelecektir. Göz bebeklerinde "Ekmek"in müjdesi, gelecektir erkekleri. Günler geçer, sonra haftalar. Yaşlılarla aç çocuklar ölür. Yağmurla güneşin acıması yoktur. Çukurlarına gömülü gözleriyle kadınlar, çocuklarının feryadı ve ölüm acısına kanıksamış kadınlar çok az konuşarak beklerler. Erkekleri gelecektir, er geç gelecektir erkekleri! ...
Sayfa 170 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Ait olmadığın yer hapishanendir.
... " Adam kuş olmalı diyorum, bildiğin kuş. Kanatlı. Uçmalı bir güzel. İstediği yere .."
Sayfa 255 - Everest yayınları (Karakter - Pehlivan Ali)Kitabı okudu
Reklam
Öyle mi olmalı ki ?
... insan dediğin bir insan, ya canını vermeli insanlar için yada gölge etmemeli dünyamıza !
Sayfa 377 - Everest yayınları (Karakter-İflahsızın Yusuf)Kitabı okudu
Ah kör olası fukaralık ! (Filmi var izlemek isteyenler YouTube da bulabilirler)
... Sulu kozacılar sırılsıklam üst başlarıyla titreşiyorlardı. Katip "Ne o?" dedi. "Ne oluyorsunuz?" Kalin kemikli, iriyarı ama kupkuru biri, "Donuyok," diye tekrarladı. Katibin yüzü bok koklamışcasına buruştu "Donuyoruz desene lan, hirt!" İşçinin çeneleri vuruyordu: "Donuyok," diye tekrarladı. "Donuyoruz de be!" "Donuyok!" "Mahsus mu yapıyorsun? Do-nu-yo-ruz!" "Do-nu-yok." "Ayı efendim ayı. Donuyoruz!" "Diyemem kâtip evendi, dilim alışmış bir sefer, dönmüyor..." Araya irgatbaşı girdi: "Nefesini tüketme. Bunlar nerde insanlık nerde. Bunlara var mi somun! Yerler! Var mi nallı Fatma? Tamam..." Kätiple irgatbaşı arka mağazalara gülüşerek giderlerken, "Donuyoruz" diyemeyen işçi eliyle arkalarından "Nah!" yaptı. Sonra da iş arkadaşına döndü: "Donuyoruz," dedi. Arkadaşı güldü: "Katibe niye demedin?" "Keyiflensin diye..." "Keyiflensin diye mi?" "Keyiflensin diye. Bizi ayı, kendini adam bellesin fukara!" ...
Sayfa 68 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Sınırdaki Cumhuriyet/ Ünal COŞKUN
Dağların yüksek, göğün yakın, Ankara'nın uzak olduğu; herkesin, hemen hemen aynı duygularla üzülüp, aynı duygularla sevindiği ve bu duyguları başka yerlerde yaşayanların hiç ama hiç bilmediği; onlar bilmediği için buradakilerin kendilerini yalnız, yalıtılmış, belki terk edilmiş hissettiği bu yerde umudun, umutsuzluğun başka başka nedenlerle oluştuğu, birbirinin ıssızlığına muhtaç bu insanların, kerhen yaşarken yanan iki odun gibi birbirine yaslanmasi tuhaf bir dram, tuhaf bir hikâye oluşturuyordu.
Sayfa 181 - AYATA YayınlarıKitabı okudu
Sınırdaki Cumhuriyet/Ünal COŞKUN
...Yüzbaşı: "Sorunlar birbiri ile o kadar ilişkili ki." diye söze başladı. Ardından. "Bir alanı ihmal etmek, diğer alanı etkiliyor. Bir süre sonra zincirleme olarak her alanda geriye gidiş başlıyor. Mesela, güvenlik olmadan üretim olmuyor. Üretim olmayınca, refah seviyesi düşüyor, refah seviyesinin düşük olması eğitimi öncelikli olmaktan çıkarıyor. Eğitimsizlik, üretimin tamamen ortadan kalkmasına neden oluyor vs. derken zincirleme geriye gidişi, sosyal çözülmeyi durdurmak mümkün olmuyor." ...
Sayfa 160 - AYATA YayınlarıKitabı okudu
Sınırdaki Cumhuriyet/Ünal COŞKUN
... Çünkü işsizlik, birilerine muhtaç olmak demekti. İşsizlik, başkalarının etkisine açık hâle gelmek demekti. Aç insan önce değerlerini tüketirdi. Hele hele Çukurca'da işsiz olmak, ölüme dair hayal kurmaya savrulmak demekti. ...
Sayfa 158 - AYATA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sınırdaki Cumhuriyet/Ünal COŞKUN
Sonbahar gelmişti. Muhtemelen, yağmur hiçbir yere bu kadar güzel yağamazdı. Odamın penceresinden seyrettiğim ilçede, yaz boyunca biriken hüzün vardı. O hüznü, sonbahar kendi rengi ile boyuyor, daha da çoğaltıyordu. Ağaçlarda toplanan kuşlar aniden havalanıyor, kuşların kalabalığınca yaprak aşağıya dökülüyordu. Yaprak dökümü sadece ağaçlarda degildi. İlçede bulunan askerlerimizden de yaprak yaprak dökülenler olmuş, çoktan toprağa karışmışlardı. Binlerce yıldır olduğu gibi; kanlarıyla bu toprakları sulamış, gitmişlerdi. Onlar gitmiş, bizim sorumluluğumuz çoğalmıştı.
Sayfa 143 - AYATA YayınlarıKitabı okudu
Sınırdaki Cumhuriyet/ Ünal COŞKUN
... Nasıl olsa o fidanlar büyüyene kadar terör de bitmiş olurdu. ...
Sayfa 131 - AYATA YayınlarıKitabı okudu
Sınırdaki Cumhuriyet/ Ünal COŞKUN
Çukurca'da kış akşamları birbirine benzer. Sakin kanatlarıyla, huzur verenlere has gülümsemesiyle lapa lapa yağan kar bahçenin yanı başındaki ölgün sokak lambasını kuşatır, adeta kendi beyazlığına karışan sarı ışıkları söndürmeye çalışır gibi gelirdi. Bahçenin yanı başındaki sokak lambasının bir yana eğilmiş demir direği, ilçedeki yorgun insanların omuzları gibi çökmüş görünürdü. Türkiye'nin bu ücra köşesinde, kuş uçmaz kervan geçmez denilebilecek bu kasabada kar demek mahrumiyet demekti. Buraya yağan kar; burada yaşanan keder, burada yaşanan hayal kırıklıkları, burada yaşanan mutsuzluklarla üst üste birikerek umutsuzluk olup kara bulutlar gibi insanların üstüne çökerdi. Normal dönemlerde bile zorlukla yaşanılan ilçenin bünyesine ölümcül, sinsi bir yılan gibi sokulan terör, çocuklarını zehirleyerek gelecek umutlarını karartmıştı adeta. Sabırla yağan kar, ilçede her yeri doldurmuş olmalıydı...
Sayfa 85 - AYATA YayınlarıKitabı okudu
Sınırdaki Cumhuriyet/ Ünal COŞKUN
... Yüze oturtulmaya çalışılan "zoraki gülümseme" ifadesinin, sorunu dile getirmeden önceki bir ön tavır olduğunu zaman içerisinde öğrenmiştim. ...
Sayfa 81 - AYATA yayınlarıKitabı okudu
Sınırdaki Cumhuriyet/ Ünal COŞKUN
.... İmkanlar kısıtlıydı ve eşitlik her zaman adaleti sağlayamayabiliyordu. ...
Sayfa 81 - AYATA YayınlarıKitabı okudu
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.