Annemin nefesini ellerimde taşıyordum ve bir an önce ona yetiştirmeye çalışıyordum sanki. Çok fazla yaruluyordum elbette. İnsanın annesine nefes yetiştirmesi ne kadar zordur tahmin bile edemezsiniz.
-Al şunları da sende dursun.
-İstemiyorum.
-Lazım olur belki.
-Benim param var.
-Bak bir kere daha aynı şeyi söyleyip almamıştın.
-Param yarına yeter.
-O zaman öbür gün kullanırsın. Nasıl olsa biter. Nedir bu tavrın sana kötülük mü ediyorum Allah aşkına?
-Onu da öbür gün düşünürüz.
....
-Ne dedin?
- Onu da öbür gün düşünürüz. Biriktirmenin ne anlamı var. Deli gibi didinip durmanın faydası yok. Ölüm var, ölüm! Bana bak bazıları ölmeyi istese de beceremezler unutma bunu.
Akrebin yuvasını bozmalı yürekte. O zaman zehir bir kurtuluş. Bir iğne batımı. Çevresini alevle sarmalı. Kibritleri bir bulsam. Yangın gerekli kalbime.
Saate bakıyorum. Bileğinde acı bir bilezik. Zamanın tasması. Acıtıyor. Akrep değil şeytanın kirliği yelkovan desen kesip attığı tırnak. Etime geçirmiş dişlerini tık tak kemiriyor. Adem, kurtar beni.
ben doğulu kız
beni leylanın katili öldürdü
yine de yaşamam emredildi
artık inanmıyorum
ne atlar at ne dünya dünya
iki kere ikinin dört ettiği kadar
insan etmiyor bu insanlar
...
Hatice Çay
Yaşam kısadır, kısa sürmesinden değil bu kısa zamanın neredeyse hiç keyfini çıkaramamamızdan.
Ölüm anının doğum anından uzak olmasının bir anlamı yoktur, bu mesafe iyi doldurulamadığında yaşam her zaman kısadır.