Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Walter Hoca

384 syf.
5/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Kitab klubu müzakirəsi üçün bu qədər təriflənən yazıçımızın bu qədər sevilmiş əsərini oxuyub qələminə bələd olmaq istədim. Fəqət heyhat! Əvvəlcə əsərin çox bəyənilən dili ilə başlayım. Əsərdən Azərbaycan dilinin lətafətini zərrə qədər ala bilmədim. Bu müəyyən qədər başadüşüləndir. Çünki hadisələr Azərbaycan cəmiyyətində cərəyan etmir. Ancaq yenə
Abaddon
AbaddonRövşen Abdullaoğlu · Qədim Qala Nəşriyyat Evi · 2023511 okunma
Reklam
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Daha önce filmini izlemiş birisi olarak kitapta bu kadar farklı bir senaryoyla karşılaşacağımı beklemiyordum. Ama çok güzeldi. Konunun kendisi dışında eserin akılda kalan pek bir yanı yok, ama dinlerken (eminim okurken de öyledir) insan keyif alıyor. Açken keyifle yenen bir atıştırmalık gibi
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi
Benjamin Button'ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,4bin okunma
48 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Fransa askeriyesinde antisemitist görüşün yaygınlaşması sonrasında yahudi Yüzbaşı Alfred Dreyfus kasıtlı yaklaşım sonucu ajanlıkla ittiham edilerek Şeytan Adası'na hapse yollanır. Bu olayın ardından dönemin aydınları haksızlığa karşı çıkarak Fransız Silahlı Kuvvetlerinin itibarının zedelenmesi pahasına Dreyfus'a destek verirler. Bu entelektüellerin öncülerinden olan Émile Zola günün birinde dönemin cumhurbaşkanına yazdığı "Suçluyorum" isimli mektubunu gazetede yayımlatır ve olaylar çığ gibi büyür.
Suçluyorum
SuçluyorumEmile Zola · Can Yayınları · 20214,887 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
1062 syf.
7/10 puan verdi
·
92 günde okudu
"Bütün mutlu aileler birbirine benzer. Her mutsuz ailenin ise kendisine özgü bir mutsuzluğu vardır." Postmodern edebiyatla tanıştıktan sonra klasiklere ilgim azaldı. Postmodern örneklerden olan "Bir son duygusu"nu okuduktan sonra bu ilgisizliğim daha da pekişmişti ama yine de eski yılların hatırına bir Tolstoy şaheserine şans vermemek mümkün değildi tabii ki de. Fakat karakterlerin - özellikle Anna'nın - psikolojik analizi dışında çok etkilemedi beni eser. Bunun sebeplerinden biri her klasikte olduğu gibi gereksiz detaylar, ikincisi de Rus isim ve soyisimlerinin yanlış vurguyla telaffuzunun beni aşırı irite etmesi oldu. Bence bu gibi ciddi işlerde seslendirenlerin detaylara dikkat etmesi, anadildeki kelimelerin vurgusunu öğrenmesi lazım. Yine Tolstoy'un hatırına 10 üzerinden 7.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,3bin okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
164 günde okudu
Postmodern ədəbiyyatla tanış olandan sonra klassiklərə marağım ciddi şəkildə azalıb. "Anna Karenina"ya səsli şəkildə qulaq asandan, "Aqibət duyğusu"nu oxuyub bitirəndən sonra isə bu istəksizliyim daha da möhkəmləndi. Bu kitab isə məni məndən aldı. Eyni zamanda da məni özümə qaytardı. Bir kitabsevər olaraq duyduğum ən böyük həzz, oxuduğum əsərlərdə özümdən bir parça tapmaqdır, bir çoxunuz kimi. Aylar öncə bir kitab klubunun müzakirəsi üçün böyük ləzzətlə oxumağa başlamışdım bu əsəri, sonra təəssüf ki, bəzi səbəblərdən yarımçıq qaldı. Əsərin mövzusu yaddaşımızın, dolayısıyla beynimizin bizə oynadığı oyunlarla bağlıdır. Xatırlamadığımız və ya yanlış xatırladığımız, ya da duyğularımızın təsiri altında yanlış yozduğumuz nüansların xoşbəxtliyimizə necə təsir edə biləcəyi ilə bağlı. Mənim kimi bəzən hisslərin təsiri altında məsələlərə radikal yanaşan (istər müsbət, istər mənfi tərəfdən) birisinə bir çox şeyi xatırlatdı bu əsər. Əsərdəki xüsusən bu hissə bir çox şeyi özətləyir: "Həmin vaxt — bir müddət sonrayacan da —bütün bunları kimsəylə bölüşə bilmədim. Marqaret əbəs yerə deməyibmiş: "Öz işindir, Toni..." Doğurdan da, ömrümün bütöv bir hissəsinə mən özüm yenidən qiymət verməliydim, yeganə həmsöhbətim öz vicdanım olacaqdı."
Aqibət duyğusu
Aqibət duyğusuJulian Barnes · Yay · 02,225 okunma
Reklam
72 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
İnsan ve toplum psikolojisine ciddi merak duyan, kendini ve etrafındaki insanları analiz etmeyi seven biri olarak psikanalize ve Freud'a ciddi bir ilgim vardı. İki kere, notlar alarak zevkle dinledim. Bu kitap iyi bir başlangıç oldu benim için.
Her İnsan Gördüğü Rüyanın Tabiridir - Sigmund Freud
Her İnsan Gördüğü Rüyanın Tabiridir - Sigmund FreudYılmaz Şener · Destek Yayınları · 20202,104 okunma
282 syf.
7/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Abartı...
16-17 yaşlarımda karşıma Coelho’nun “Simyacı”sı yada “Veronika ölmek istiyor” değil de bu kitap çıksaydı belki de onların yaptığı etkiyi yapar ve aklımda güzel bir hatıra olarak kalırdı. Ama “Gece yarısı kütüphanesi” 20-li yaşlardan sonra okunacak bir kitap değil. Tahmin edilebilir, edebi açıdan doyurmayan bir şey. Hollywood romantik komedi filmleri gibi sonda kimseyi üzmek istemeyen bir kitap. Kısacası çıtır bir gofret sadece.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,2bin okunma
280 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Düşman olarak bir insana, yüzüne karşı övgüler yağdıran "dostlar" yeter de artar bile. Birisini seviyorsanız arkasından övüp yüzüne karşı eleştirin. Bir süredir klasiklerden uzaktım. Şunu okuyunca sebebini anladım. Sabırsızlık mıdır yoksa gelişim mi bilmem ama klasiklerin uzun uzun benzetmelerine tahammülüm azalmış. Bu, Oscar Wilde olsa bile. Fakat yine de "Dorian Gray'in Portresi" ölmeden okunması gereken bir eser.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201873bin okunma
176 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Tarihi sevdiren adam – Harari
Gençler için basit bir dilde yazılmış bu kitapta insanlığın nasıl dünyanın “başına bela olduğunu” tatlı bir dille anlatıyor yazar. Cevap “süper gücümüzde” saklıymış – hikaye anlatabilme becerimiz ve işbirliği kurabilme yeteneğimiz. Tarihe ilgi duyuyorsanız “Sapiens” ve “Homo Deus” gibi kitapları okumadan önce bu kitabı okumanızda fayda vardır.
Durdurulamayan İnsanlık: Dünyanın Hâkimiyetini Nasıl Ele Geçirdik
Durdurulamayan İnsanlık: Dünyanın Hâkimiyetini Nasıl Ele GeçirdikYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 2022813 okunma
344 syf.
9/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Bu kitabı okuduktan sonra şuna kesinkes emin oldum, edebiyat – filmler ve rüyalarla beraber – benim için bu dünyanın gerçeklerinden bir kaçış yoludur. O yüzdendir ki mistik realizmin en çarpıcı örneği olan “Yüzyıllık yalnızlık” benim için her zaman 1 numara olmuştur. Şimdi ona küçük bir kardeş geldi - “İskambil kağıtlarının esrarı”. Bana ‘Issız
İskambil Kağıtlarının Esrarı
İskambil Kağıtlarının EsrarıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 2016971 okunma
Reklam
232 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Hayal kırıklığının, koca bir 'hiç'e ömür adayışın kitabı. "Ya, aslında yanılıyorsa? Ya, gayet sıradan bir yazgıya sahip sıradan biri olarak yaratılmışsa?" "Halbuki, birisi ona "Yaşadığın sürece bu hep böyle olacak, sonuna kadar hep aynı şey," demiş olsaydı, o da kendine gelirdi. "Olamaz," derdi, "muhakkak farklı bir şeyler olagelmeli, öyle bir şey ki, insan, 'artık sonuna gelmiş olsam bile beklemeye değmiş,' diyebilmeli.'"
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,2bin okunma
56 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Mutluluk bazen bir gün geç gelir."
Kendini keşif, olgunlaşma süreci, yaşadığı kayıplar kendine ve çevresine sinirli bir tepki şeklinde geri dönen ergen kahramanımızın kalbinin derinlerinden geçen "homurtu"lara kulak kabartıyoruz kitapta. Çok kısa ama leziz bir eser. Tam atıştırmalık. "Çavdar tarlasında çocuklar" kitabını sevdiyseniz bunu da sevme ihtimaliniz yüksek. Ama tabii ki de benim için "Öğrenci kız"ın "Çavdar tarlasında çocuklar"a eşit olmasına imkan yok. Zira onun yeri apayrı.
Öğrenci Kız
Öğrenci KızOsamu Dazai · Can Yayınları · 20208,3bin okunma
71 syf.
6/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Yer yer çok mantıklı, ufuk genişleten ve hatta motive edici, ama bazı kısımları da mantık dışı (buralarda "amma da sallamış" demekten kendimi alamadım. Mesela, okuma yaptıktan sonra yürümemiz gerekiyormuş, aksi halde kelimeler içimizde kaotik bir şekilde dönüp dolaşacakmış falan), metafizik varsayımlar üzerine kurulu ilginç bir eser.
Dokunmanın Gücü Üzerine
Dokunmanın Gücü ÜzerineWilhelm Schmid · İletişim Yayınları · 2022684 okunma
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Wilhelm Schmid “Dokunmanın gücü üzerine” kitabında der ki, izinsiz dokunmak kadar hiç dokunmamak da bir çeşit zorbalıktır aslında. Bu, tam da bu kitaptaki kahramanımızın yaşadığı çeşitten bir zorbalık. Bu roman, kocası tarafından fiziken ve manen dokunulmayı bekleyen, durmadan inleyen annesinin olumsuz enerjisi etkisinde büyümüş, bir diğer taraftan da evlerinin bodrumunda can çekişen babasının son anında yardımına gitmediği için sürekli vicdan azabıyla boğuşan isimsiz kahramanımızın sessiz çığlığıdır. Çok basit bir dille kaleme alınmış eserde iki çocuk annesi bir ev hanımının ve yakın çevresinin ailevi sorunlarını, travma ve tasalarını çok yakından ve etkili bir şekilde hissediyoruz. Romanı okudukça mutlaka kahramanlardan bazılarına empati, bazılarına antipati duyacak, bazılarında ise tıpkı kendinizi bulacaksınız. Ama eminim ne olaylara, ne de kitaba tarafsız kalabileceksiniz. Zaten yazarın başarısı da bu noktada saklı. Bazı okurların, kitaba daha pozitif, kahramanın “kuşunun” özgür olduğu bir sonluğun daha çok yakışabileceği eleştirilerine yazarına harika bir cevabı var – “Özgürlük anlık gelişen bir şey değildir”, bu bir süreçtir, mücadeledir. Kahramanımız en önemli adımı artık atmıştır – travmalarının ve sebeplerinin artık farkındadır. Hani deriz ya bir hastalığın tedavisinin ilk adımı onun teşhisidir diye.
Uçup Giden Bir Kuş
Uçup Giden Bir KuşFeriba Vefi · Verita Kitap · 2016143 okunma
180 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Vilhelm Şmid "Toxunmanın gücü barəsində" əsərində deyir ki, icazəsiz toxunmaq qədər heç toxunmamaq özü də bir bullinq çeşididir. Əsərimizin adsız baş qəhrəmanının yaşadığı çeşiddə bir bullinq. Bu əsər, həyat yoldaşından fiziki və mənəvi toxunma gözləyən, hər an zarıyan anasının mənfi enerjisi altında böyümüş, bir tərəfdən də zirzəmidə ölmüş atasının son anında köməyinə getmədiyi üçün vicdan əzabına qalib gələ bilməyən baş qəhrəmanımızın səssiz çığırtısıdır. Çox sadə bir dildə yazılmış və Azərbaycan dilinə də çox uğurlu tərcümə edilmiş əsərdə bir evdar qadının və onun yaxın çevrəsinin ailə-məişət problemlərini, travma və dərdlərini çox yaxından hiss edirik. Əsəri oxuduqca mütləq ki, qəhrəmanlardan bəzilərinə empatiya, bəzilərinə də antipatiya hissi ilə yanaşacaq, bəzilərində isə eyni özünüzü görəcəksiniz. Amma əminəm ki, nə hadisələrə, nə də kitaba bitərəf qala biləcəksiniz. Elə yazıçının uğuru da bundadır. Bəzi oxucular əsərin daha pozitiv, qəhrəmanın "quşunun" azad olduğu bir sonluqla bitməsinin daha yaxşı ola biləcəyi fikrinə qapılırlar. Ancaq yazıçının özünün də dediyi kimi – "özgürlük bir anda olan bir şey deyil", bu bir prossesdir, qəhrəmanımız ən azından artıq ilk və ən çətin addımı atıb – travmalarına və səbəblərinə qarşı artıq agahdır. Necə deyərlər, xəstəliyi müalicə etməyin ilk addımı onu tapıb ortaya çıxarmaqdır.
Zirzəmi Quşu
Zirzəmi QuşuFeriba Vefi · Parlaq İmzalar · 2002143 okunma
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.