Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Erce

"Bu tatlı hem külfetli, hem masraflı, hem de gayet lezzetlidir. Zaten bizim tatlımız değildir, Şam'dan gelmiştir. orada bu tatlı yapıldığı zaman fakirler, bulunup da imrenmesinler diye isim olarak Arapça "kış küllü fukara" yani "bütün fakirleri kov" manasına gelen cümleyi koymuşlar. Bizde söylene söylene keşkül olmuş. anladın mı?"
Reklam
Kocakarıya benden paso! Yüzüne baktıkça haminnem hatrıma geliyor, ben o muhterem kadına karşı fi'l-i şeni irtikap edemem...
Sayfa 193Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Hayalî ihracatçı için öngörülen ceza 100 bin Iiradan 10 milyon liraya kadar para cezasıdır; bu hayalî ihracat olayını yayımlamanın yaptırımı ise 6 aydan 3 yıla uzanan hapis cezası yanında ayrıca 3 milyon TL.'den başlayıp 25 milyona kadar çıkan para cezasıdır. Beğendiniz, değil mi? Kaçakçılık yap, ver 100 bin lira, kurtul; «kaçakçılık yapılıyor» diye yayın yap, 6 aydan 3 yıla kadar hapis, 3 milyondan 25 milyona kadar para cezası versinler"
Tüm kitabı mi paylassam?1987... "İçerde muhafazakârlık, milliyetçilik edebiyatı, dışarıda boynu bükük kredi dilenciliği! Arap bankerleri, Arap bankerlerle kurulan «birader şirketleri», bu şirketlere tanınan akıl almaz ayrıcalıklar; devlet kredileri ile palazlanan türedi şirketler; bu şirketler ile el ele dinsel tarikatlar, daha sonra da 'Atatürk ilke ve inkılâpları» söylevleri..."
Reklam
ANAP, seçim sistemi zorlamasıyla kazandığı bu seçim ile biraz da kendi sonunu hazırlamıştır. Çelişkili gelecek, ama bu «yapay zafer» ANAP için yarın ya da öbür gün içinden hiç çıkılmaz sorunlar yaratacaktır. Yaratacaktır; çünkü, azınlık oylarıyla çoğunluğu ele geçirmenin demokrasi adına savunulacak bir yanı yoktur. Yakın tarihimize şöyle bir bakın..
(Onca zaman sonra değişen teksey isimler ve yıllar) Neydi ANAP'ın özelliği? Muhafazakârlık! Bir yanda bir kadın bacağı fotoğrafına milyarlık cezalar getir, öte yandan «fuhuş tacirleri»ne pasaport sağlayıcı düzenlemeler hazırla! Pasaport Yasası'nda kimlerin korunup kollanacakları 1984 yılında belli olmuş, ANAP, yasanın 22. maddesinde yaptığı bir değişiklikle döviz, altın ve gümrük kaçakçılarına pasaport verilmesini sağlamıştı.
Din ticareti ile meşgul olanlara bakın, hemen hemen hepsi milyarder.. Yalnızca Türk Lirası ile «milyarder» değil bunlar, dolar milyarderi, mark milyarderi olmuşlardır birçoğu... Oh ne kolay.. Çek bir «besmele», gelsin paralar...
"Üretmeden tüketmek en büyük ahlaksızlıktır."
Devrimcileri Türkiye tarihinden çıkarın geriye ne sinema kalır, ne tiyatro kalır, ne edebiyat kalır, ne bilim kalır, ne bağımsızlık kalır, ne laiklik kalır, ne eşitlik kalır, ne özgürlük kalır. Vahdettin'in kaçtığı günden bu yana bu ülkede ne yapıldıysa devrimcilerin emeği var, kanı var.
Reklam
Kanaatkarlığı ile şöhretli olan Türk askerinin, harb ihtiyacı olarak, peksimetiyle çarığı yeter zannolunurdu. Bizim orduya ilk girdiğimiz günlerden beri askerin kanaatkarlığını ifade için mubagla ile söylenen bu sözlerin hakikatle ve Türk askerinin tabiatıyla hiç bir ilgisi yoktur. Türk aslerinin tabiatı, bilhassa şu noktada, çok açık bir surette bellidir; Asker iyi bakilmak ve iyi beslenmek ister. Harbin çetin isteklerine ancak gıdasını alan, iyi giyinmiş olan bir asker dayanabilir.
Sayfa 188Kitabı okudu
Kitapları bir kadın gibi sevenler, yalnız bekâr odalarının azabını daha az duyarlar. Ellerinde bir kitapla beraber yattıkları, başuçlarındaki lambayı yaktıkları zaman, bahtiyar bir evlilik hayatının daima tekrar edilen saadetini hissederler. Kitaplarla zifafa girmesini bilen adam, beşerliğinden kurtulmaya başlamıştır. Ve biz daima, daima beşeriz. Kadını hiçbir zaman inkâr etmedim. Hatta geceleri beni odama o kadar karışık bir halde yollayan, ekseriye bir kadın muvaffakiyetsizliğidir.
Tee eskilerde 'hürriyet' getirirdi esareti, şimdi de demokrasi. Demirkırat değil demokrasi katırı tepti beni ciğerimden hastayım Elmas! Dedik ya demediklerimizi de sen anlayıver. Ama istersen yoğurt da veririz sana Kaseler küçük bağışla bizi. Mandamız yok bizim idareden geliyor yoğurdumuz. Hükümet tahsisatı bu katlanmak gerek. Millet cömerttir çok verir. Hükümet hesabıdır az. Biz karışık bir karışık işlerdir bunlar Elmas! Çal be Elmas!
Sayfa 119 - Babil YayınlarıKitabı okudu
Savcı, 141 inci maddeden koğuşturulduğumu söyledi. Sonra : 159 da düşünülebilir... dedi. 159 uncu madde de, hükümetin.... İddianame geldiğinde baktım, dava ne 141'inci maddeden açılmış ne de 159'dan. Askerî savcı, konuşmalarımda, komünizm propagandası bulmuş ve davayı 142.maddeden açmış. Ben dava boyunca 142. maddeden yargılandım. Sonra dava sonuna doğru, suçun niteliği değişti. Anaya-sa'yı tağyir, tebdil ve ilga'dan suçlandım. Yani 146. maddeden. Mahkeme 146. maddeden mahkûm etti. Askerî Yargıtay bu hükmü bozdu. Mahkeme eski kararında direndi. Mahkemede son duruşmaya geldiğimizde, duruşma yargıcı kararını açıkladı: — Yargıtay kararına uyuyoruz. Sizin suçunuz 312'nci maddeye giriyor. O da af kapsamında.. Dosyanızı kaldırıyoruz. Haydi güle güle...
Seni daha önce bir yerde mi gördüm, yoksa şimdi mi uyduruyorum? Diyorum ki, — Bilmiyorum. Belki bir dolmuşta, bir zahmet şunu uzatabilir misinizleşmişizdir...
Reklam
a’cılardan ‘bir adam’ çıktığını duyacak mıyım? Yoksa hepsi de tatara titiri mi?
Bütün devletler sürekli yinelenen bir sorundan mustariptir: Güç, ruh hastası insanları çeker. Mesele gücün insanları yozlaştırması değil, yozlaşabilecek insanları mıknatıs gibi çekmesidir. Böyleleri şiddet yoluyla sarhoş olma eğilimindedir, ki bu duruma çabucak bağımlı olurlar. -Missionaria Protectiva, Metin QIV (dekto)
İnsanlar için en iyi yaşam tarzı, her birinin duracak bir yeri olması, genel ortamdaki rolünü ve neler başarabileceğini bilmesidir. Bir insanı yok etmek için durduğu yeri yok etmek yeterlidir. -Bene Gesserit Öğretisi
Sayfa 59 - İthakiKitabı okudu
Büyük bir halk kitlesinin küçük ama güçlü bir zümre tarafından yönetilmesi evrenimizde çok sık görülen bir durumdur bu büyük halk kitlesinin kendisini yönetenlere baş kaldırmasına yol açacak belli başlı koşulları da biliyoruz... Bir: Kendilerine lider bulmaları. egemen iktidara yönelik en çabuk alevlenebilen tehdit budur; liderleri daima kontrol altında tutmalıdırlar. İki: Halkın zincirlerinin farkına varması. halk körleştirilmiş halde , sorgulamadan yaşamalıdır. Üç: Halkın esaretten kurtulma umudu taşıması. kurtulmalarının mümkün olduğunu akıllarından bile geçirmemeleri gerekir!
Sayfa 148 - İthakiKitabı okudu
En güçlülerin bile uygulayabileceği kuvvetin bir sınırı vardır; bu sınırı aştıklarında kendilerini yok ederler. Devlet yönetiminde asıl sanat, bu sınırı saptayabilmektir. Gücün yanlış kullanımı ölümcül bir günahtır. Kanunlar intikam aracı, rehine ya da şehitleştirdiği kişilere karşı bir tahkimat olarak kullanılamaz. Bir bireyi tehdit ederseniz, bunun sonuçlarına katlanırsınız. Muad'Dib'in Kanun Üstüne Sözleri, Stilgar'ın Tefsiri
Sayfa 254Kitabı okudu
Her toplumsal durum bir derecede onu önceleyen koşullardan etkilenir. Eskisi zalim bir ülkeyse, ondan sonra gelen tamamen iyi olamaz.
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
"Zenginlerin sarayları önünde gösteriler yapın. İş talep edin. Size iş vermezlerse ekmek isteyin. İkisini de reddederlerse ekmeği alın. Bu sizin doğal hakkınızdır!"
"...dünyadaki bütün anlaşmazlıklar kasıtlı ya da kasıtsız, aceleye getirilerek söylenmiş birtakım yalan yanlış sözlerden kaynaklanıyordu."
Yolsuzluğun bir yönetim şekli olmasının en kötü yanı gayet iyi işlemesidir. (Didier)
Sayfa 166Kitabı okudu
"Sadece seçmen sınıfı değil,muhtemelen parlamentoya seçilecekler de ancak yarı eğitimli insanlar olacak. Cahil birtakım yasamacılar,aynı derecede cahil bir halk için yasa koyacaklar."
Sayfa 103Kitabı okudu